Jimin'in Anlatımından
"Hocam, diğer derslerime vakit kalmıyor böyle. Biliyorsunuz, ortalamamı yüksek tutuyorum."
Hoca elindeki kitabın sayfalarını değiştirirken o kadar ilgisiz görünüyordu ki, onu boğmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Jimincim," Neycim neycim? "Senin derslerin çok iyi, eminim hocalarına söylersen tiyatro konusunda sana kolaylık sağlarlar."
"Sağlamıyorlar hocam, siz sağlasanız?" Bir gün yalan söylerken çarpılıp gidecektim, ağzım yüzüm yamuk dolaşacaktım. "Bu tiyatro için kaç kere müdürün yanına gittim haberin var mı senin? Her dersiniz için ayrı ayrı izin aldım, bunun geri dönüşü yok."
"Ben çıkmak istiyorken nasıl geri dönüşü yok?"
Zorla mı oynayacaktım, utanmasa silah dayayacaktı başıma. "Tiyatronun geri dönüşü var Jimin," Gülümsemesi içimde kötü hisler uyandırıyordu, sanki az sonra ağzıma sıçacaktı. "Ama edebiyattan kalmanın yok."
Çok bekletmeden, tam tahmin ettiğim gibi ağzıma sıçmıştı.
"Tamam, seneye tekrar görüşürüz o zaman hocam." Bu oyuna devam edeceğime bir dersten kalırdım ve babama hoca bana taktı derdim.
Seneye bir edebiyatı da veremeyecek değildim.
"Sadece benimle değil canım, birçok hocanla tekrar görüşmek zorunda kalabilirsin."
Ya hay amına koyayım ama!
Resmen tehdit ediyordu beni, sıkıntıyla gözlerimi kapattım. Hocalarla arası iyi biriydi, sevgili arkadaşlarını ayartıp gerçekten bunu yapabilirdi.
Bu benim hayatımın bitişi demekti, babam beni öldürürdü. Hatta öldürmezdi, diri diri gömerek işkence falan ederdi.
"Neyse hocam, ben gidip rolüme çalışayım. Sizi de rahatsız ettim." Bu sefer gerçek bir gülümseme takındı. "Zeki bir çocuk olduğunu biliyordum, arkadaşların da yavaş yavaş geliyor. Otur ve çalış."
Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarak yerime geçip, oturdum. Tiyatro olayı da başıma kalmıştı, Taehyung da benimle konuşmuyordu, Yoongi desen ayrı triplerde hala ibnelik peşindeydi, Jungkook'a ulaşabilen kutsal bir insan var mıydı onu bile bilmiyordum.
Tek aynı kalan Hoseok olmuştu, hala karı kıza düşmekle vaktini geçiriyordu.
Sadece basit bir iddiaydı, hayatımın içine sıçmasa ne de güzel olurdu.
"Evet, bugün nasılsınız bakalım?" Son olarak Mina da gelip oturunca, herkes hocaya dönmüştü. Kimseye bakmıyordu, sadece önündeki kağıtla muhatap oluyordu.
Yüzünde garip bir solgunluk vardı.
Umursamayarak tekrar hocaya döneceğim sırada Taehyung ile göz göze geldim. Öyle büyük bir nefretle bana bakıyordu ki, istemsizce yutkundum.
Kıza bakamaz mıydım amına koyayım, zaten ben aldatılan çocuk konumundaydım. Neden bu kadar abartıyordu?
"Jimin, Mina. Gelin buraya, başrollerle başlayacağım."
Başrol olduğum günü sikeyim gerçekten, ne vardı Taehyung'a bıraksaydım?
"Bugün kaç cümle okuyabileceksiniz çok merak ediyorum." Hocamız eğlenerek konuştuğunda, dudaklarımı birbirine bastırdım.
Provalarda genelde iki cümle falan söyleyebiliyorduk, sonra Mina kahkahalara boğuluyordu ve diğerlerinin gülmesi de fazla vakit almıyordu.
"Jimin, senden başlıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mighty Fall | PJM ✓
FanfictionHayran kurgu #1 Ben sadece yeni bir başlangıç yapmak istemiştim. Hayatımın eskisinden daha da kötü olabileceğini nereden bilebilirdim ki?