13.Kısım: Çatı Katı Dövüşü

86 4 1
                                    

Akşam saatleriydi ve kalede hiç ses yoktu. Herkes sınav için hazırlanıyordu, görende sınava bütün herkes girecek zannederdi. Aringot bütün öğrencilerin sınava iştirak etmesini istemişti. Sadece öğrencileri, yani Yora bu sınava davetli değildi ama izlemek istiyordu. Acaba nasıl bir sınavdı? Kılıç dövüşü veya herhangi bir dövüş olacak mıydı? Kafasında çok kuruyordu Aringot veya Emer’i bir kılıç dövüşünde hayal ediyordu. Ancak öğrencilerde davetliydi acaba herkes bu dövüşe katılacak mıydı?

Düşünceleri içinde herkesin avluda toplandığını gördü. Grasa ve kendisi kalenin içinde bir pencerenden olanları izleyecekti. Çocukları kıyafetlerine bakınca iki pelerinin kendi eseri olduğunu görüp gurur duydu. Kendisi katılamıyordu belki ama eserleri sınavı en gözde yerde izleyecekti. Urin dışında herkes avludaydı.

Kalenin geniş bir avlusu vardı ancak uzun zamandır bir bahçıvan eli görmemişti. Büyük avlunun büyük bir kısmını çalılıklar mesken edinmişti. Taş zeminli meydan, çalılıkların krallığından geri kalan tek şeydi. Buranın bakımı Nodar tarafından yapılmıştı. Kalede öğrencilerin küçük işleri vardı Nodar bahçeyle ilgileniyordu ancak koca avluyu temizlemesi ve bakımını yapması imkânsız olduğundan sadece taş meydanı çalıklıklara karşı savunuyordu. Taş meydanın ortasında büyük sayılabilecek bir ateş tepsisi ve üzerinde yanan bir odun ateşi vardı. Aringot bu ateşin başındaydı. Birkaç adım gerisinde Emer onunda gerisinde diğer öğrenciler vardı. Excel’in önünde de bir davul vardı.

Aringot’un işaretiyle Excel davula ritmik vurmaya başladı. Ritim ağırdı. Aringot iki kolunu havaya kaldırmış bir kısık sesle bir dua okuyordu ve bir anda bağırdı.

“Ego! Sarinebo Urin!”[1] bu sözlerle kaleden Urin çıktı. Üstünde sadece kendine doladığı bir pelerin cübbe vardı. Ateşi Aringot ile arasına gelip yüzünü ona döndü. Uzun saçları açıktı, yüzünde tarifi olmayan bir ciddiyet vardı.

“Kaledeki temel eğitimini tamamladın, artık bundan sonrası biz hocalarını aşıyor! Ran nuso vesa Ahorna. Ewina nuso meci?”[2]

“Ewina ne Ahorna ivge ar vefgey onk.”[3]

“Pekala Sarin oğlu Urin bundan böyle sınavın başlıyor, bir hafta boyunda doğada tek başına olacaksın ve Doğa seni sınayacak eğer Doğa Ana’nın mührünü almaya layıksan buraya sağ salim dönersin ancak eğer buna layık değilsen cezasını doğa kendi eliyle verir!”

Yora şaşırmıştı hiç hayal ettiği gibi değildi. “Ne yani Urin yanında hiçbir şey olmadan tek başına ormanda bir hafta kamp yapacak ve eğer canlı dönerse geçmiş mi olacak! Çok basitmiş” diye düşündü.

“Ahre Urin?”[4] diye bağırdı Aringot ortama uygun bir tonlamayla.

“Ne ahre”[5]

“O zaman bahtın açık olsun. Ahorna nuso rotu,ebo!"[6]

Diğer çocuklarda İrce olarak bu sözü tekrar etler.

“Ahorna nuso rotu, ebra!”[7]

Sonrasında Urin arkasına bile bakmadan yalın ayak ormana koştu ve kısa bir süre sonra gözden kayboldu.

***

 Hayal kırıklığına uğrayan Yora odasına doğru yol aldı. “Mührü almak bu kadar kolay demek” diye düşündü. Diğer çocukların odasına girdiğini duydu biraz bekledikten sonra birinci kattaki kütüphaneye gitti. Bu gece Excel gelir diye umuyordu. Umudu boşa çıkmadı ancak Excel tek başına değildi yanında Sil ve Nodar’da vardı. Normalde Sil ve Excel dönüşümlü olarak gelirdi ancak bu gece ikisi birlikte gelmenin yanında Nodar’da vardı. Nodar’ı biraz tanıyorsa gece talimlerinden hoşlanmayacağını biliyordu. Peki, o zaman niye gelmişti?

İresya Efsaneleri - Doğa Ana YoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin