İlave Hikaye: 7 Babalar Efsanesi

85 6 2
                                    

Büyücülerin zorbalığında yönetilen İresya’ya da bilinen iki isyan vardır. Biri Kızıl Sakalın Unsar’da gösterdiği direniş, diğeri ise Büyücü çırağı olan Mecil’dir. Bunlardan ikincisi amacına ulaşmış, İresya büyücülerin zorbalığında kurtulmuş ve Mecil’in kral olduğu Batı Krallığı kurulmuştur. Ancak çok az kişinin bildiği bir isyan daha vardır. Bir efsane, bu Kızıl Sakal’dan da öncesine dayanır. Bu baş kaldırış ordularla yapılmadı, sadece evlatlarını kurtarmak isteyen yedi baba, çocuklarını kurtarmak için koca bir düzene meydan okudular.

En güneydeki şehir Bafre’de yaşıyordu bu yedi baba. Çocukları ile her ne kadar büyücülerin altında köle gibi çalışsalar da mutluydular. Hepsi canlarından çok sevdiklere evlatlara sahiptiler. Bir demirci olan Loyru’nun uzun zamandır bir çocuğu yoktu ancak kader sonunda yüzüne gülmüş ve eşi kadar güzel, kendisi kadar güçlü bir erkek çocuk vermişti ona. Bafre’nin en ünlü avcısı Jiru’nun pek çok oğlu vardı ancak son olarak karısı ona bir oğlan çocuğu daha vermişti. Küçük oğluna sonuncu olması sebebiyle çok düşkündü. Madenlerde çalışan Güçlü Konra’nın evleneceğini kimse düşünmezdi ancak o güçlü kasların altında da bir kalp vardı ve evliliğinin ilk yılında bir oğlu dünyaya gelmişti. Tüm Bafre’nin odun ihtiyacı karşılayacak kadar becerikli Olfu, sonunda işlerine bakacak bir erkek çocuğu olmuştu. Yele genç bir tüccardı ve kendisi her ne kadar köle olsa da oğluna prensler gibi bakmak istiyordu.  Bafre bir sahil şehriydi ve oraların kimseye karışmaz sesiz bir balıkçısı Tulin vardı. Karısını kaybettikten sonra oğlu her şeyi olmuştu.

 Son baba ise eskiden hırsızlık yapan Refalet’ti. Refalet’in birçok yerde sevgilisi olmuştu ancak onu hırsızlıktan vazgeçiren yeni doğmuş bir oğlan olmuştu. Artık bir hırsız değil babaydı. Eskiden kazandıklarıyla Bafre şartlarına krallar gibi yaşıyordu ancak nihayetinde oda bir köleydi.

İresya’da en güçlü kişiler büyücülerdi. Sonuçta büyü kullanabiliyorlardı. Buda onlara orduları bile dize getiren müthiş bir güç vermenin yanında, meraklarını da körüklüyordu. Büyünün yapabileceklerini araştırıyorlar bunu yaparken de hiçbir kaynak sıkıntısı çekmiyorlardı. Çünkü güçlerini insanlar üzerinde kullanmışlardı ve onlara denk hiçbir varlık yoktu İresya. İnsanlar istemeyerekte olsa büyücülerin egemenliğini kabul etmişlerdi. Nasıl etmesinler ki!

Bu yedi baba büyücülerin gücünün farkındaydı ve büyücüler canları çıkana kadar onları çalıştırsalar bile buna ses etmiyorlardı çünkü kaybedecek çok şeyleri vardı. Yedi babada lanet ettikleri o gün gelene kadar birbirleriyle pek görüşmüyorlardı. Nasıl görüşlersin ki? Çalışmadıkları zaman sadece uykuya yetiyordu.

Ancak bir gün büyücüler hiç düşünmeden bir karar aldılar. Düşünmeleri için bir sebep de yoktu sonuçta İresya’nın en güçlü zümresi onlardı. Büyücüler bir büyü geliştirmeye çalışıyorlardı. Bu olağan dışı bir şey değildi büyücüler her zaman bir büyü geliştirmeye çalışırlardı. Büyücülerini öncelikli olarak hayvanlar üzerinde de denemezlerdi. Neden denesinler ki büyücüler dışında kalan herkes onların kölesiydi. Kobay olarak insan kullanmaktan hiç çekinmezlerdi. Toplanan insanların akıbeti hakkında hiç kimse bir şey bilmiyordu. Tek bildikleri şey gidenlerin asla geri dönmediğiydi.

Bafre şehri bu konuda daha şanslıydı. Bu zamana kadar kobaylık için bir toplama olmamıştı. Ancak toplamanın ne anlama geldiğini biliyorlardı. Bir gün sıranın onlara gelmesinden kokarak yaşıyorlardı. Bu konuda da haklıydılar. Bir gün sıra onlara geldi, hem de olabilecek en kötü şekilde.

Büyücüler geliştirilen bir büyü için, erkek çocuklara ihtiyaç duydu ve Bafre’deki erkek çocukları toplamaya başladılar. Kimse köleyken kolay kolay çocuk yapmaz, yapanlar ise çocuklarının köle olacağını göze almış çiftlerdi. Bu yedisi bunu göze almışlardı ama çocuklarının bir gün damızlık koyun gibi ellerinden alınacaklarını düşünmemişlerdi. Ancak yapabilecekleri bir şey yoktu karşı koyma kesin ölüm demekti. Çiftler kendi hayatlarını kaybetmekten korkmuyorlardı ancak ya çocuklarına bir zarar verirlerse. Evet, deneylerden dönen hiç yoktu ama bu öldükleri anlamına gelmiyordu belki daha iyi bir yaşama kavuşuyorlardı. Ayrıca karşı koymaları isyan olarak nitelendirilebilirdi buda tüm Bafre’nin ölümü anlamına gelirdi.

İresya Efsaneleri - Doğa Ana YoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin