Mighty Fall | PJM ✓

Bölüm 23

Mina'nın Anlatımından

Orospu olmuştum.

İki kelimenin hayatımı bu kadar değiştirebileceğini hiç düşünmemiştim. Son iki günüm kabus gibiydi ve hala yaşadıklarımın bir şaka olmasını umuyordum.

Nasıl bu kadar kötü olabilirlerdi? Nasıl bu kadar acımasız davranabilirlerdi? Bana nasıl iftira atabilirlerdi?

Yemekhanedeki sahne gözümde tekrar canlandığında derin bir nefes verdim. Yoongi fotoğraftaki kızın ben olduğumu söylerken bile istediğim tek şey, Jimin'in ona inanmamasıydı.

İsteğim gerçekleşmişti, Jimin ona inanmamıştı. Önemli olan onun düşüncesi diye hafiflemişken, daha da kötüsü olmuş ve bana aptal bir iddianın konusu olduğumu söylemişti.

Nefret duygum ağır bassa da en çok kendime kızıyordum. Bütün liseler aynıydı işte, gördüğüm muamele belliydi, neden bu sefer iyi olacak diye kendimi kandırmıştım?

Benim ailem belliydi, yaşadıklarım belliydi. Hiçbir zaman hayattan fazla şey beklememem gerekiyordu. Kendimi peri kızı sanmamın lüzumu neydi? Ben bir kül kedisiydim ve sonunda da mutlu olmayacaktım.

Montuma daha fazla sarıldım, karşıdan gelen iki çocuğa ise gözüm takıldı. Aslında kimseye bakma gibi bir girişimde bulunmuyordum ama bana bakarak bir şeyler konuşmaları ister istemez ilgimi çekmişti.

Çocuklardan biri işaret parmağıyla aşağı tarafını gösterdi ve boru şekline soktuğu elini ağzına götürerek ileri geri yaptı. Sanırım ona oral seks yapmamı anlatmaya çalışıyordu ve diğer aptal arkadaşı da buna gülüyordu.

Kafamı onlardan çevirdim ve sadece önüme baktım. Daha kötü muamelelerle de karşılaşmıştım, erkeklerin çok daha iğrençleştiğini görmüştüm ama ilk defa özne ben oluyordum. Eski lisemdeki insanların beni aşağılama konusu oldukça farklıydı, orospu muamelesiyle ilk defa karşılaşıyordum.

Ayağımın altındaki taşı öne doğru itekledim ve o taşı evin sonuna kadar kendimle beraber sürükledim. Sanırım vurduğum taşı kendim olarak hayal etmek hoşuma gidiyordu.

İnsanların kötü olduğunu bu kadar iyi bilirken neden Jimin'e inanmıştım? Gözümü boyamıştı, hayalimdeki erkek modeline çok fazla uygundu, ona kanarken zorlanmamıştım bile.

Yalan söylediğini hissettiğim anlar olmuştu, samimiyetsiz gelen davranışları olmuştu, hatta beni öpüşünde dahi farklılık sezmiştim. Yine de ona inanmıştım, gözlerim kötü olabilme ihtimaline karşı kör olmayı tercih etmişti.

Belki de sadece inanmak istemiştim, bilmiyorum. Yeni bir başlangıç, yeni hayat demek sanmıştım.

"Hey!"

Omzuma dokunulmasıyla yerimden öyle bir sıçradım ki, hayatımda daha önce bu kadar korktuğumu hiç hatırlamıyordum. "Kusura bakma, korkuttum mu?"

Elimi kalbimin üstüne götürdüm ve gözlerimi kapattım. Sanırım hava karardığı için yeni statümün getirmiş olduğu gerginlik, beni baya bir diken üstünde tutuyordu. "Evet korkuttun, ne istiyorsun?"

"Yolun yarısından beri seni takip ediyordum-" Alayla güldüm ve kafamı iki yana salladım. "Ne o? İki arkadaşının benimle oynadığı yetmiyormuş gibi üçüncü de sen mi olmak istedin? Seks yapmak için gün mü isteyecektin Taehyung?"

Adını söylediğimde kafasını yerden kaldırdı ve öylece bana baktı. Niyeti neydi bilmiyordum ama bilmek de istemiyordum. "Yoldaki iki çocuğun yaptığı şeyi gördüm Mina, sadece evine kadar sana eşlik etmek istedim."