18.Kısım: Sırlar

44 4 0
                                    

Ertesi sabah Emer, talim sesleriyle uyandı "Bir, iki, üç, geri..." Neyse ki görevden yeni dönmüştü ve bütün gün ayaklık yapma hakkına sahip olmuştu. Pencereden dışarı baktığında Urin haricinde bütün çocukların talimde olduğunu gördü. Başlarında da Aringot vardı. Her biriyle itina ile ilgileniyordu.

Ağzı ve boğazındaki kuruluğu giderebilmek için aşağıya mutfağa doğru yöneldi. Mutfakta Grasa tek başına yemek hazırlıyordu. Onun günaydınına su dolu bardağı kaldırarak cevap verdi. Sakallarına taşan suyu elinin tersiyle sildi ve silindirik piposunu çıkartıp tütününü hazırladı. Tam Grasa laf söyleyecekti ki Emer;

"Tamam, tamam biliyorum, çıkıyorum şimdi" dedi. Emer çıkarken Urin mutfağa girmişti. Birazdan diğerlerinin talimi bitecek ve yemek yiyeceklerdi. Urin hala görevinde yaşadıklarının etkisi altındaydı bu yüzden Emer'in onu süzdüğünü görmemişti. Urin'i daha önce böyle görmeyen Emer merakına yenik düşüp konuştu.

"Evlat, canını sıkan nedir?"

Urin'in canını sıkan tabi ki de Aringot hakkında söylenenlerdi. Ancak Aringot bunu ona daha sonra anlatacağını söylemiş olsa da henüz bu konuyu açmamıştı ve bu bilinmeyen olay yüzünden açıkçası Aringot'a güvenini de yitiriyordu. Aklında bunun savaşını vermekteydi. Bu zamana kadar Aringot'un sadece bir ayıbını yakalamıştı. İnsanlar sırlarını anlatmak zorunda değillerdir ancak Urin, Aringot'a o kadar güveniyordu ki aralarında böyle bir bilinmezliğin olması onu sarsmıştı. Bir yandan da Aringot'un bu bilgiyi unuttuğunu ya da anlatmaya değer görmediğiydi. Bu zamana kadar onun için ikinci bir baba yerindeydi bir açığını bulmakla onu güvenilmez ilan etmemek gerektiğini düşünüyordu. Tabi bunları düşünürken farkında olmadan gerçek hayattan kopuyordu ve bunu kaledeki en umursamaz isim olan Emer bile fark etmişti. Urin uzun süre yanıt vermeyince Emer devam etti;

"Kafana takılan bir olay varsa bana sorabilirsin, Aringot'u beklemene gerek yok sonuçta bende bir ustayım? Ancak bunun için sana ısrar etmem beni biliyorsun. Konuşacaksan şuan bunun için en uygun an" dedi.

Urin ise şimdi bu konuyu Emer'le mi tartışması gerektiğini yoksa Aringot'u mu beklemesi gerektiğini düşünüyordu. Ancak merak duygusu, susayıp da su içmemek kadar karşı konulması zor bir duygudur. Urin sonunda Emer'i özel konuşmaya davet etti. Buna Emer'de şaşırdı ancak çocuğun ricasını kırmadı. Giriş katında üst katlara çıkan merdivenin dönemecinin altı boşluktu. Oraya geçtiler ve Urin ağzındaki baklayı çıkartı;

"Emer, Vefigr'da Nevbi Aringot için Eboakles dedi. Nevbi neden Aringot'a böyle hitap ediyor? Yoksa Aringot gerçekten bir kardeş katili mi?" Emer bu soru karşında duygularını gizleyemedi. Ancak yüzünde bir sırıtış vardı.

"Emin ol Urin. Eboakles, Aringot'un aldığı en güzel sıfat ve o bu ismi dünyada hiç kimsenin yapamayacağı bir fedakârlık sonunda aldı. O bu ismi kullanmayı sevmez ama tüm dünya onu bu isimle tanır. Nasıl aldığının öyküsü içinse sana biraz tarih anlatmam gerekli. Eh yemeğe daha olduğuna göre şuan anlatmamın bir sakıncası yok" dedi.

