1. BÖLÜM

194 10 10
                                    


Yeni bir gün daha mı, saçmalık !

Elimi rastgele komodinin üzerine bir yere vurduğumda lanet olası alarmı susturmayı becerememiştim. Nerdeydi bu salak şey. Yataktan doğrulup alarmı aradım. Bulduğumda elime aldığım gibi duvara fırlattım. Nihayet ses kesilmişti. Veeeee huzur.

"Oh be dünya varmış."

Bir süre yerde parçalara ayrılmış anneme göre sevimli ama bana göre itici olan alarmın kırılmış haline baktım. Yazık olmuştu. Ne diyim.
Ruhuna El-Fatiha.
Ve umarım anam çok kızmazdı. Tamam belki birazcık bağırırdı. Sonra da beni aşağı mahalleye kadar kovalardı. Ama yavru kedi bakışlarımdan atarsam işler değişebilirdi.

Ayağa kalkıp odamda ki banyoya ilerledim. Aynaya bakıp kendimi izledim, izledim ve biraz daha izledim. Sonra çok güzel olduğuma karar verip elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım ve hayır aynadan kendimi öpmedim!
Aynadan kendime şşt yavru hepsi senin mi de demedim. Dolabıma doğru yürüdüm. Kapağını açıp bugün giyeceğim şeyleri yatağın üstüne fırlattım. Kazak ve pantolon ikilisinden ölsem de ayrılamazdım sanırım. Hem şıktı hem rahattı hem de sadeydi. Kısaca mikkemmeldi.

Kıyafetlerimi giyip aynanın önüne geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıyafetlerimi giyip aynanın önüne geçtim. Makyaj yapmam diyen kızlardan tabiki değildim. Hadi ama her kız güzel görünmeyi sever. Ama fazla abartmayanlardanım. Bir ruj ve bir maskara. Parfümü mü de sıktığımda hazırdım.

Odadan çıkmayı başarabildiğimde mutfağa geçtim. Kahvaltı hazırlamakla uğraşan çilekeş anamın yanağına sulu bir öpücük bırakıp sandalyeye oturdum.

"Keyfin yerinde bakıyorum küçük cadım." demiş bana bakıyordu.

"Ya ya ne demezsin altı üstü kargalar bokunu yemeden hazırlanıp okula gidicem ve sonra da ölmeyi unutmuş moruq hocayı üst üste tam 3 saat dinlicem."

diyerek her sabah ki rutinleşmiş sitemimi bitirdim.

"Bok deme ayıp." diyen anneme bakıp güldüm.

"Ama sende bok dedin."

"Sen dedin diye dedim."

"Öyle olunca ayıp olmuyo mu ?"

"Offf Sina senin dilinle uğraşamam."

Ah anne kızının ne küfürler ettiğini bir duysan. Aslında çoğu kez yanındayken ağzımdan kaçırdığım oluyordu.
Sonunda ikimizde kahvaltımızı bitirince ayaklandım.

"Ben çıkıyorum anne sakın ben yokken o saçma kadın programlarını izleme sonra değişik bir kadın oluyosun. Bak vallahi konuşmam seninle."

"Aman be sanki sen hiç izlemiyosun."

"Hayır izlemiyorum." dedim öle dümdük.

"Doğru. İzlemiyosun. Offf zaten işlerim var bugün şirkette. Şimdiden beynimi yakma."

"Olmayan beynini nas- UPS !"

"Devamını da getirsene güzel kızım."

"Şey diyicektim ben senin o beynine kurban olurum."

"Dansözler bile böyle kıvırmıyo be."

"Kıvırmak bizim işimiz."

"Ay valla fenalık geldi. Hadi kızım hadi. Okuluna kış kış."

"Tamam. Bak işyerinde yavşayan falan olursa ara beni kızın kurtarır seni."

"Ayyyh eşşek sıpası seni hadi hadi okula."

diyen anneme gülüp dışarı çıktım.
Ayakkabılarımı giyip kulaklıklarımı taktım. Hava güzel gibiydi. Müzik listemden en sevdiğim şarkıyı açtım. Siteden çıkmak için yürürken onu gördüm.

Kahramanım. Hayallerimin erkeki, çocuklarımın babası, parasını yiyebileceğim adam gibi adam ve en önemlisi de benle Beşiktaş'ın maçlarını izleyecek canım kocam.

Tabi onun bundan haberi yok ama olsun. Birgün olur elbet. Düğün günü falan mı diye soran iç sesime bir adet orta parmak yollayınca susup yerine geçmişti.

O tam olarak kim mi ?
O bir bakışıyla beni hem dünyanın en mutlu hem de en çaresiz insanı hisettirebilecek bir yahuşuklu.
Gamzesinde 3+1 ev inşa edip yaşayabileceğim bir adam.
Saçların olayım savur beni diyebileceğim bir meteor.
Göz teması kurmakta zorluk çekmeme rağmen Ela gözlerine abartısız yarım saat bakabileceğim biri. ( Ne var canım o kadar da şey etmeyin )
O çok güzel. Benim olamayacak kadar güzel.

Peki ben kimim.

Ben Sina.
Sina Sezen. İsmimin hiçbir anlamı yok. Sadece bir çöl ismi.
20 yaşında ve sırf üç yıldır delicesine aşık olduğu çocuk yüzünden Psikoloji okuyan takıntılı sıradan (!) bir kızım. Babamı kaybedeli ve annemle yaşam
mücadelesi vermeye başlayalı çok
olmadı. Ergenlikten çıkmayı reddeden benliğim ve her zaman güçlü durmaya çalışan ruhumla mutluyuz.
Sanırım onu tanıdığım kadar kendimi tanımıyorum. Ve onu kendimden bile çok seviyorum. ( Bu büyük bir ayrıntı çünkü çok ama çok azıcık kendime aşığım da hihi.)
Ve ben.
Sina Sezen.
Acılarını gülüşüyle gizleyen deli kız.

Seeeeeeeelllllllaaaaaaaaam
Canım okurlarım.
Güzel okurlarım.
Benim bitanecik okurlarım.
İlk hikayem ve evet çok acemiyim biliyorum.
Yazım yanlışlarımı görmezden gelin. Kafamı dağıtmak için yazmaya ihtiyacım var.
Ve onun dışında şimdiden bir şans verip okuyacak olan herkesciklere çok teşekkür ederim 💜
Öpüyorum 😚

Seviyok Be Ne YapakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin