4

140 10 4
                                    

Beraber bahçeye çıktık. Bizden sonra hala voleybol oynamaya devam ediyorlardı. İdil hariç. Okul binasının kapısına bakan bir banka oturmuştu. Bizi görür görmez ayaklandı ve hemen yanımıza koştu. Önümde dikildiğinde durdum. Eren bize bir bakış attı ve bir şey demeden kantine doğru uzaklaştı. Bir süre onu uzaklaşırken izledikten sonra gözlerimi İdil'e çevirdim. Bana kaşları çatık bakıyordu.

"Lan, taş falan atsaydın çocuğun kafasına daha iyiydi. Oğlum manyak mısın? Öyle oynanır mı? Ya bir şey olsaydı? Burnu falan kırılsaydı veya beyin kanaması...-"

"İdil yeter. Sıçtım altıma zaten..." İç geçirip gözlerimi başka tarafa geçirdim. O sırada İdil'in elimi tutmasıyla tekrardan ona döndüm. Bakışlarında biraz olsun acıma vardı. İdil'den insaniyet göstergeleri...

"Ee, bir şey konuştunuz mu bari?"

"He ya seni sorup durdu, çok büyük aşığınmış,
İdil beni derhal siksin diyor..." Öldürücü bakışlarını üstümde hissetmemle iç geçirdim ve konuşmaya devam ettim.

"Vallahi az daha disipline gidiyordum kurtardı beni."

Gülümsedi ve ellerini kalbinin üstünde birleştirdi.

"İşte be, Ereenim be..."

Ona tiksinen gözlerle baktım. Bir süre sonra onun bu mutluluğuyla ister istemez benim de yüzümde bir tebessüm belirdi. Biraz öyle boş şeylerlerden konuştuktan sonra Eren'i dikizlemek niyetiyle kantine doğru ilerledik. Kantine vardığımızda Eren içerde değildi. İçecek bir şeyler alıp arkalardaki bir masaya oturduk. İdil biraz gergin gibiydi. Sürekli dudaklarını kemiriyordu ve tırnaklarıyla masada ritim vuruyordu. En sonunda tırnak sesleri beynime işleyince eline sertçe vurdum. Şaşırıp bana baktı.

"Lan n'oluyor, kakan varmış gibi hareketler, bi' gerginlik?"

Sıkıla sıkıla ellerini ovuşturdu ve yutkundu.

"Ya üst sınıflardaki Baran var ya, galiba ben ondan hoşlanıyorum..."

"Ne çeşit bir orospusun lan sen? Daha geçen gün yanıyordun Ay, Ay diye... Ve o kim amk?"

Bu söylediğimle baya bozulmuş gibiydi. İçerleyen gözlerle bana baktı ve gözleri doldu. Bir süre öyle bakıştıktan sonra parmaklarıyla göz altlarını sildi. Bu kızın da ağlamaktan vücudunda işeyecek su kalmıyor...

"Ya zaten bu konuda kafam çok karışık... Bilmiyorum, ikisinden de çok hoşlanıyorum gibi."

Kız artık nasıl yanıyorsa 3'erli 5'erli crush ediniyordu. "O kim?" soruma cevap vermeyince sorumu tekrarladım.

"Ya işte hafif sakallı var ya, geçen sene Ceren'le çıkmışlardı..."

"Ulan yavaş, Ceren kim?"

"Yuh amına koyayım... Algı yoksunu. Lan bizim sınıfta, arkanda oturuyor."

Arkamda birisi oturuyor muydu ya? İşte benim durumum böyle. İsimler ve simalar konusunda baya kötüyüm. Üstüne üstlük 30 kişilik sınıf isimleri öğrenmemde beni ekstra zorluyordu. 3 yıl geçmesine rağmen... Bahsettiği kişileri gram anlamasam bile devam etsin diye geçiştirdim.

"İşte öyle yani bilmiyorum. Kafam aşırı karışık..."

"Bunların hepsi yokluktan bence. Seni bi' kerhaneye götüreyim, bi' amc-..."

"Buraya geliyor, buraya geliyor!"

Kaşlarımı çattım ve arkama dönerek gelen kişiye baktım. Tekrardan ona döndüğümde kusma taklidi yaptım. Baran dediği bu olmalıydı. Bu herifi simasından tanıyordum. Çünkü bu kadar çirkin biri unutulamaz yani...

Burnt by the Moon (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin