''Kemal bey neyin var, çok dalgın görünüyorsunuz'' dedi şöför.
Kemal '' yok önemli bir şey değil, akşam kütüphaneye şimdiye kadar görmediğim bi adam geldi,onu düşünüyorum''dedi.
''Nasıl biriki sizi bu kadar düşündürmüş'' diye devam etti şöför. Kemal aslında konunun çokta uzamasını istemiyordu bunun için şöförün sorusuna üstün körü cevap vererek geçiştirdi. Zaten birde bu şöför hakkında çok iyi şeyler duymamıştı fazla meraklı ve dedikoduyu seven biri diye biliniyordu. Bu yüzden Kemal konunun uzamasını istemedi, çapraz bir soruyla konuyu değiştirdi.
Şöför de bunu anladığı için çok fazla soru sormadı, kemal'in alakasız açtığı sohbete devam etti.Bir müddet gittikten sonra Kemal ineceği durakta inip evinin yolunu tuttu.Giderken fırına uğrayıp sıcak ekmek aldı, bakkaldan peynir, zeytin aldı. Kemal tek başına yaşadığı için bu gibi ihtiyaçlarını günlük almaya çalışıyordu, fazla aldığı zaman aldığı yiyeceklerin bozulduğunu gördükten sonra, az almaya karar vermişti.Eve girince elindeki poşetleri bir kenara bırakarak, çekyata uzandı ve bir oh çekti.
Uzandığı yerde hemen uykuya dalan Kemal bir müddet yattıktan sonra, gözlerini açtığında saatin öğleye geldiğini görünce yattığı yerden hemen kalktı, kahvaltı yapmadan hiç uyumazdı, ama dün geceden yorgun olduğu için hemen içi geçmiş uykuya dalmıştı.
Kemal kahvaltı için çaydanlığa su koyduktan sonra aldığı yiyecekleri sofrasına koydu.Çayı demlerken birden dünkü yabancı geldi aklına dün ona çay verirken, ona doğru bakışını hatırladı.Nedense bu bakış onu etkilemiş ve arada sırada aklına takılmasına neden oluyordu. Acaba halen parkta soğukta öylece oturuyormu dedi kendi kendine. Bunu söylerken de niye bu kadar düşündüğü hakkında içinden yorumlar yapıyordu.
Kemal sıcak çayını yudumlarken televizyon da gördüğü bir haber onun yemeğinin boğazına takılmasına sebep oldu.
Televizyondaki haberde parkta bir erkek cesedi bulundu diye geçiyordu.Kemal hemen sesi bir seviye daha açıp habere kulak kabarttı.Merakla ölen kişinin resmini göstermesini bekledi, haber kanalında resim gösterildiğinde, bir oh çekti. Gösterilen resim dün akşam ki yabancı değildi. Kemal onun olmadığına bu kadar sevinmesinin bir nedeni olması gerektiğini düşündü. Acaba akrabalarından birimi diye düşündü,
Az önce heyacanlandığı için,tansiyonu biraz çıkmıştı.Tansiyon ilacı içti bir tane yoksa akşama kadar geçmezdi baş dönmesi.Bazı sıkıntılarından dolayı tansiyon hastası olmuştu kemal.Ailesinde de olduğundan dolayı bu hastalık,doktor genetik demişti.Kahvaltısından hiç bir şey anlamamıştı.Çayını yeniden tazeledi ,ekmeğini de sandviç yaptıktan sonra,gazetesini alıp köşesine çekildi.Haberler spor haberlerine geçmişti.Biraz onlara baktıktan sonra televizyonu kapattı.
Gazetede köşe yazarlarının yazdıkları makaleleri okumayı çok severdi kemal,birde vazgeçilmezi bulmacaları vardı.kütüphanede çözmeye vakit buldukça çözer,vakit bulamadığı zamanlarda evde çözerdi.Gazetedeki bütün yazıları okurdu neredeyse.Genel anlamda okumayı severdi boş kalmayı sevmez elinden geldiği kadar okurdu.Bazı zamanlarda okuduğu kitap az kalmışsa onu bitirmeden yatmazdı.Bu sebepten dolayı o sabah erken kalkamaz işe geç kalırdı.
Kemal oturduğu yerden ,pencere kenarındaki çiçeklerine su vermek için kalktı.Çiçekleri de çok severdi hatta günün birinde çiçek mi hayvan mı diye karar vermek durumunda kalmıştı.O çiçeği tercih etmiş hayvan sevgisini ikinci plana koymuştu.Aslında evde beslemek istiyordu bir tane evcil köpek veya kedi ,ama işe gidince evde tek kalmasına razı olamadığından dolayı beslemek için ilerde bir gün diye ertelemişti.
Çiçeklerini de gözü gibi bakardı,güneş saatini su saatini hiç kaçırmamıştı.Onlarla arkadaşıymış gibi konuşur onların cevap verdiğine inanırdı.Soru cevap yapıyormuş gibi sohbet ederdi.Bu davranışını kimsenin bilmemesi,için dikkat ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kendime söz verdim
RomantizmHayalleri gerçeğe dönüştürmek zordur elbet imkansız da deyildir.Biraz şans biraz sabırla olabilicek hayallerimiz vardır hayatta , dediğini yapacak güç bulursan tereddüt bile etme....