İYİ OKUMALAR...
Multide melisa var...
Ferideyle beraber koridorda hızlı adımlarla ilerliyorduk ki biri bize çarptı kim olduğunu görünce sinirlendim okulumuzun sürtüğü elif ışık altayın yani kolunu kırdığımız çocuğun kardeşi.
Ama bişe demeyip yolumuza devam edecektik ki elif kolumu tutup kouştu
"kardeşime yaptığınız saçmalığın bedelini ödeticem"
diyerek tehditler savurdu. Bende dayanamayıp ona tokat attım oda yere yıkıldı. Yetinmeyip yakasından tutup ayağa kaldırdım elimi tekrar tokatnatmak için kaldırmış beklerken "eğer bir daha böyle herkesin içinde beni tehtit etmeye kalkışırsan seni öldürürüm"
dedim gözleri iri iri olmuştu ben korkudan olduğunu zannederken meğerse kız nefes alamadığı için bu haldeydi. Sol elim yumruk gibiydi ve... ve sanırım benim elimi yumruk yapmamla ilgiliydi çünkü elim yumruk olduğu an kız boğulmaya başlamıştı. Elimi hızlıca gevşettim kız biranda yere yığıldı kesik kesik hırlamaya benzer seslerle nefes almaya çalışıyordu. Aradan biraz zaman geçti kız derin bir nefes alıp bana korkuyla baktı zorda olsa konuşmaya çabaladı.
"Ba bana na naptın ssen? Nasıl yaptın? Nasıl? Daha önce böyle birşey yaptın mı? Sana konuşuyorum sağır mısın?"
Bense kızın bana bağırıp çağırmasını bana kızmasını falan beklerdim o ise sanki bu yaptığım şeyin ne olduğunu biliyormuş gibi konuşuyordu korkmaya başlamıştım. Ferideye baktım o ise korkuyla bir elife bir bana bakıyordu. Kendimi toparlayıp konuştum.
" Evet daha öncede oldu"
panikleyerek konuştum
"bana ne olduğunu biliyor musun"
dedim
"birkaç kez ferideninde olmuştu oda benim bu yaptığıma benzer birşeyler yapmıştı teknfar onun yaptıkları daha tehlikesizdi"
dedim. O ise etrafındakilerin bizi dinlemesinden rahatsız olmuş ve bağırmaya başlamıştı
"herkes sınıfına işinin başına dönsün ne var yani ayı mı oynuyor karşınızda hadi naş"
demiş ve herkesin dağılmasını sağlamıştı. Koridorda sadece biz kalınca konuştu ama tıpkı deli gibi kendi kendine konuşuyor gibiydi. "Bunca zamandır nasıl anlamadım sen yani siz off Allahım bana bir çıkış yolu sun. Bunca zamandır sadece altayla ben varız sanıyordum ama onlarda bizim gibi inanamıyo- konuşmamla sözünü böldüm
"yahu sana diyorum sen ne saçmalıyorsun ne diyorsun gerçekten anlamıyoruz"
dedim sertçe o ise bana anlayışla bakıyordu ve sakin olmamı söylüyordu.
"Bak melisa size herşeyi anlatıcam ama sakin olun tamam mı "
dedi. Sonrada boynundan uzun zincirli bir kolye çıkardı kolye bir madalyona benziyordu bizim anlamaz bakışlarımızı hissetmiş olacak ki bize bakmadan konuştu "insanların bizi duyabilecekleri bir yerde konuşmayız bu yüzden bizim eve gidicez hem size anlatırken annemleride yanımda olması işimi kolaylaştıracak"
dedi. Biz ise şaşkınlıkla aynı anda konuştuk
"yediğin tokat fazla geldi galiba okuldan çıkış yasak"
dedik o ise bize bakıp güldü ve mırıltı gibi konuştu
'ah muggle aileler tarafından yetişen zavallı cadılar'
dedi. Ben ise tam ağzımı açıp konuşacaktım ki konuşamadım çünkü elif bizi kolumuzdan çekiştirerek kızlar tuvaletine soktu kapıyı kapattı tuvaletler tek tek açıp baktı boş olduğuna karar verince bize döndü ve döner dönmez bir kahkaha attı çünkü biz ona uzaylı görmüş masum köylü edasıyla bakıyorduk resmen kendini toparlayıp
"kızlar tamam neyse şimdi ilk diyeceğim şey birazdan yapacağım şeyden sakın korkmayın ve göreceğiniz elf'tende"
dedi ve madalyon venzeri kolyeyi açtı ve içindeki aynaya bakıp
'popy'
isminde birisini çağırdı.aradan biraz zaman geçmiştiki aynanın diğer ucundan bir ses geldi
"buyrun hanımefendi elif popy size nasıl yardımcı olabilir?"
diye bir ses geldi elif konuştu
"popy hemen okula gel kızlar tuvaletindeyiz bizi eve götüreceksin"
dedi ve aynayı bize çevirip karşıdaki kişinin bizi görmesini sağladı fakat biz aynda gördüğümüz bize el sallayan şeyle çığlık atmıştık tam feride ağzını açıp konışacaktı ama o aynada gördüğümüz yaratık ortamızda beliriverdi. Korkudan tekrar çığlık atıp ferideyle iyice birbirimize sokulduk. Elif bizim bu halimize iyice gülümsedi ve
"hadi popynin elini tutun buharlaşarak gideceğiz."
Dedi.
Bense anlamamış gibi konuştum.
"bu-buhar-buharlaşmak mı?"
Dedim endişeyle. Oda bana sadece "evet"
dedi. popy dediği varlığın elini tuttum ve birden bir girdabın içinde buldum kendimi sanki içimdeki hava ciğerlerime sıkışmış gibi hissettim ve iğrenç bir şekilde midem bulanıyordu. Bu berbat his sadece bir iki saniye sürmüştü ama bana yetmişti. ayaklarım altında sert zemini hissettiğimde yavaşça gözlerimi açtım. Karşımda bir ev pardon pardon resmen bir malikane vardı kocamandı resmen şok olmuş bir şekilde malikaneye bakıyordum. Elif ben ve popyden bir kaç adım ileride ferideyle ilgileniyordu.sanırım kusuyordu. Hızla ona doğru hamle yaptım ama buharlaşma esnasında popynin elini tutmuş ve hala tutmaya devam ettiğim için popy ileri doğru savruldu o kadar hafifti ki şaşırmıştım cinin yanına oturup
"özür dilerim ben isteyerek yapmadım canın yanıyor mu seni taşımamı ister misin?"
dedim. O ise bu sözlerim üzerine hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Ben yanlış birşey mi dedim"
-dedim elife bakarak-"
neden böyle ağlamaya başladı
dedim endişeyle. Elif ise bana
"onlar "bu tarz ilgi,teşekkür ve özür vb. alışkın değillerdir ve senin ona karşı iyi davranman onu duygulandırdı. Ev cinleri kendilerine kötü davranılmasını benimsemişlerdir. Ayrıca sahiplerine çok bağlıdırlar kendilerine iyi davranan yani biraz önce senin yaptığın gibi onun için endişe duyanları daha çok severler. Ve onlar korumaya çalışırlar."
dedi. Ayağa kalkıp feridenin yanına gittim. dizlerinin üstüne çokmüş öğürüyordu. Yavaşça sırtını sıvazlayıp alnından öptüm. Elifle beraber onu ayağa kaldırıp eve doğru adımladık elf önümüze geçip bize bahçe kapısını açtı biz geçtikten sonra orayı özenle kapatıp evin kapısını açtı. İçeri girdik hep birlikte ve yine elf kapıyı örtüp önümüzde dikildi. Elif
"popy gidip annem ve babamı çağır onlara yanımda misafirlerim olduğunu da söyle biz büyük salondayız oraya gelsinler."
dedi ve koridora doğru iki adım attı bizim gelmediğimizi görünce
"eee hadi ne bekliyorsunuz?yürüsenize!"
dedi. Bense hala etrafı süzüyordum. Ses etmeden elifi takip ettik ve büyük bir kapının önünde durdu kapını kolunu tutup indirdi ve içeri geçmemiz için kenara kaydı. İçerisi çok güzeldi muhteşem kelimesi burayı tanımlamak için az kalırdı. Tavan yüksekti ve kocaman bir kristal avizeye ev sahipliği yapıyordu. Girişin hemen karşısında ki duvarı kaplayan boydan bir pencere vardı. Üstünde gri ve bordo renginde kalın ama şatafatlı görünen bir perde vardı. Girişin solunda ise kapdan taraf duvardan aşağı pencereye kadar upuzun bir yemek masası vardı yine gri ve bordo renklerinden oluşuyordu. Masanın arkasında pencerenin önünde farklı boyutlardaki saksılarda ev bitkileri vardı. Salonun sağ tarafı ise sol tarafından oldukça büyüktü ve bir oturma grubu vardı.
Elif oraya doğru ilerleyince bizde peşinden gittik. Tam önmüzde bir üçlü koltuk vardı kenarından dolaşıp oturduk koltuğun sol kenarında yine bir üçlü koltuk vardı oturduğumuz yerin karşısında iki tane tekli koltuk vardı ortalarında ise aile resmi bulunan üstünde gri örtü olan koyu borda sehpa vardı. Onlarında arkasında ise boydan bir kitaplık vardı. Sağ tarafımda ise dikdörtgen yine koyu bordo renkli ahşap bir konsol vardı. Sehpanın üzerinde olan aile resimlerinden vardı yine bir tanesi çok güzeldi elif altayın omuzlarına çıkmış eline ise rengarenk balonlar vardı neşe içinde bağrıyırdu altayla baraber anladığım kadarıyla bir şenlikteydiler. Bunu nasıl mı anladım çünkü resimler hareketliydi. Duvlardaki bütün tablolarda öyleydi. Odayı incelemeyi kesip elife döndüm dedim ki
"artık anlat ben daha fazla dayanamıyorum tüm bunlar çok fazla hemde çok daha kim olduğumu bile bilmeden senin büyülü birşeyler yapabildiğini öğreniyorum ve tahminimce ailende büyülü güçlere sahip bir ev ciniyle tanışıyorum hayatımda ilk defa buharlaşıyorum evinize giriyorum evdeki tüm resimler hareketli ve..ve...ve sen herşey normalmiş gibi davranıyorsun bize iyi davranıyorsun sanki yıllardır arkadaşmışız gibi ve tüm...tüm bunlar bir.. bir..şey gibi-doğru kelimeyi bulmaya çalışıyordum ki geldiğimizden beri hiç ağzını açmamış olan feride konuştu
"bir Harry Potter serisinin içindeyiz sanki"
dedi. bende
"aynen kesinlikle tıpkı bir Harry Potter serisi gibi. Elif yeter artık söyle biz kimiz biz neyiz?"
Dedim elif bana baktı ağzını konuşmak için açtı fakat doğru kelimeyi bulmaya zorlanıyor gibiydi.o sırada kapı açıldı içeriye bir adam ve bir kadın girdi. Adam uzun boylu kahverengi saçlı ve ela gözlüydü yüzünde bir aşağılama vardı başı dik bir adamdı. Kadın ise onun tam tersi idi. Kadının upuzun kalçasına kadar gelen sapsarı saçları vardı yeşil gözlüydü ve yüzünde çok cana yakın ve sevecen bir ifade vardı kadına bakınca kendimi biraz iyi hissetim bakışları güven vericiydi.
Sonra konuşmalarımızı duymuş olacakki bana tebessümle bakıp konuştu.
"sen ve arkadaşın birer cadısınız tıpkı ben ve elif gibi. Kocam ve oğlum altay ise birer büyücü."
Dedi. Bense duyduğum şeyin ağırlığıyla donup kalmıştım.DÜZENLENMİŞ BÖLÜM.
1285 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN ÇAĞ CADILIK VE BÜYÜCÜLÜK OKULU
FantasyTürkiyede bir büyücülük okulu ve okulun en gözde kızları miss Ateş ve miss Gözde lakapları Gözde Ateş bunlar bir nedenden ötürü hogwarts'a gitmek zorunda kalırlarsa ne olur hadi gelin birlikte öğrenelim.. Alıntı........ Melisa bilmen gereken birşey...