Multimedya: Uraz Vural
GEÇMİŞ. Altı harf, iki hecelden oluşan, fakat yükü anlamında olan o kelime. Geçmiş geleceğin habercisidir derler. Bu kanıya sonuna kadar karşıydım. Eğer bu düşünce doğru olsaydı bu benim felaketim olurdu.
Bir yandan geçmişimden ölesiye kaçmak, geçmişimden kurtulmak istiyordum. Diğer yandan geçmişimde unuttuğum o anıların hepsini hatırlayıp herşeyin farkında olamak, bütün bunları savunup dimdik durmak istiyordum. Ama buna gücüm varmıydı bilmiyordum.
"Kayla" abimin sesi kulaklarımdan bir dalga gibi yayılıp geçtiğinde bakışlarım kapıya takıldı. Hala kapıya bakarken "efendim" diye seslendim. Sanki karşımdaki kapı değilde abimdi. Karşı taraftan ses gelmeyince omzumu indirip kaldırdım ve yeniden aynaya döndüm.
Okul üniformam mavi gözlerime adeta merhaba diyordu. Siyah pileli eteğin şerit kısımlarında mavi renk vardı. Beyaz gömleğimin üzerinde ise normalde mavi hırka olması gerekirken ben hırkayı kullanmadığım için siyah ceket giyiyordum. Ceketimide üzerime aldığımda altta kalan saçlarımı dışarı çıkardım. Uzun saçlarım belime kadar dalgalı dalgalı inmişti. Gardırop'un yanında pufta duran sırt çantamıda alıp kapıya döndüğümde sert birşeye çarptım.
"Ah" diyerek anlımı ovuşturdum ve geri çekildim. Gülüş sesi duyduğumda elimi anlımdan çekip sesin olduğu tarafa döndüm. Abim omzunu kapıya yaslamış, kollarını kavuşturmuş bir şekilde gülerek bana bakıyordu.
"Çok mu komik?" diye homurdandım. Başımı çarptığım yer kitaplıktı. Önceden kaldığım evde gardırobumun hemen yanında kapı vardı. O düzene alıştığım için ezbere haraket etmiştim. Şimdi ise hiç istemediğim bir evde, istmediğim biriyle kalıyordum.
Tekrardan abime döndüğümde yüzünü buruşturduğunu ve yarasını tek eliyle tuttuğunu gördüm. Anında kaşlarım çatıldı ve abime doğru hızla ilerledim. "Niye yerinden kalktın sen yine"
Elim karnına gittiğinde ellerimi elleriyle tutup dudaklarını avcuma bastırdı. Tırak iziyle dolu avcuma yaptığı bu haraket bütün izlerin kendini göstermesini sağlamıştı. Geri çekildi ve masumca gülümsedi. Hiç masum olmasada."Benim kardeşim beni mi düşünüyormuş" dedi sanki över gibi. Tabii ki onu düşünüyordum, eğer öyle olmasaydı bu evde ne işim vardı ki. Yüzüme zorla bir gülümseme yerleştirdim.
"Şimdi sende beni düşün ve git dinlen. Baban için kurşunun önüne atlıyorsun, kardeşin içinde iyileşirsin heralde" yüzünü buruşturup saçlarımı karıştırdı. "Sen büyüdünde laf mı sokuyorsun" bu sefer gerçekten sırıtarak abimin yanından geçtim ve büyük holde merdivenlere doğru ilerledim. Eski odamın-küçüklüğümün geçtiği odamın- önünden geçerken adımlarımı hızlandırdım, öyle ki resmen koşar adım odamdan uzaklaştım. Sanki orda olan küçüklüğümün geçtiği oda değilde küçüklüğümün katiliydi. Hızla merdivenleri inmeye başladım.
Merdivenlerin sonuna yaklaştığımda telefonum çalmaya başlamıştı. Ceketimin cebindeki telefonu alıp açacağım sırada merdivenlerin en son basamağındaydım. Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde başımı kaldırmıştım. Başımı kaldırır kaldırmaz biriyle burun buruna gelince büyük bir çığlık attım ve elimdeki telefon mermer zeminle buluştu. Benim çığlığıma karşı tarafında çığlığı karışınca sesimiz bütün evi kaplamıştı. Gözlerimi refleks olarak sıkıca kapayıp, ellerimi yüzüme siper ettim.
Bir süre o şekilde durmuştum. Dışardan gelen hiçbir sesi kulağım algılamıyordu sanki. Her zaman ani şeylerden korkan biri olmuştum. Tehlikenin olmadığını sonunda farkettiğimde yüzüme siper ettiğim kollarımı yavaşça aşağı indirdim. Gözlerim direk başka bir göze değmişti. Kahve gözler bana korkuyla bakıyordu. Karşımda benden yaklaşık on yaş büyük bir kadın duruyordu. Kendime gelebildiğimde kadının korkuyla etrafa bakındığını gördüm. Bende aynı şekilde etrafa bakındığımda küçük çaplı bir şok geçirmiştim. Etrafımızı halka halinde sarmış, ellerindeki silahları karşımdaki kadına doğrultmuş birsürü takım elbiseli adam vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz Bırakanlar
Teen Fiction"izin kalbimde" Adamın sesi kadının ruhunun en derinliklerine kadar uğlaşmıştı. Nefesi tüyler ürperticiydi. Sesi boş bir odada geçmişini bırakmış geleceğine sığınma vaad ediyordu. Öyle değil miydi zaten? kadının yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. Bu...