Bölüm Şarkısı_Pera Şarab-ı Izdırap
Sabah uykumu bölen sesle gözlerimi açtım. Alarm herzamanki gibi son ses çalıyordu. Yataktan doğrulup banyaoya girdim. Üzerimdekileri çıkartıp duşakabine girdim ılık su bedenimden akarken dünden kalma olduğumdan başımın ağrısı kendini belli ediyordu. Kısa bir duşun ardından banyodan çıkıp dolabıma yöneldim dolabımdan çıkardığım bordo sweat ve siyah pantolonu üzerime geçirdim. Aynanın karşısına geçip elime aldığım tarakla saçlarımı taradıktan sonra saç kurutma makinasıyla kuruttum. Saçımı gevşek bir şekilde örüp ucunu siyah tokamla bağladım. Komodinin üzerinden telefonumu alıp odamın kilitli olan kapısını açıp odamdan çıktım. Merdivenlerden indikten sonra salona bir bakış attım kapıya doğru ilerlediğimde mutfaktan gelen sesle irkildim. Babam mutfaktan çıkıp yanıma gelmişti.
-nereye?
-okula
-bu halde mi?
Okul formamı giymemiştim çünkü bu günde okula gitmicektim.
-bu gün serbest giyinebiliyormuşuz cuma günü olduğu için..
-bana yalan söylemekten vazgeç meriç!!
Yüzü kasılmıştı havaya kaldırdığı elini suratıma indirdiğinde dengemi kaybedip yere düştüm. Dudağımı yaladığımda ağzıma gelen kan tadından dudağımın patladığını anlamıştım. Kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı.
-botlarını giy. Ben bırakıcağım seni okula.
Sesimi çıkarmadan botlarımı ve montumu giydim hala kolumda olan eliyle beni çekiştirip arabaya götürdü ön kapıyı açıp arabaya binmemi söyledi. Ben Arabaya binince kapıyı sertçe kapattı kendide arabanın önünden dolanıp arabaya bindi. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Yol boyunca Hiçbirşey konuşmadan okula gelmiştik. Arabanın kapısını açıp indiğimde o da arabadan inip yanıma geldi ve kolumdan tutup beni okula sürüklemeye başladı bahçe kapısından girdiğimizde bankta oturan derini ve poyrazı gördüm derin ayaklandığında kaşlarımla işaret edip oturmasını sağladım. Ama poyraz oturduğu yerden kalkıp yanımıza gelmişti. Babam denecek o adamın karşısına geçti aralarında geçen uzun bakışmadan sonra poyraz bana dönmeden
-meriç.. kim yaptı bunu sana?
Ses tonundaki sakinlik babam olacak adamın sinirlerini zıplatmaya yetmişti
-ben yaptım. Şimdi çekil şurdan elimde kalma
-öylemi deyip. Saniyeler içinde babam olacak adama kafa atmıştı. Elimden tutup beni peşinden sürüklemeye başladı okul kapısından çıkıp Okulun yanında parka halinde olan poyrazın arabasına ulaşmıştık. Uzaktan kumanda ile kapıyı açıp Arabaya bindiğinde bende bindim. Arabayı çalıştırıp gazı köklemişti. Poyraza kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimi ellerime çevirdim.
-poyraz.. neden böyle birşey yaptın?
-canım istedi.
-benim yüzümden başın derde giricek.
Hiçbir şey demedi yanlızca omuz silkti.
-nereye gidiyoruz?
-uyuyabileceğimiz bir yere.
Başımla onaylayladıktan sonra cebimden telefonumu çıkartım. Telefonu komple kapatıp tekrar cebime sıkıştırdım.
Elimi radyoya götürüp radyoyu açtım. Çıkan yüksek sesli cızırtı yüzünden poyrazın kısa süreli olsada sert bakışları altında ezilmiştim.
Bir otelin önünde durduğumuzda arabadan inip otele girdik poyraz resepsion dan bir odanın anahtarını aldı ve merdivenlere yoneldi. Merdivenlerden çıkıp ince koridorun sonunda olan odanın önünde durmuştuk. Poyraz kapıyı açıp içeri girdiğinde. Bakışlarımı etrafte gezdirip içedi girdim ve kapıyı kapattım. Poyraz kendini yatağın karşısında duran siyah ikili koltuğa atmış uzun boyu yüzünden sığmayan bacaklarınıda koltuğun kolunda aşşağı sarkıtmıştı bende poyrazın uzandığı koltuğun yanında duran tekli koltuğa kendimi attım. Bir müddet öylece durduktan sonra sessizliği bozan poyraz oldu.
-Hadi uyuyalım.
Başımla onaylayıp ayaklandım o da ayaklanıp üzerindeki okul formasını tek hamlede sıyırıp attı.
Ölümcül bakışlarımı ona göderdim
-napıyorsun ya?
-üzerimi çıkartıyorum, bunlarlamı yatıyım.
-pantolonuda mı çıkarıcaksın?
-evet
Şok olmuş yüz ifadem hoşuna gitmiş olucak ki kendini yatağa atıp gülmeye başladı.
-gülme be.
-hadi uuyalım artık.
-ben senle uyumam.
-iyi kendin bilirsin. Kanepe ellerinden öper.
-vicdansız deli. Deyip yatakta olan yastığı aldım ve kanepeye kendimi attım rahatsız kanepede dönüp durduktan sonra gözlerimi tavana diktim. Vucudumda hisettiğim eller ve havaya kalkmam tiz bir çığlık atmama neden oldu. Saniyeler sonra kendimi yumuşak yatakta bulmuştum. Poyraz da kendini yatağa bıraktığında düz bir şekilde yatıp. Uyumaya başladı. Arkamı dönmek için kıpırdandığımda poyraz beni kendine çekip kolunu başımın altına koyduktan sonra kolunuda belime doladı.
-poyraz
-şşşş sıçan uyu artık.
Kısa bir homurdanmanın ardından kendimi uykunun ve poyrazın kollarına bıraktım.
🌇 🌇 🌇 🌇 🌇 🌇 🌇
Uyandığımda duvarda asılı duran saatten satin 15:25 olduğunu gördüm. Poyrazın bedenime sarılı olan kolları yüzünden kalkamayınca vazgeçip poyrazı izlemeye başladım. Yakışıklıydı yüzünün düzgün hatları vardı dağınık olan siyah saçları dahada dağılmıştı uzun kiprikleri vardı. Ama en dikkat çekici yeri gözleriydi. Mahşerin en eşsiz tonunda olan mavi gözleri. Gerçekten çok güzel gözleri vardı. Dikkatimi dağıtan sesle şok olmuştum.
-beni mi izliyorsun ?
-ha.. hayır
Beni kollarınının arasından bırakıp ayağa kalktı. Okul formasını fırlattığı yerden alıp üzerine geçirdi. Bende ayağa kalktım botlarımı ayağıma geçirdikten sonra montumu giydim poyraz da botlarını ayağına geçirdikten sonra montunu giydi ve kapıya yöneldi kapıyı açıp dışarı çıktığında bande onu takip ettim. Adımları büyüktü bu yüzde bir adım arkasında kalıyordum. Merdivenlere geldiğimizde ani baş dönmesiyle poyrazın koluna tutundum gözlerimi kapatıp baş dönmesinin geçmesini bekledim gözlerimi açtığımda poyraz kaşlarını kaldırmış baana bakıyordu
-n'oldu?
-hiç..sadece biraz başım döndü.
Başıyla onaylayıp merdivenleri inmeye devam etti. Bende kendimi toparlayıp merdivenleri indim. poyraz resepsiona anahtarları verip yanıma geldi ve otelden çıktık poyrazın otelin parkında duran arabasına yöneldik arabanın yanına geldiğimizde poyraz kapıları açıp arabaya bindiğinde bende bindim. Poyraz bana dönüp kısa bir bakış attıktan sonra elini yüzüme yaklaştırdı ve çenemi kavradı parmağını patlamış olan dudağımın üzerinde gezdirdi
-hâlâ acıyor mu?
Hayır anlamında kafamı salladığımda elini dudağımdan çekti.
-aç mısın?
-biraz.
-güzel.