***

Aringot talimdekiler bağırdı;

"Pekâlâ, iki dakikalık bir mola verelim, sonra tomurcuk tekniğini çalışacağız "dedi. Çocukları sürekli aynı hareketleri çalışıyorlardı. Bunun sebebini Aringot sorduklarında "Çok fazla teknik bilmek sizi sadece bilgili yapar. Önemli olan o teknikleri kullanabilmektir. Kullanabilmek içinde tekniklerin sizin refleksleriniz olmalı. Ancak o zaman bir saldırıyı tam anlamıyla karşılayabilir ve karşı saldırı geliştirebilirsiniz" demişti. Bu yüzden az teknik çok tekrar yapıyorlardı.

Verilen arada çocuklar hilal düzende oturup sularını içiyor ve olabildiğince dinlenmeye çalışıyorlardı. Excel bu sırada Aringot'a sorular soruyordu.

"Efendim, siz ve Emer'de böyle bir eğitim yapmış mıydınız?"

"Ah, bizim zamanımızda bir teknik için bir hafta harcanırdı. Koskoca bir hafta sadece bir teknik çalışırdık ve sonraki hafta çalıştığımız teknik bir öncekinin devamı olduğu için asla unutmazdık daha doğrusu unutamazdık" ağzında acı ama gururlu bir gülümseme vardı.

"Peki efendim Emer ne zaman savaşa katıldı? Yani aslında sormak istediğim Emer bu kalede aldığı eğitimle mi orduya katıldı yoksa orduda bir eğitim gördü mü?"

"Çok meraklısın Excel, molanı böyle şeylere harcama. Ama söylemem gerek ki Emer, kaledeki eğitimiyle orduya katıldı. Emer'in orduya katılması kesinlikle yasaktı ancak o buna aldırmadı ve orduya katıldı." yüzünde bir acı oluştu ve sözünü diğerlerinin duyamayacağı kadar kısık bir sesle tamamladı "keşke hiç katılmasıydı..." hiç kimse onu duymamıştı ancak Yora'da küçükken Jonda ile oynadığı bir oyun sayesinde bir yeteneği vardı. O yetenek ise dudak okuyabilmesiydi ve son cümleyi her harfine kadar anlayabilmişti.

"Pekâlâ, bu kadar tembellik yeter herkes yerlerine tomurcuk tekniği!" dedi Aringot.

Talimleri bitmiş ve herkes terli gömleklerini çıkartıp duş almaya gitmişti. Önce erkekler gittiği için Yora onlardan sonra duşa girecekti. Normalde ilk o giderdi ancak bugün özellikle Aringot'u yalnız yakalamak istemiş ve istediği ortamı sağlayabilmişti.

"Aringot?" dedi.

"Evet, Yora?"dedi Aringot.

"Şey, açıkçası merak ettiğim bir şey var."

"Neymiş o bakalım?"

"Efendim Emer neden savaşa katıldı? Eğer oda sizin gibi bir usta ise neden sizin gibi kalede kalmadı?"

"Bunu Emer'e sorsan daha iyi olur" dedi Aringot arkasını dönüp yürümeye devam etti.

"Lütfen Efendim! O bana anlatmıyor ancak Emer'in cidden kızlarla daha doğrusu benimle sorunu nedir? "dedi.

"Yora, Emer'in savaşa katılmak için sağlam sebepleri vardı. Seninle de bir sorunu olduğunu pek sanmıyorum sonuçta seni buraya sürükleyen o." dedi

"Efendim, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bunun Emer'in âşık olduğu kadınla bir ilgisi var sanırım. Kusura bakmayın o gün kulak misafiri olmuştum. O günden beri içimi kemiriyor ve artık bir cevap istiyorum. Emer neden durup dururken savaşa katıldı? Neden bana bir sıcak bir soğuk davranıyor? Ayrıca o sağlam sebepleri sizde sorguluyorsunuz! Kısık sesle ne demek istediğinizi sanırım sadece ben anladım" dedi.

"Çok ısrarcısın Yora! Peki, sana anlatacağım ancak bundan ne Emer'e ne de başka bir kişiye bahsetme olur mu? Şimdi yemeğe geçelim yemekten sonraki arada odama gel, sana orada anlatırım." dedi

Yora bunun üzerine yemeği nasıl yiyeceğini düşünüyordu, ancak yemekte dikkatini çeken bir nokta vardı, Emer ve Urin yemekte yoktu acaba neredeydiler?

İresya Efsaneleri - Doğa Ana YoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin