Multimedya: Kayla Kunter
İntihar'a meğili birine sorulacak en saçma soru nedir? Bence 'geleceğe dair planların nelerdir?' sorusu bu soruya cevap olabilir. Çünkü zaten intihar etmek isteyen biri geleceğini düşünmez. Geçmişi yüzünden intihar etmek ister belkide. Geçmişinden kurtulmak ister, ve ya geçmişinde tanık olduğu bir trajediyi kaldıramaz. Geleceğe boş bakan insanlardır genel olarak intihar edenler.
Ama mesela bana böyle bir soru sorsalar ben piskolog olacağım derdim. Ya da ayrı bir ev tutup köpeğim tedyle yaşayacağımı söylerdim. Hatta o zamana kadar hafıza silici bir makine icat edilirse ilk denek olmak istediğimi söyleyebilirdim. Kulağa delice geliyor değil mi? Ruhsuzca gülümsedim.
Peki neden mi bunları düşünüyorum? Çünkü uyumadan önce Jennifer Niven'in kitabı Hayatın Kıyısında' yı okumuştum ve hala etkisinden çıkamamıştım. Öyle ki şu an kaldırımda yürüken kulağımda kulaklık olmasına ramen kitabı düşünüyordum. Kulağımdaki yüksek ses şarkıya rağmen dışardan gelen bir kadının cırlamasıyla yerimde sıçradım ve mavi renkteki kulaküstü bluetooth kulaklığımı elime aldım.
"Kız önüne baksana, az kalsın bi leğen bulaşık suyunu üzerine fıydırıverceğdim"
Şaşkınca bir kadına birde elinde tuttu leğene baktım. Ardından kulağımın çınladığını farkedip elimle kulağımı ovuşturdum.
"Teyzeciğim sende ne ses varmış ya, kulağımı deldi geçti" Hayıflanmam karşısında kaşlarını çatarak konuştu.
"Sen takmışsın kulak tıkaçlarını yürüyosun bide önüne de bakmıyorsun suçlu ben mi olayırım?"
Konuşmanın uzayacağını üstün hislerimle kanaat getirdiğimde ilk kaçışım olan masum gülümsememi yüzüme yerleştirdim. Bu gülümsememle gerçekten de şirin oluyordum. Uzun saçlarımı arkama atıp kadına yöneldim,
Kadının elinden leğeni alıp yolun kenarına döktüm ve tekrardan leğeni kadına verdim."Kusura bakma teyzeciğim bir daha daha dikkatli olurum. Şimdi gitmem gerekiyor, okula yetişeceğim"
Gülümsemem onu etkilemiş olacakki hemen sakinleşmiş gülümsemeye başlamıştı.
"Tamam güzel kızım, iyi dersler allah zihin açıklığı versin""Teşekkürler" değerek el salladım ve hızla okulun yolunu tuttum.
Hızlı adımlarımla bir süre yola devam ettikten sonra okula varmıştım. Bahçeye girdiğimde bütün gözler üzerime dikildi. Omuzlarımı dikleştirip ilerledim. Bana bakmaları ne kadar hoş olsada bi o kadar da rahatsız ediciydi. Size de okulun sahibinin oğlu takıntılı olsaydı sizde bu şekide mal gibi bakarlardı.
Hızla binaya girip sınıfımın olduğu orta kata çıktım. Tam kapının önündeyken birinin arkamdan nefes almamı istemezcesine sarılmasıyla elim havada kalmıştı."Seni çok özledim biricik kankam. Sensiz okulun hiçbir anlamı yok. Bu duvarlar hep üzerime üzerime geliyor. Bana o sürtük Gizem laf soktuğunda yanımda olsaydın beraber o kızın çiyan sa-"
"Konuşmana böbreğimi çıkarmadan devam etsen Sude?"
Zorlukla konuştuğumda arkamdan çekilip önüme geçti ve masum masum baktı.
"Sen beni özlemedin mi?" Gülümseyerek bu kez ben ona insanca sarıldım. "Tabii ki özledim yelloz, bunu bilmeyecek kadar salak mısın?"
Bizim aramızdaki konuşma tarzı buydu. Birbirimize hem hakaret eder hem överdik. Sude benim beş yıllık arkadaşımdı. Hatta bazı zamanlarda abimden bile çok severdim onu. Birbirimizden ayrılmamızın sebebi zil veya kolidorda olmamız değildi, bir öküzün üzerimize atlamasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz Bırakanlar
Teen Fiction"izin kalbimde" Adamın sesi kadının ruhunun en derinliklerine kadar uğlaşmıştı. Nefesi tüyler ürperticiydi. Sesi boş bir odada geçmişini bırakmış geleceğine sığınma vaad ediyordu. Öyle değil miydi zaten? kadının yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. Bu...