Deyip arabayı çalıştırdı. Arabayla ilerlerken gözlerimi cama çevirdim. Gözlerimle dışarıyı süzerken yine düşüncelere dalmıştım. Babam olacak o adam çoktan polise haber vermiş olabilirdi. Korkuyor muydum? Hayır. Ama bu durum canımı sıkıyordu. Eğer polise yakalanırsak poyrazın başı derde giricekti ve ben bunu hiç istemiyordum.annem istanbula geleli iki gün olmuştu ama yine beni görmeye gelmemişti. Poyraz tuhaf davranmaya başlamıştı. Bana sarılmıştı, birlikte uyumuştuk. Bazen umrundaymışım gibi davranıyordu bazense ufak bir böcek mişim gibi beni ezip geçiyordu, tuhaftı. Arabanın durmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Poyraz arabadan indiğinde bende arabadan indim. Gözlerimle etrafı kısaca süzünce ufak bir restorantın önünde olduğumuzu gördüm poyraz aceleci adımlarıyla yürürken uzaktan kumandayla arabanın kapılarını kitleyip cebine attı ve içeri girdi. Bende arkasından girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaşmıştım bu restoranta bulunan herşey eskitmeydi. Etrafı aydınlatan sarı loş ışıklar ve deri kaplama koltuk ve sandalyeler mekanı tamamlıyordu. Poyraz çam kenarı olan köşem deri koltuklu bir masaya oturduğunda bende yanına ilerleyip koltuğun diğer ocuna oturdum. Birkaç dakika içerisinde menüyü getiren garsona teşekkür edip menüyü açtığımda şok dalgaları beynimde yankılanıyordu. Menüde yazan bütün yemekler vejeteryan kişiler içindi poyraz bunu bilerek mi yapmıştı. Kafasını menünen kaldırmadan
-ne yiyiceksin?
-bilerek mi yapıyorsun?
-neyi?
-bunların hepsi vejeteryan yemekleri gerçekten bu bir şakaysa tebrik ederim yılın en iyi şakası
-ben vejeteryanım meriç.
Ciddi konuşmasının ardından kendimi tutamayıp güldüğümde kasılan suratından şaka yapmadığını anlamıştım kendimi toparladım.
-et yemeden nası yaşıyorsun?
-gördüğün gibi. Sen boşver de ne yiyiceksin ?
-sen seç çünkü hiçbiri bana göre değil.
Gözlerini kısıp menüne parmağını gezdirdikten sonra onaylarcasına bir ses çıkardı
-pizza?
-olur.
Garsonu çağırıp siparişleri verdikten sonra telefonuyla oynamaya başladı bende cebimden telefonumu çıkartıp açtım. 15 tane cevapsız çağrı vardı 5 tanesi derinden 10 tanesi ise o adamdandı. Derini arayıp telefonu kulağıma yerleştirdim ilk çalmada açılmıştı
-nerdesin sabahtan beri seni arıyorum telefonun kapalı.
-poyrazla yemek yiyoruz.
-derin karakollarda sürünsün siz yemek yeyin.
-ne karakolu be
-baban siz gidince kolumdan tuttuğu gibi karakola götürdü işte ifademi falan aldılar kimdi meriçi götüren falan ama hiçbirşey söylemedim.zaten okulda yeni olduğunu tanımadığımı söyledim.
-iyi yapmışsın derinim
-bak sümüklü kendine dikkat et yakalanma sakın. Hadi öptüm
Deyip telefonu suratıma kapattı.
Poyraz hala telefonuyla oynuyordu o sırada pizzalarımızda gelmişti. Çok acıkmıştım elime aldığım sıcak pizza diliminden kocaman bir ısırık aldım. Beklediğimden çok daha iyiydi. Tafını bağendiğim pizzanın yarısı artıkyoktu
Karnımın bana verdiği açlık hissiyle pizzanın yarısını götürmüştüm.dikkatimi dağıtan ses gözlerimi tabağımdan kaldırmama neden oldu
-pizzaya tecavüz ettin resmen
Poyrazın dediklerine burun kıvırdım
-ne tecavüzü be nimet o nimet.
Pizzalarımızı bitirdikten sonra ayaklandım.
-nereye?
-hadi gidelim artık
-tamam deyip ayağa kalktı ve restoranttan çıktık arabaya bindikten sonra poyraza döndüm. Söyleyip söylememek arasında kararsız kalmıştım en sonunda cesaretimi toplayıp söyledim
-bu gün içebilirmiyiz yani benim sarhoş olmam lazım.
-nedenmiş o?
-bu gün öyle olması lazım.
-öyle olsun bakalım deyip arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Biraz ilerledilten sonra bir tekelin önünde durduk.poyraz arabadan indi ve tekele girdi birkaç dakika içinde elindeki poşetlerle tekrar çıktı. Arabanın arka kapısını açıp poşetleri koydu ve kapıyı kapattı kendide araba binince arabayı çalıştırdı. Sanırım sahile gidiyorduk araba durduğunda tahmin ettiğim gibi sahildeydik poyraz arabadan inince bende indim poyraz arka koltuktaki poşetleri alıp kapıyı kapattı.
-cebimde ki anahtarı al ve kapıyı kilitle.
Başımla onaylayıp montunun cebinden anahtarı aldım ve kapıları kilitledim. Anahtarı tekrar cebine koyacakken anahtarda takılı olan anahtarlığa gözüm ilişti üzerinde aras yazıyordu dikkat çekmemek adına anahtarı geri cebine attım ve yürümeye başladık uzn bir yürüyüşün ardından bir deniz fenerinin önüne gelmiştik bu fener normal fenerlerden daha büyüktü. Poyraz poşetleri yere koyup arka cebinden çıkardığı anahtarla deniz fenerinin kapısını açtı anahtarı yerine koyup poşetleri tekrar eline aldı ve içeri girdi bende ardından girdim ve kapıyı kapattım içerisi karanlıktı cebimden çıkardığım telefonun ışığını yaktım önümüzde uzanan merdivenleri tırmanmaya başladık son merdivenide çıkrığımızda bir kapıyla daha karşılaşmıştık poyraz kapıyı ayağıyla ittirdiğinde kapı açılmıştı ve içeriden sızan ışık karanlık merdivenleri aydınlatmıştı. Poyraz içeri girdiğinde bende içeri adımımı attım. Yerler tertemizdi bir köşede muz koltuklar ve polarlar vardı ama beni benden alan şey tavan ve duvarlar olmuştu tavan tamamen camdı tavan yere yakındı duvarlar ise harika cizimlerle doluydu ağzım açık içeriyi inceliyordum. Poyraz çoktan muz koltuğun birine yerleşmişti. Bende yanına gidip diğer muz koltuğa oturdum. Poyraz poşetdekileri çıkartmaya başlamıştı. Bir sürü cips ve bira almıştı ama en gözde olan ise poşetten çıkardığı şarap ve iki kadeh ti. Kadehleri şarapla doldurduktan sonra birini bana uzattı kadehi elime aldığımda poyraz poşetten birşey daha çıkarttı elinde olan kalıp çikolatayı açtı ve yere bıraktı yerde duran kadehi eline alıp kaldırdı ve uzun bir yudumu dudaklarından ağızına misafir etti. Bende elimde duran kadehi kaldırıp dudaklarıma götürdüm. Bir kadeh şarap dudaklarımda şahlanırken unutturur acımı belki bir saat belkide sadece bir saniye...
Bir şişe şarp bitmiş elimizde ki kadehlerimiz bir şişe şaraptan kalan son eserlerdi.
Şarap damarlarımda yerini edinmişti kalp atışım değişmiş içimde sakladığım herşey açığa çıkmak istercesine can çekişmeye başlamıştı Dudaklarıma götürdüğüm kadehten uzun bir yudum aldıktan sonra gözlerimi tavana diktim
-poyraz?
-hıhh
-bugün benim kardeşimin doğumgünü yani benim yüzümden ölen kardeşimin.
Beynim ve dudaklarım kalbimi ezip geçmişti. Kalbim tekrar sızlamıştı canım yanıyordu hemde çok..🍷🍫🍷🍫🍷🍫🍷🍫🍷🍫🍷
Bölüm için çok beklettim ve
Yazım yanlışları için çok özür dilerim
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
İyi okumalar♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERAZ
Romansa⭐hayat insanlara bir şans verir işte biz bu şansı kaybedenleriz...⭐ 🍷bir kadeh şarap dudaklarımda şahlanırken unutturur acımı belki bir saat belkide sadece bir saniye...🍷