Arkadaşlar size bir konudan bahsetmek istiyorum abi bölümü okuyosunuz ne oy ne yorum hiçbiri yok açıkçası bu durum beni üzüyor ve bölüm yazasım hiç gelmiyor. Sizden ricam yorum atmasanız bile okuduğunuz zaman bölümü beğenseniz olmaz mı?
Bu ufak dipnotumun ardından sizleri kısa olan bu bölümcükle başbaşa bırakıyorum iyi okumalar.Bizim 3'lü tayfanın gidişinin üstünden tam 1 saat geçmişti ve ben tek başıma gerçekten çok sıkılmıştım üstümdeki örtüyü kaldırıp sandalyenin başlığında asılı sabahlığı aldım ve bir çırpıda giydim.
Kapıyı yavaşça açıp yine sakin adımlarla bir alt kattaki büyük salona geçtim kapı açıktı ve bende başımı içeri doğru uzatım kimsenin olup olmadığı baktım içeride kimse yoktu tam geri çekilecekken odanın ortasında serhat abi belirdi.
Ben şaşkın değildim artık alışmıştım buna.Bana gülümseyerek baktığında daha fazla kapıda dikilmenin bir anlamı olmayacağından içeri geçtim.
-nasıl hissediyorsun kendini iyi misin?
Diye sordu.
-eh işte idare eder en azından ayağa kalkıp kendi işimi halledebiliyorum. İyileşiyorum zamanla.
Bana bakıp bir süre bekledi sanki söylemek istediği birşey vardı ancak tereddütte gibiydi. Salonun ortasına doğru ilerleyip koltuklardan birine oturdum serhat abide tam karşımda ayakta duruyordu.Ve hala kimse konuşmaya tenezzül etmiyordu. Sonunda dayanamayıp sordum.
-ben içeri girdiğimde odaya mı cisimlenmiştin?
Dedim cevap beklercesin ona bakıyordum.
-hayal bozan.
Dedi yüzünde anlamsız bir ifade vardı. Ve konuşmama izin vermeden konuşmaya başladı.
-bilmen gereken birşey var?
Dedi. Susup konuşmaya devam etmesini bekledim.
-kabul mektubunu almışsındır içinde yazan malzeme listesinide. Dedi onaylama bekleyen bir cümleydi bu.
-evet aldım ve okudum ve tahminimce çok pahalı olsa gerektir. Eğer para konusunda sıkıntı varsa ben başımın çaresine bakabilirim size hiçbir maddi sıkıntı yaratmam. Endişelenmenize gerek yok.
Yüzünde hiçbir mimiksel farklılık olmadan aynı sakinlikle konuştu.
-hayır hayır sen yanlış anladın sen bizim korumamız altındasın ve ben senin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak güce sahibim ancak 4 gün önce gelen bir mektup yüzünden bunu ben yapamayacağım bir başkası yapacak.
Dedi ben kafa karışıklığı içerisinde ona bakıyordum.
-iyide kim benim masraflarımı karşılar ki?
Dedim.
-elbette sirius dayın bir hafta önce ona bir mektupla tüm olanları anlattım ve oda bana cevap yolladı. Mektupta yazanlar okuyucuya özel olarak mühürlenir Bu yüzden sana okutamıyorum ama dayın seni çok merak ettiğini yüz yüze görmek istediğini ve dayın olarak azkabanda olsa bile sana maddi azkabandan kurtulunca manevi olarakta sana sahip çıkacağını bildirdi.
-siz bana sormadan neden dayıma bunu anlattınız?
-dayına seninle ilgili olan biten herşeyi anlatacağıma ve seni koruyacağıma dair yemin ettim bozulmaz yemin bu yüzden istesende istemesende ona söylemek zorundaydım. Lütfen beni anla.
-anlıyorum ama ben dayımla görüşmek istemiyorum bana göre şuan zamanı değil. Ben zamanı geldiğinde onunla karşılaşıcam ne erken ne geç. Ve lütfen beni bu konuda zorlama.
Yüzüme anlayış ve kırgınlık dolu bir bakış atarak konuştu.
-sen nasıl istersen. Ama yinede ona teşekkür etmek için bir mektup göndermek istermisin?Biraz düşününce bunda bir sakınca olmadığına karar verdim ve gülümseyerek
-olur dayıma mektup yazıcam ama ben türkçe yazıcam o nasıl okuyacak ki?
- sen yaz ben hallederim.
Dedi kendinden emin bir sesle.Masanın üstüne duran parşömen ve tüy kalemi alıp yazmaya başladım.
Sevgili sirius'a
Merhaba dayı. Kim olduğumu zaten anlamışsındır yazmaya gerek duymuyorum bu yüzden.
Beni görmek istediğini söyledi serhat abi ancak ben şuan için bunun doğru olduğunu ve buna kendimi hazır hissetiğimi düşünmüyorum anlayışla karşılayacığını sanıyorum.
Bana hertürlü destek olacağını öğrendim (aslında biliyordum bana sahip çıkacağını) ve şimdiden hepsi için sana teşekkürlerimi sunuyorum. İyiki yanımdasın saol sirius.
Yakın zamanda görüşeceğiz o zamana kadar kendine dikkat et. sihirli günler...
Yiğenin melisa ateş.
(lisa lestrange)Mektubumu burada sonlandırıp serhat abiye verdim. Serhat abi yazılanları okumadan sadece gözünün ucuyla süzdü ve ardından asasını sayfanın üzerinde gezdirdi. Birkaç cümle mırıldandı. Parşömene bakınca hiçbir fark yoktu.
- ee iyide bunda hiçbir fark yok.
Bu bir soru cümlesiydi aslında.
-Bu yazı büyülendi bundan ötürü o bunu okurken ingilizce olarak okuyabilecek ve ondan başka kimse okuyamayacak. Anladın mı?
-evet anladım hadi onu gönderlim artık.
Dedim hafif bir tebessümle.
Başını sallayıp
-tamam.
Dedi.
-kafeslere gidiyorum o zaman ben sen istersen burda beni bekleme odana çıkıp dinlen zaten birazdan akşam yemeği vakti olur. Bu akşam dilersen bizimle beraber ye yemeğini ne dersin.
-olur bende zaten sıkılıyordum tek yemekten iyi olur. İzninizle ben odama çıkıyorum.
-elbette müsade senin akşam görüşürüz.
Odadan çıktım ve merdivenlere yönelip hızla odama girdim dolaptan havlu ve kıyfet alıp oda da bulunan küçük banyoya girdim. Nerden baksan haftalardır banyo yapmıyordum. Sıcak suyu ayarlayıp küvete girdim. Ve vücudumun sıcak su altında yumuşayıp mayışmasına izin verdim.Yeni bir bölümle herkese merhaba.
Yeni bölümü yazıyorum bitirir bitirmez atıcam iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN ÇAĞ CADILIK VE BÜYÜCÜLÜK OKULU
FantasyTürkiyede bir büyücülük okulu ve okulun en gözde kızları miss Ateş ve miss Gözde lakapları Gözde Ateş bunlar bir nedenden ötürü hogwarts'a gitmek zorunda kalırlarsa ne olur hadi gelin birlikte öğrenelim.. Alıntı........ Melisa bilmen gereken birşey...