Creepypasta Hikayeleri

Dokunarak

Gece yaklaşık 9:35. TV'nizdeki program sessiz, sesi kısıldı. Belki başka bir şey dinlerken veya izlerken bile, statik bir gürültü ve  resim olması gereken insanlardan birisiniz.

Salon ışığı yanıyor. Beş ampulden ikisi yanmış. Arkadaki kişi bir sonraki adım gibi görünüyor, ama sandalyenizde uzanırken fazla düşünmüyorsunuz.

Bir şey aklının arkasında kemiren başlar. Sadece normal bir pazartesi gecesi, yola çarptığında donan sabit bir çiseleme yağmurunun dışında. Sıcağı evde tutmak için bir Harley Davidson battaniyesi ile örtülmüş, yanınızdaki büyük panel penceresine bakmak istemenize neden olan bir şey.

En sevdiğiniz grubu açarak kendinizi dikkatinizi dağıtmaya çalışıyorsunuz. Belki Kolektif Ruh, Rammstein veya başka bir şeydir. Aklını başından alacak bir şey var. Şimdi sadece saat 9:37, birkaç dakika sonra ve hala siyah ve turuncu bir battaniyeyle örtülmüş o pencereden geriye dönüp bakma dürtüsüne sahipsin. Dikkatinizi çekmeye çalışan bir parmak ucu gibi cama hafifçe dokunduğunuzu duyarsınız. Müziği daha yüksek sesle açıp boğmaya çalışıyorsunuz. Şimdi dikkatinizi çekmeye çalışan, daha hızlı ve daha ısrarcı, daha hızlı ve daha hızlı hale gelir.

“Kafamın içinde, sadece çalıştım, çok az uyku. Dün gece deliydi. ”Kendine söyle. Penceredeki tecavüz sona eriyor ve sen tekrar yerleşmeye başlıyorsun. Saat 9:41. Dikkatini tekrar televizyona çeviriyorsun, beynini saran reklamlar.

Dokunarak döner. Basit, keskin bir musluk. Merak korkunun üzerine yazar ve sol elinizle battaniyeyi kaldırırsınız, pencereyi dışarıdan süzülen bir ağaçtan sapmış bir uzuv ya da belki hiçbir şey göremezsiniz.

Uzun, soluk beyaz bir dil, başka bir dokunuşla geri şaplak atıp pencereye doğru sürüklenir. Kalbiniz dururken, uzun bir yüzden şişkin, kaynayan kesikler ve kılcal yara izleri ile yırtılmış, yanıklarla kaplı iki beyaz büyük gözle bakarken, neredeyse camınızın kendisi kadar yüzü var. Tavandan sarkıyor, ters duruyor. Ağzı jilet gibi keskin dişlerle kaplı, binlerce veya milyonlarca kişi olabilir. Birkaç çürük ve nabız atıyor ve sana bakıp duruyor. Kavernöz ağzı gülümsüyor gibi görünüyor. Senin bilmediğin bir şeyi biliyormuş gibi ...