~Baekhyun~
Gözlerimi açtığımda Chanyeol koltukta oturuyordu. Uyku mayhoşluğuyla ona baktım. Biraz sinirli biraz da endişeli görünüyor bir ayağı ritim tutar gibi titriyordu. Tam ağzımı açacakken içeriye hemşire girdi ve bugün taburcu olabileceğimi söyledi. Chanyeol'le göz göze geldiğimizde bana doğru yaklaştı:
"Gidelim Baekhyun."
Başımla onayladıktan sonra dışarı çıktı ve hemşire serumu çıkarmak için içeri girdiğinde sorumu ona yönelttim:
"Beni ziyarete gelen oldu mu ?"
"Ş-sey uzun boylu sarışın bir genç geldi bi ara ama yanınızdaki beyefendi onu burda fazla tutmadı çünkü o bey sinirl-"
Sözünü bitirmeden odadan çıkmıştım. Bu çok belli ki Kris olmalıydı. Acaba Chanyeol'e zarar verdi mi düşünerek onun yanına koştum. Hastane masrafını ödüyordu. Onun işini bitirmesini beklerken yüzünü izledim, o uyumadan önceki öpmeye doyamadığım yüzü. Yara veya kesik yoktu. Derin bir oh cekerek yanına gittim ve evin yolunu tuttuk. Benim evime gelmiştik ve onu bırakmak istemiyordum. Bahane bulmalıydım:
"Evet Baekhyun geldik. Evine git ve iyice dinlen. Kapıyı kimseye açma. "
"Channie... ben korkuyorum. "
"Neyden korkuyorsun ve benim ismim Chanyeol!"
"Kris...onun geldiğini biliyorum Chanyeol."
Çok güzel bir bahane bulmuştum ve kendimle gurur duyuyordum. Icimdeki mutluluğu dışarı atmamaya çalışarak onun gözlerinin içine baktım. Bu işe yaramalıydı. Hem tam yalan sayılmazdı,annemler iş için yurtdışına çıkalı daha 2 gün olmuştu ve o evde tek başına kalmak hiç de iyi değildi.
"Baekhyun sözleşmenin sınırını aşıyorsun."
"Yani kabul ediyorsun? Yaşasın! "
Ufak çaplı bi sevinç yaşadım. Abartmak istemedim.
"Umarım boş bir odan ve bana uyacak kıyafetlerin vardır. "
"Babamınkiler olur sana."
"Komik mi şimdi bu?"
"Evet!"
Kocaman gülümsemeyle sorularını cevaplayarak eve doğru adım attım. O da arkadan beni takip ediyordu. Iceri girdiğimizde dosdoğru babaların odasına çıktım ve ona uygun kıyafetler aramaya başladım. Onu babamın kıyafetleriyle görmek cidden çok komik olacaktı ve ben bunu biran önce görmek istiyordum. Gülüşümü rahat bırakarak elimdekilerle salona doğru yürüdüm. Saat geç olmuştu ve benim uykum çoktan gelmişti. Koltukta oturmuş beni bekleyen deve doğru ilerleyip elimdekileri ona uzatıp pis bir gülümseme caktım. Elimdekilere bakıp yavaşça eline aldı. Lavaboyu ona işaret ettim ve komediyi beklemeye başladım...