Artık umursamıyordum hiçbirşeyi. Hayattan öyle kopmuş, öyle soyutlanmış hissediyordum ki kendimi tanıyamaz olmuştum. Ben nasıl bu hale düşmüştüm ki ? Herşey daha 8 gün önce normal değil miydi ? Benim annemle birlikte kötü de olsa bir hayatım vardı. Ben umursamaz ve bencildim. Beni değiştiren ne olmuştu gerçekten ? Ne olmuştu da ben bu kadar kötü hissediyordum ? Aşk mı beni bu hale getirmişti yoksa sevgisizlik mi ? Ama ben zaten sevgisiz büyüyen, avutulan bir çocuk değil miydim ? Okulda daima dışlanan, dalga geçilen kimsenin sevmediği bir insan olmuştum hep. Bütün yaşadıklarım, o kötü günler bile beni bu hale getirmemişti.
Dünden beri ise neredeyse hiç tanımadığım , kendimi ona aşık olduğuma inandırdığım ve beni asla sevemeyecek bir adam için ağlıyordum. Neden ? Nedeni apaçık ortadaydı. Ondan nefret ediyordum.
Aynı zamanda şu anda karşımda duran iğrenç adamdan da nefret ediyorum. Meriç'in babasından ne beklenirdi ki zaten ? İkisi de aynı bok çukurundalardı sonuçta.
" Berbat görünüyorsun."
" Ne istiyorsun ?" derken olduğum yerde iyice doğruldum.
" Oğlumun ne bok olduğunu öğrenmişsin. Ama şunu bil ki onun hakkında öğreneceğin çok şey var."
Hayır, daha fazlasını kaldıramayacak kadar yorgun ve bitik bir haldeydim. Daha fazlasını istemiyordum.
Uzun bir nefes verip isteksizce" Ne gibi mesela ?" diye sordum.
Elini çenesindeki yeni çıkmış sakallarda gezdirerek bir kaç saniye düşünür gibi yaptı.
" Mesela en küçükten başlayalım. Oğlumun ikinci bir adı olduğunu biliyor musun ? " tamamen duygusuz bir gülümseme takındı ve" Ah hayır tabiki de bilmiyorsun." diye dalga geçti.
İkinci bir adı vardı demek.
' Daha adını bile tam bilmediğin bir adama aşıksın. Aptal !.'
Bilinçaltımdaki Defne'yi çelik bir kutuya tıkıp beynimde arka kısımlara gönderdim.
Cevap vermediğimi görünce daha da keyiflendi.
" Meriç Bartu Taşer. Nasıl ? Bu ismi ona annesi vermişti. Ah zavallı kadın." derin düşüncelere dalmış gibi bir süre düşündü.
" Ondan hoşlanıyorsun değil mi ? "
Sorduğu soruyla tüm dikkatimi ona vermiştim. Nasıl bilebilirdi ki ? Bunu daha ben bile sindirememişken o bunu nasıl anlayabilirdi ? " Ne? Ha-hayır." derken aynı zamanda daha inandırıcı olması için kafamı iki yana salladım.
Ama ne yazık ki kekelemiştim.
Bana acıyan bir bakış atıp oturduğu koltuktan kalktı. Aynı benim gibi kafasını iki yana sallarken az önceki eğlenir halinden eser yoktu. Sanki bir şey hatırlamış gibiydi.
Kapıyı açıp tam çıkacakken kafasını hafif çevirerek bana baktı.
" Yerinde olsam böyle bir hataya düşmezdim." dedi ve beni düşüncelerimle yanlız bırakarak odadan çıktı. Meriç Bartu Taşer.
Bartu.
Neden ismini saklıyordu ki ? Sınıfta yoklama listesinde bile yanlızca Meriç Taşer yazıyordu. Kimse ona Bartu diye seslenmiyordu. Ama neden ? Belki de annesi yüzünden böyleydi. Belki annesi ölmüştü ya da başka bir şey olmuştu. Ve bu yüzden annesinin taktığı ismi kullanmak istemiyordu.
'Zavallı kadın.'Mehmet zavallı derken neyi kastetmişti acaba ?
Ya da benim ondan hoşlandığımı nasıl anlamıştı ? Beni neden uyarmıştı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ
Teen FictionEvinde yaşıyor, Aynı okula gidiyor, Ve ona aşık oluyordum. Asla beni sevmeyeceğini bile bile.