Multimedya: Uraz Vural
"Cengiz Kunter öldüde benim mi haberim yok?"
Söylediği şeyi hazmetmem bikaç dakikamı almıştı. Kaşlarım kalkarken dışardan afallamış göründüğüme emindim. Benim kim olduğumu biliyordu! Ya da sadece tahmin yürütüyordu.
Sonunda sesimi bulduğumda zorlukla konuştum."O-o kim?"
Sözüme karşı büyük bir
kahkaha patlattı. Öyle ki vicudunun sarsıldığını çok
net görebiliyordum."Dalga mı geçiyorsun Kayla? Şimdide kim olduğunu mu gizlemeye çalışıyorsun?"
"Kimmişim ben?" dedim alaya vurmaya çalıştığım sesimle.
Sert sesiyle konuştu."Kayla Kunter! Piskopat bir adamın, gizli, kimsenin tam olarak görmediği kızı"
Zorlukla isterik bir gülüş sergiledim. Dalgaya almya çalışıyordum ama bu, o gözlerimin tam içine bakarken pek mümkün değildi.
"Şimdi anlıyorum"
Gülmem dolayısıyla bölünen cümlem üzerine kaşları kalktı.
Hemen açıkladım."Sen çok yanlış gelmişsin be bal oğlan" normalde onunla bu şekilde konuşmazdım ama dalgaya almaya çalışıyordum. Eğer bu konuşma ciddileşirse muhtemelen ağzımdan birşey kaçırabilirdim.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
Yalanıma inandırmam için kelimeleri doğru seçmeliydim.
"Sen beni mafyanın kızı Kayla Kunter sanıyorsun ya..."
Lafımın arasına gülemem girmişti. Ona o olmadığıma inandırmam gerekiyordu.
"Sana cidden inanamıyorum..o ruh hastası adamın kızı olduğumu nasıl düşünürsün"
İşaret parmağımı kaldırıp yayvanca sırıttım.
"Sen beni o kız sandığın için müdürün odasına çağırttın. Hatta belkide o yüzden bu okula geldin. Ama ne var biliyor musun? Ben o kız değilim. Sadece bir isim benzerliği"
Kafasını hızla iki yana sallayarak geriledi. Gözlerime sanki içimi okumak istermiş gibi baktı. Bakışlarımı dediklerime inansın diye inatla gözletinden çekmedim.
"Yalan söylüyorsun"
"Hayır söylemiyorum, eğer gerçekten dediğin gibi o adamın kızı olsaydım bu okuldakiler bana bu şekilde davranırlar mıydı? Başta dediğim gibi yanlış iz sürmüşsün"
Çenesi kasılırken gözleri yavaşça koyulaştı. Bu hali tam anlamıyla ürkütücüydü. Bana doğru birkaç adım atıp tam önümde durdu.
"Doğru iz sürdüğüme yemin edebilirim Kayla Kunter"
Sonra biraz daha yaklaşarak kulağıma doğru fısıldadı.
"Bende iz bırakanları asla unutmam"
Fısıldaması ruhumu delip geçmişti sanki. İçimi ürpertmiş ama bir o kadarda içimde yanan alevi körüklemişti.
Hızla geri çekildi ve arkasını dönerek arabasına binip son gaz ilerledi. Geride arabadan çıkan egzoz dumanı ve yalanıma kendimi bile inandıramadığım ben kalmıştık.
İki hafta sonra...
"Ya abi, hadi hadi lütfen. Söz ne istersen yaparım" diye ısrarlarıma devam ettim. Sude, sanki doğru yoldasın dermiş gibi baş parmağını kaldırdı.
Abim onaylamaz bir bakış atıp kafasını iki yana salladı. "Boşuna uğraşma Kayla. Sana yarış arabası falan bulmayacağım"
İsyanla ellerimi koltuğa vurdum. Yarım saattir ısrar ediyordum ama nuh diyor peygamber demiyordu. "Sadece birkaç saatlik istiyorum zaten, lütfen çok önemli"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz Bırakanlar
Teen Fiction"izin kalbimde" Adamın sesi kadının ruhunun en derinliklerine kadar uğlaşmıştı. Nefesi tüyler ürperticiydi. Sesi boş bir odada geçmişini bırakmış geleceğine sığınma vaad ediyordu. Öyle değil miydi zaten? kadının yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. Bu...