15.Kısım: Ruh Yapılanması

68 6 0
                                    

Bu akşam Urin’nin bir haftası doluyordu. Urin gittiğinden beridir Yora talimlere katılıyordu. İlk katıldığı gün dışında diğer günler o kadarda yorucu değildi. Ancak vücudu bu çalışmaya alışık değildi bu yüzden her gece kas ağırlarıyla ve her sabah bu ağrıların ağırlığıyla kalkıyordu. Bir haftanın sonunda vücudu da bu duruma alışmış gibiydi. Sabah taliminden sonra kahvaltı masasında Yora Excel’e soru soruyordu.

“İyi ama Urin bir haftanın nasıl dolduğunu nerden anlayacak gün mü sayması gerekiyor?”

“Aklı başında hiçbir öğrenci bu geçirdiği bir haftayı ormanın derinliklerinde geçirmez. Daima kaleye yakın olur sonuçta ormanın en güvenli yeri kale çevresi, avludaki hazırlıklar yapılıyorsa bir hafta dolmuş demektir. Aringot kahvaltıdan sonra avluyu bize hazırlatacak ve bu akşamda Urin gelir, yani umarım…”

Kahvaltıdan sonra Excel’in dediği gibi avluda hazırlıklar başladı. Ateş çanağını ve odunları dizdiler. Urin’in giderken ki haline gelmişti avlu tek bir fark dışında oda uzun zincirli kelepçeler! Bunları ne işe yaracağını ise Emer ve Aringot’un dışında bilen yoktu. Avlu tamamlanınca kale eski programına geri döndü.

Akşam saatlerinin yaklaşmasıyla Aringot ateşi yaktırdı. Etraf yavaş yavaş kararıyordu. Etrafı sadece ortadaki ateş aydınlatırken ormanda bir hareketlenme oldu. Gözler o tarafa bakınca Urin gözüktü. Gidişine göre daha zayıftı. Teni çamurun ve kirin etkisiyle koyulaşmıştı. Saçları darmadağın ve yağlıydı. Üstündeki pelerin cübbe parçalanmış ve sadece alt kısmını örtüyordu.

“Doğa Ana seni sınadı evladım ve buraya geri dönmen bunu başardığını gösterir. Gel, ödülün seni bekliyor.”

Yora yine hayal kırıklığına uğramıştı daha zor bir şeyler bekliyordu ancak Urin Aringot’a kadar yürümüş ve mührünü almak için diz çökmüştü. Mühür sol göğüs ile sol omuzun arasına yapılırdı. Büyüklüğü avuç içi kadar oluyordu. İç içe geçmiş üç dar halkası vardı. Bu halkalarda İrce karakterler yer alıyordu. Ortada ise Yora’nın çok sonra fark ettiği bir işaret vardı. İşareti yeni fark etmemişti ancak ortadaki şeyin anlamını çözememişti. Ne doğu dilinde nede İrce’de böyle bir karakter vardı. Daha sonra kendi avuç içine bakınca fark etmişti. Avucunun içindeki ikisi kesişen biri diğerlerinden ayrı olan çizgilerdi bunlar.

Aringot mührü işleyeceği aletleri hazırlarken Emer zincirli kelepçeleri Urin’e taktı. Buna Urin’de şaşırmıştı.

“Bu şart mı?”

“Ne yazık ki öyle oğlum… Mühür alma işlemi çok zorlu ve ıstıraplı bir iştir. Kendine veya bir başkasına zarar vermeni istemem” dedi Aringot.

Kelepçelerin zincirlerinden çocuklar tutuyordu. Emer ve Sil bir yerde, Excel ve Nodar bir yerdeydi. Aringot Urin’in göğsünü yıkadı, derin bir nefes alıp verdikten sonra mührü işlemeye başladı.

Mühür işleme eski ancak gizli bir işlem değildi. Kahverengi Sancaklılar bu işi sadece mühür işlerken kullanıyordu ancak diğer insanlar bu işlemle vücutlarına resimler yapıyordu. “Dövme” Elder’deki birkaç askerde vardı. Vefigr’da suçluların numaraları vücutlarına bu yöntemle kazınırdı. Büyücüler bazı yazı büyülerini bu şekilde üzerlerine yaparlardı.

Urin’in göğsündeki avuç içi çizgileri bitmiş, Aringot bu çizgileri kapsayan bir çember çiziyordu. Bu zamana kadar Urin çok fazla acı hissetmemişti. İlk halka bitince Aringot bir takım ıvır zıvır aldı. Tekrar bir derin nefes alıp bir şeyler mırıldandı.

Bu mühür alma ayininin dua kısmıydı. Aringot dua ederken bir anda büyük alev söndü. Sert rüzgârlar esmeye başladı. Aringot ve Urin’in üzerinde mavi ışık zerreleri uçuşuyordu. Sanki gökyüzündeki yıldızlar onların üzerine yağıyormuş gibi. Ancak yağmur gibi sert ve hızlı değil, kar gibi sakin ve yavaş yağıyordu ve hiçbir zerrecik onlara değmiyordu. Hemen kafalarının üzerinde oynaşıyorlardı. Aringot bağırdı.

İresya Efsaneleri - Doğa Ana YoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin