Bölüm Şarkısı: Cem Adrian _ İnce Buz Üstünde
💉 💉 💉 💉 💉 💉 💉 💉 💉 💉
ağlamaktan bedenim ve acılarımın tırnağını geçirdiği kalbim bitkin düşmüştü. Zor güç ayağa kalkıp kapımı kilitledim. Üzerimdekileri çıkartıp dolabın önünde ki aynaya yansıyan bedenime baktım saç örgüm bozulmuş ve açılmıştı gözlerim kızarmış boynumda ki damarlar kendini belli etmişti. Dolaptan çıkardığım giyisileri üzerime geçirip yatağıma yöneldim komodinin çekmecesini açıp ilaçların içinden sakinleştirici etkisi olan bir ilacı aldım cam şişenin içinden bir tane ilaç aldıktan sonra kapağını kapatıp çekmeceye attım komodinin üzerinde bulunan bardaktaki suyu alıp ilacı ağzıma attım. Kendimi yatağın üzerine atıp gözlerimi yumdum.
Sakinleştirici ile gevşeyen bedenim kendini uykunun kollarına teslim etmişti.-meriç... Kızım uyanık mısın?
Annemin sesiyle gözlerimi tekrar açtım. Yatakta doğrulup gözlerimi kilitli olan kapıya diktim. Kapıyı tıklatan annem kapıyı açmaya çalışmıştı açılmayınca da vaz geçmişti.
-meriç..sadece iyi olup olmadığını bilmek istiyorum.
Yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdüm kapıyı açtığımda annemim yüzü görüş alanıma girmişti. Annemin dehşet içinde açılan gözlerine bakakaldım.
-meriç.. ne oldu sana?
Hemen arkamı dönüp dolabımın aynasında kendime baktım. Yüzümün yarısı kan içindeydi. Banyoma girip yüzümü yıkadım. Kafamı kaldırdığımda aynaya yansıyan görüntüm berbattı. Göz altlarım morarmış yüzüm bembeyaz olmuştu. Başımın dönmesiyle dengemi kaybedip bir iki adım geriledim. Gözlerim puslanmıştı annemin sesi artık daha uzaktan geliyor gibiydi daha fazla dayanamayıp yere yığıldığımda annem bağırmaya başlamıştı.
-meriç..kızımm!!
-emrah!!! Meriç..
Babamın hışımla banyoya girdiğini ve beni yerden kucaklayıp kaldırdığını hatırlıyordum. Sonrası koca bir karanlıktı. Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım elimin üstünde bulunan damaryolunun hisettirdiği ufak sızıdan başka birşey hisettmiyordum. Odanın kapısı açılınca görüş alanıma giren annem koşar adımla yanıma gelip bana sarıldı.
-çok korktum...
Yıllarca beni görmek istemeyen annem mi korkmuştu?
-neden?
Annem kollarını gevşetip geri çekildi. Gözlerimi yüzüne diktiğimde göz makyajının aktığını gördüm sanırım ağlamıştı.. yüzündeki o herzamanki bilmiş ifadesi yoktu daha çok canı yanmış gibi bakıyordu. Odanın kapısının açılmasıyla gözlerimi annemin üzerinden çektim. Odaya giren hemşire elimin üzerindeki serumu çıkartıktan sonra doktorun odasında beklediğini söyleyip odadan çıktı. Yatakta doğrulduktan sonra ayağa kalktım ve annemi beklemeden odadan çıktım. Koridorun sonunda bulunan doktorun odasına geldiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim. En fazla 30 yaşında olan doktor oturduğu yerden kalkıp beni karşıladı. Uzun bi bakışmadın ardından sessizliği bozan o olmuştu. Eliyle masanın önünde duran koltuğu gösterip.
-oturmaz mısın? dedi
Dediğini yapıp masanın önündeki yeşil koltuğa oturdum.
-adın meriç değil mi?
Kafamı sallamakla yetindim
-bende alp.
-memun oldum.
-meriç keşke bu konuşmayı hiç yapmak zorunda kalmasaydık. Öncelikle şunu bilmeni istiyorum Senin gibi birçok kişi var. O yüzden kendini yalnız hissetme. Bu durumu senden saklamak sadece biliçsizce yaptığın hareketlerle hastalığının ilerlemesine neden olucak. Meriç..
Duraksadı derin bir nefes aldıktan sonra devam etti
-beyninde bir tümör'e rasladık. Henüz iyi huylumu yoksa kötü huylumu bilmiyoruz. Bunu öğrenmek için ufak bir ameliyat geçirmen gerek.
Doktorumun söyledikleriyle beynimden vurulmuşa dönmüştüm hiç hareket etmeden söylediklerini hazmetmeye çalışıyordum. Yüzümde en ufak bir mimik yoktu hissettiğim sadece koca bir boştu. korkuyor muydum ? evet. Ama ölmekten değil o soğuk toprağın altında yapayalnız kalmaktan. Devam et dercesine başımı salladım
-yaptığım kan testleri sonucunda vucudunda antideprasan ve alkole rastlanmış. Bundan sonra alkol ve antideprasan almak yok. Kendini yormak da yok.
-antidepresan almadığım zamanlar kriz geçiriyorum.
-işte tam da bu yüzden senin için bir psikolog ayarladım. Anlaştığımızı umuyorum.
Kafamı sallamakla yetindim. Oturduğum koltuktan kalkıp kapıya doğru yöneldim kapıyı açıp dışarı çıktığımda annem ve babam bana bana bakıyordu. Gözlerimi yere diktim
- artık eve gidebilir miyiz?
Babam bir adım öne geldi
-gidebiliriz.
Hastaneden çıkıp eve gitmek için arabaya binmiştik. Eve gidene kadar hiçbirimiz konuşmamıştık. Bende altımızdan akan su gibi yola dalıp gitmiştim. Arabanın durmasıyla eve geldiğimizi anlamıştım kayıpı açıp kendimi arabadan aşağıya attım. Hızlı adımlarla eve ilerledim zile bastığım da kapıyı açan hicran teyzeye sarıldım.
-kuzum..iyi misin?
Cevap vermeden kollarımı hicran teyzeden ayırdım hızlı adımlarla odama çıkıp kapımı kilitledim. Yatağımın üzerindeki telefonumu elime alıp düşünmeye başladım birine anlatmaya ihtiyacım vardı. Telefonun kilidini açıp rehbere girdim poyraz'ın ismini bulup arama tuşuna bastım. Telofonu kulağıma götürdüm 2 kez çaldıktan sonra açıldı
-alo.. meriç
-poyraz..
Sesim titremiş gibi çıkmıştı
-iyi misin sen?
-bilmiyorum..
-geliyorum. Deyip telefonu kapattı. Telefonu yatağımın üzerine atıp dolabımın karşısına geçtim. Dolaptan çıkardığım siyah sweat ve siyah kotumu üzerime geçirdim. Odamdan çıktıktan sonra hızlı bir şekilde merdivenlerden inip evden dışarı çıktığımda poyrazın arabası beni karşıladı. Ön yolcu kapısını açıp arabaya bindim. Kapıyı kapattıktan sonra poyrazda arabayı çalıştırmıştı. Arabanın motorundan gelen boğuk sesten başka çıt çıkmıyordu. En sonunda bu sessizliği bozan o oldu.
-Ne yapmak istersin?
Çok yorulmuştum hem bedenen hemde ruhen uyumak iyi gelebilirdi.
-sanırım uyumak istiyorum.
Onaylarcasına bir ses çıkardıktan sonra kavşaktan dönüp tekrar geldiğimizi yola dönmüştük birkaç dakika sonra poyraz'ın evine gelmiştik. Poyraz arabadan indiğinde bende indim uzaktan kumandayla arabanın kapılarını kilitleyip yürümeye devam etti. Onun evine ikinci kez geliyordum biraz tuhaftı ama içimi dökmenin en iyi yolu buydu ben yeni tanıdığım birine içimi daha rahat dökebilirdim. Eve girdiğimizde botlarımı çıkartıp merdivenleri çıkan poyrazı takip ettim odasına geldiğimizde kapıyı kapatıp yatağının üzerine oturdu eliyle yatağa vurup oturmamı işaret etti. Aramıza küçük bir mesafe koyup yanına oturdum. Derin bir nefes alıp parça parça bıraktı.
-anlat
-anlatmak çok zor.
-o zaman anlatma, susalım sessizliğimiz konuşsun.
Elini cebine atıp telefonunu çıkardı
-şarkı?
Kafamı sallamakla yetindim
Şarkıların arasında dolaşıp birinde durdu. Kulaklarıma dolan melodi çok tanıdıktı. Cem adrian'nın sesini duyduğumda hangi şarkı olduğunu anlamıştım ince buz üstünde çalıyordu. Poyraz ayağa kalkıp üzerindeki gri kazaktan kurtulup yatağa yattı yanında bıraktığı boşluğa kendimi bıraktığımda poyraz kollarıyla beni sarıp krndine çekti sırtım onun kaslı döşüne değiyordu. Odayı dolduran son ses müzikle gözlerim dolmaya başlamıştı poyrazın ağladığımı görmesini istemiyordum. Bu yüzden sessizce ağlamaya çalıştım ama başaramadım sesiz ağlayışımın yerini hıçkırıklar ve iç çekişler almıştı. Poyraz beni daha da sıkı sarıp dudaklarını saçıma bastırdıktan sonra çenesini tekrar kafamın üzerine yerleştirdi. Sıcak nefesi saçlarımın arasında dolaşıyordu.
-ağla... benim güzelim. İçinde ki acının dışarı sızmasına izin ver.
Bana güzelim demişti , bu iki kelime neden benim kalbimin hızlanmasına neden olmuştu?
gülerken gözleriyle ağlıyordu, sarılınca tüm benliğimi çalıyordu, poyrazdı işte... fazla şaşırmamak lazım.
Bu gün yaşadıklarımın kötü bir rüya olmasını isterdim. Her şeyin ben gözlerimi kapatıp açınca geçmesini istedim ama hayır bu imkansızdı böyle şeyler sadece küçük çocuklara annelerinin okuduğu aciz masallarda olurdu.
Bedenim daha fazla dayanamayıp gözlerini kapatmıştı. Sadece poyrazın nefes alışverişi duyuluyordu. Kendimi uykunun kollarına teslim etmeye hazırlanmıştım ki bu büyülü sessizliği onun sesi bozmuştu.
-bebek gibisin?
Dediği şeye bozulmuştum ağladığım için bana bunu diyemezdi.
-ağladığım için mi?
-hayır.. çok güzel kokuyorsun, bebek gibi.
Hiç birşey diyememiştim sadece elimi karnımın üzerinde olan elinin üzerine koyup uyumaya çalıştım.💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎💎
Uyandığımda poyrazın kolları hala belimdeydi. Onu uyandırmamak için kıpırdamadan odayı izlemeye başladım. Gözüme ilk takılan şey odanın köşesinde duran electro gitardı ilk geldiğimde onu fark etmemiştim. Kitaplının üzerinde duran çerçeveye gözüm takıldı bu bir aile fotoğrafıydı poyrazın yüzünde içten bir gülümseme vardı. Saçları daha kısaydı mavi gözleri herzamanki gibi hafif kısıktı yanında ki güzel kadın sanırım annesiydi annesinin gözleri elaydı yüz hatları annesine benziyordu annesinin yanında babası ve ikizi vardı ikizine gözlerim kaydı çok mutluydu poyrazla aralarında ki tek fark gülünce çıkan gamzesiydi.
Kapının açılmasıyla şoka uğramıştım resimdeki adam kapının önünde durmuş bize bakıyordu. Kapının sesine uyanan poyrazda sersemlemişti. Yataktan kalkıp dolabının önüne gitti üzerine beyaz bir tişort geçirip banyoya girdi gözlerimi tekrar kapıya çevirdiğimde adam kafasını olumsuz anlamda sallayıp dışarı çıkıp kapıyı kapattı.
Az önce babasına basılmıştık ama umrunda değildi bu çocuk çok tuhaftı cidden tuhaftı.🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝🗝
Bu bölümünde sonuna geldik umarım beğenirsiniz. 🙏
Artık tatile girdiğimiz için daha sık bölüm eklemeye çalışıcam ama çok sık olamıcak çünkü aceleye gelip saçma birşeye dönüşmesini istemiyorum umarım beni anlarsınız sizleri seviyorum oy ve yorumlarınızı bekliyorum💙💜💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERAZ
Romance⭐hayat insanlara bir şans verir işte biz bu şansı kaybedenleriz...⭐ 🍷bir kadeh şarap dudaklarımda şahlanırken unutturur acımı belki bir saat belkide sadece bir saniye...🍷