Bu bölüm kısa oldu biliyorum. Çünkü daha dün yeni bölüm yayınlamıştım. Ama şöyle bir şey var :
Sizce hergün kısa bölüm mü ,
Haftada bir kez uzun bölüm mü ?
Siz seçin.
Umarım bu bölümü seversiniz. Cevaplar ortaya çıkmaya başlayacak.
İyi okumalar :*:)))
----------------------
Partiye gideceğime mi sevineyim yoksa partiye Meriç'le gideceğime mi sevineyim bilemedim. En iyisi ikisinede sevinmek.
Meriç'in hala benden bir cevap beklediğini fark edince hemen kendime geldim.
" Ne ? Nasıl yani ? Partiye gidiyor muyuz ? " dedim emin olmak için.
Kaşlarını kaldırıp gözlerini devirdiğinde bunun evet olduğunu anlamıştım. Kocaman gülümseyerek ona baktım. Meriç benim için partiye gidiyordu. Aman tanrım ! İçimde havai fişekler patlarken hala mal gibi ona bakıyor ve sırıtıyordum.
" Vazgeçmeden giyin ! " derken yine kaba ve umursamazdı.
Ama yine de teklifimi kabul etmişti. Durun biraz şimdi biz çıkıyor muyuz ? What the fuck ?
****
Yarım saat sonra aldığım harika elbiseyi ve topuklu ayakkabılarımı giydim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra aynada kendime son kez baktım.
Bundan on gün önce ne kadar da farklıydım. O zamanlar sürtük annesi ile yaşayan umursamaz ve erkeksi bir genç kızdım. Şimdi ise tam anlamıyla genç ve güzel bir kızım.
İnsan bir hafta da bu kadar değişebilir miydi ? Ya da insan bir hafta da hiç tanımadığı ve sürekli ona kötü davranan birisine aşık olabilir miydi ? Bu soruların cevabı kesinlikle evetti. Tüm bu yaşadıklarım ne kadar saçma olsa da gerçekti.
Düz saçlarımı açık bıraktıktan sonra küçük toz pembe çantamı alıp odadan çıktım.
Merdivenlerden inerken düşmemek için oldukça yavaş indim. Benim gibi sakar birinin böyle şeylere dikkat etmesi gerekiyordu.
Karşımda beni bekleyen ve surat asmış Meriç acele etmem için gözlerini devirdi bir kez daha.
Acele etmedigimi gördüğündeyse bana alaylı bir bakış attı.
" Ne var ? Düşeyim mi ? " dedim bakışlarına karşılık.
Ve yine umursamazca arkasını dönerek kapıdan çıktı. Odun ! Beklese ölür zaten !
Bende koşar adım peşinden çıktım. Topuklu ayakkabı benim neyime ! Sürekli tökezleyip kendimi düşmekten son anda kurtarıyordum. Sonunda sağ salim arabaya ulaştığım da sevinçle arabaya bindim. Hala Meriç ile partiye gideceğime inanamıyordum.
O söylemeden kemerimi taktım ve ona takmasını söyledim. Ama o tabiki takmadı.
" Meriç sana bir şey sorabilir miyim ?" dedim sessizliği bozarken.
" Hayır." dedi kabaca.
" Lütfen." dedim bende yalvararak.
Ses çıkarmayınca bunun evet olduğunu farz edip soru sormaya başladım.
" Sen ne iş yapıyorsun ?"
" Bu sorunun cevabı karşılığında ben ne alacağım ? " derken hala soğuk sesini koruyordu.
" Ne istiyorsun ?" derken içimden terbiyesiz şeyler istememesi için dua ediyordum.
Zaten herşey karşılıklı olmak zorundaydı. İnsan bir sorunun cevabı için bile karşılık ister miydi ?
Ama pardon Meriç insan değil ! O hayvan !
" Bu gece yine benimle uyumanı."
Ne ? Yine mi birlikte uyumak ? Aslında o kadar da kötü bir istek değildi. Sanırım buna katlanabilirdim.
" 3 soru." dedim pazarlık etme çabasına girerek.
" Pekâlâ 3 soru ve sarılarak uyumak."
derken yine ukala bir sırıtış belirdi yüzünde.
" Anlaştık." dedim hiç düşünmeden.
Bedenimi tam anlamıyla ona çevirerek sorularıma başladım.
" İlk sorum : Ne iş yapıyorsun? " diyerek merakla ona baktım.
Sıkılmışca yüzünü buruşturup yola bakmaya devam etti. Sabahtan beri bir an bile yüzüme bakmamıştı. Bari soruma cevap verirken yüzüme baksaydı. Ya da sadece biraz daha ilgili olsaydı.
" Bunu bilmek istedigine emin misin ?"
" Evet çok eminim." dedim ama sonra içimde oluşan korkuyla onu durdurdum.
" Ya da dur. Bu sorunun cevabını partiden sonra ver." derken elimi de kaldırmıştım.
İçimden bir ses bu sorunun cevabını duyunca hiçte mutlu olmayacağımı söylüyordu. Bu ses zaten susmuyordu ya ! Neyse.
O yüzden sorunun cevabını partiden sonra almaya karar verdim. Gecenin iyi geçmesini istiyordum.
Yolun sonuna kadar başka konuşma olmamıştı. İkimizde sessizce oturmuştuk. Bir ara gününün nasıl geçtiğini sordum ama kısa cevabıyla susmamı söyledi.
Arabadan inerken okulun hemen önündeki otoparkın ne kadar dolu olduğunu farkettim.
Bir ara yürürken düşecekmiş gibi oldum ama hemen yanımda Meriç olduğundan ona tutunmuştum. Tam rezillik ! O da alay edercesine yüzüme baktı ve yürümeye devam etti.
Sonunda parti salonuna - okulun kapalı spor salonu - girdiğimizde tüm gözler bize çevrilmişti. Kimse Meriç ile benim birlikte geleceğimizi bilmiyordu galiba ......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ
Teen FictionEvinde yaşıyor, Aynı okula gidiyor, Ve ona aşık oluyordum. Asla beni sevmeyeceğini bile bile.