Mina'nın Anlatımından
Gökyüzünde parlayan ay, gecenin hafif soğukluğu ve üstümdeki hırkaya sinmiş muhteşem koku.
Güzel bir geceydi, çok güzel.
"Sen üşüyeceksin." diyerek yanımda oturan Jimin'e baktım. Gözleri bende değildi, daha çok gökyüzünü izliyordu ve sakinliğini derin nefesler alıp vermesinden bile anlıyordum.
"Üşümüyorum Mina," Yüzünde yer eden minik bir tebessümle bana döndü. İki elini de destek almak için yere sabitlemişti, sağ elimi yavaşça sol elinin üstüne koydum. "Ama elin soğuk."
Giydiğim elbise kollarımı açıkta bıraktığından esen rüzgar hafif üşümeme neden olmuştu. Jimin benden daha ileri görüşlü bir insan olduğu için hırkasını da yanında getirmişti ve şu an gri hırka benim üstümdeydi.
Biraz vicdan azabı hissetmiyorum desem yalan olurdu.
Elim hala elinin üstündeyken, elini çekti ve kolunu belime sararak beni kolayca hareket ettirdi. Kolum göğsüne yaslanacak şekilde beni kendine çektiğinde halimden memnun bir halde kendime rahat bir pozisyon buldum.
"O kadar da soğuk değil."
İstemsizce dudaklarımda oluşan gülümseme artık bana tanıdıktı. Gülümseyecek bir sürü detayla doluydu hayatım, hıçkırıklarla ağlamam gereken bir geçmişe sahip olmama rağmen.
Sebepsizce gülümsemek, güzel bir yemeğin ardından Jimin ile sadece oturup sessizliği dinlemek ve yalnızca bunun için bile mutlu olabiliyor olmak çok güzeldi.
Mutluydum.
Bunun her şeyden kıymetli olduğunun ise farkındaydım. Diğer insanları bilmiyordum ama benim için ulaşılması en zor hedefimdi ve daha liseyi bile bitirmemişken gerçekten mutluydum.
"Biraz endişeliyim aslında," Sessizliği bozmak istemiyor gibi kısık sesle konuşan sevgilimi duyarak, kaşlarımı kaldırdım. Tepkimi görmese de açıklama gereği duymuş olmalı ki devam etti. "Seni milyonlarca insanla paylaşmak zorunda kalacağım, değil mi?"
Dudaklarımdan kaçan gülüşü engelleyemeyerek, kısa bir süre güldüm. Jimin'in kafasını hafifçe eğerek sinirli bir ifade ile bana baktığını görüyordum ama bu bile bana komik geliyordu. "Gülme Mina, gerçekten milyonlardan bahsediyoruz burada."
"Jimin, sadece bir stajyer olma teklifi aldım." Bunu dile getirince bile kalp atışlarım hızlanmıştı, duyduğum andan beri gerçekliğine inanmakta güçlük çekiyordum. "Belki de çıkış bile yapamayacağım."
"Yapacağını ikimiz de biliyoruz."
Sesinde öyle net bir ifade vardı ki, bundan şüphesi olmadığını hissedebiliyordum. Hiçbir şekilde acaba demiyordu, çıkış yapmama ihtimalim onun gözünde yoktu.
Bana gerçekten güveniyordu.
Birinin koşulsuz ve şartsız, bu kadar büyük bir güvenle beni destekliyor olması cesaretimi arttırıyordu. Şarkı söylemek benim için hiçbir zaman hayal olmamıştı ama şu an geleceğimin bir parçası olacağına emindim ve bu büyüleyici geliyordu.
Hayal edebileceğimden bile güzel.
Bir şeyleri yoluna koymaya başlamışken, her şeyin güzel gideceğine inanan bir kalbin daha benimle olması bu işin en tatlı tarafıydı.
"Gerçekten teklif aldık Jimin," Sesimde ki heyecanı bastıramamıştım, zaten bastırmak istediğim de söylenemezdi. "Evet, teklif aldınız. Milyonlar yetmiyor gibi bir de Jungkook ile çıkış yapacaksınız, daha kötü ne olabilirdi ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mighty Fall | PJM ✓
FanfictionHayran kurgu #1 Ben sadece yeni bir başlangıç yapmak istemiştim. Hayatımın eskisinden daha da kötü olabileceğini nereden bilebilirdim ki?