15. Bölüm - Zavallı ben !

26.7K 1.1K 379
                                    

Yeni bölüm geldiii :))

Uzun zamandır bölüm paylaşmıyorum. Çünkü internet paketim bitmişti ve aynı zamanda teyzemlerdeydim.

Sürekli bir iş yapmam gerekiyordu. Aynı zamanda ailem sürekli kitap oku ,test çöz felan deyip duruyordu. Aslında şu wattpad de okuduğum kitap sayısını bilseler benimle gurur duyarlardı. Ama bilmeseler daha iyi. Ve neredeyse bir haftadır paylaşmadığım için beni affedin.

Umarım bu bölümü seversiniz. Bu arada geçen bölümde gelen beğeni ve yorumlar beni çok mutlu etti. Teşekkür ediyorum hepinize.

İyi okumalar ... :)

--------------------

Sonunda Meriç işlerini halledip yanıma gelebilme zahmetini gösterdiğinde bardan ayrılmamız gerektiğini söylemiş ve beni o kadar bekletmesine karşın bir özür bile dilememişti.

Bardan ayrıldıktan sonra eve gelmiş ve tek kelime etmeden yine gitmişti. Benimle konuşmak istemiyordu ve sorularıma asla cevap vermiyordu. Belki de herkese karşı boyleydi.

Onun hakkında daha fazla şey öğrenmek istemem benim suçum değildi. Bu kadar gizemli olmasaydı istemezdim.

Oturduğum koltuktan kalkıp masanın üzerinde duran kumandayı aldım. Patlamış mısırın yağı ellerimi ve yüzümü esir almıştı. Ama ben yemeye devam ettim. Yarın yüzümde büyük bir ergen sivilcesiyle uyanabilirdim.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle resmen yerimden sıçramıştım.

Kimden : Taşer Lisesi

Yarın akşam olan Sonbahar partisine hepiniz davetlisiniz. Eş ile gelmek zorunludur.

Adres: Taşer Lisesi kapalı spor salonu

Saat : 19 : 00

Bunlar benim numaramı nerden öğrenmişler ki ?

Ama nasıl olsa gitmeyeceğim o yüzden kafaya takmama da gerek yok sanırım.

Telefonu tam aldığım sehpanın üstüne koyuyordum ki bu sefer de zil sesim kulağımı doldurdu. Heyecanla ekrandaki isme bakarken arayanın Ezgi olduğunu gördüğümde tüm heyecanım sönmüştü. İtiraf ediyorum Meriç'in aramasını bekliyordum.

" Efendim ?"

" Naber kanka ? "

Kanka mı ? Bu laf bana oldukça itici geliyordu. Nedenini bende bilmiyorum ama kimse bana kanka demezdi.

" Kanka mı ? Iyy !" diye bir tepki verdiğimde Ezgi de bunu bekliyormuş gibi kahkaha atmaya başladı.

" Neyse , yarın ki partiye geleceksin dimi ? Bak eğer gelmezsen seninle tüm ilişkimi keserim. Bu aşk burda biter." diyerek cevap bekledi.

" Bilmiyorum. Sanırım gelemeyeceğim." dedim sanki üzülmüş gibi.

" Neden ? " diye bir çığlık attığında telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım.

" Çünkü kavalyem yok." derken bu harika bahaneyi bulduğum için beynimi tebrik ettim.

" Nasıl yok ya ! Evinde kaldığın o serseri nerede ? Ona söyle seni o partiye getirsin yoksa onun ayaklarını keser kafasına takarım."

Ezgi gibi şirin bi kızın böyle çirkef olabileceğini hiç tahmin etmemiş olmanın verdiği şaşkınlıkla kısa bir an öylece bekledim. Cevap vermemem onu sinirlendirmiş olacak ki bir kez daha bağırdı.

" Duydun mu beni ? O partiye geleceksin. Ve yarın sabah da birlikte alışverişe gideceğiz. Hayırı cevap olarak kabul etmiyorum."

" Ama Ezgi.." diye itiraz da bulunacaktım ki Ezgi yeniden sözümü kesti.

SERSERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin