8-Babasının Kızı

18 0 0
                                    

Multimedya: Kayla Kunter

Düşüncelerim bakışlarım kadar durgun, haraketlerim ruhum kadar çöküktü. Sadece kilidi döndürmek bile işkence gibi gelmişti bir an. İçimdeki sıkıntı kendini belli etmek istercesine kalbimi sıkıştırdı. Derin bir nefes aldım ve odama gidip uyuduğumda bütün buların geçeceğini düşündüm.

Her gece düşündüğüm gibi.

He sabah bu düşüncemi çürütmek istercesine kustuğum gibi.

Yavaşça kilidi döndürdüm ve sessiz olmaya gayret ederek kapıyı açtım. Abimin salonda olmadığını görünce sesli bir şekilde nefesimi dışarı üfledim. Sanırım uyumuştu. Bu düşünceyle adeta sevinç dansına kalkacaktım. Onu gördüğüm an tartışacağımızı bildiğimden bu işi yarına bırakmak istiyordum çünkü felaket yorgundum.

Odama doğru sessiz adımlar atarken git gide netleşen konuşma sesleri duymam kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Abim bu saatte kiminle konuşuyor olabilirdi ki? Seslerin benim odamdan gelmesi beni daha büyük bir şaşkınlığa sürükledi. Aralık kapıdan sesleri net bir şekilde duyuyordum ama aralıktan bakmaya cesaret edemedim. Öncelikle dinlemeliydim. Aslında insanların mahremiyetine özen veren biriydim fakat konuşma benim odamda olunca konuşmanın ucunun bana dokunacağını farkettim.

Şuanki abimin sesiydi. Derince ofladığını duydum. "Anlamıyorsun...artık beni hiç dinlemiyor, kafasına buyruk haraket ediyor ve beni asıl korkutan ise deli cesareti. Yarış arabası kullanmakta ne demek tanrı aşkına!"

Konuşmanın ucunun bana dokunduğunu anlamıştım zaten.
Duvara biraz daha sinerek dinlemeye devam ettim.

"Sen onun abisisin. Ama ona sınır koyamazsın Akın. Bunu sana daha öncede söyledim. Kayla sınır tanıyan bir kız değil, özgür ruhlu ve ona taktığım kelepçelerden nefretini kusarak kurtulabileceğini sanıyor, ama anlayamadığı şey benim ona kelepçe takmadığım, onu sadece bu hayat yolculuğunun tehlikelerinden korumak için kemer taktığım."

Gözlerim anında dolarken şok geçiriyordum belkide. Tırnaklarım etimi adeta delip geçiyor, tarifsiz bir acı bırakıyordu avucumun içinde. Nefesim kesildiğinde gülerek konuşmasına devam ettiğini duydum.

"Ama o kemerden de nefret eder, aynı benim gibi. Babasının kızı"

İçimdeki uçurumdan sallanan son sözlerde bunlardı. Yanlızca biri dibi gördü..babasının kızı. Başımı hızla iki yana sallayıp odaya adeta dalarak girdim. İkiside irkilerek bana döndüklerinde nasıl göründüğümü umursamadım. Zaten az buçuk farkındaydım nasıl göründüğümün.

"Senin burda ne işin var!?" sorum karşısında sadece yüzüme baktı. Hasret çeker gibi bir ifade vardı yüzünde. O da maskedir diye geçirdim içimden. Onu görmeyeli yaklaşık beş ay olmuştu. Tam pes etti diye düşünürken yine karşıma çıkmıştı işte. Bana birkaç adım yaklaşmasıyla anında refleks olarak bende ondan birkaç adım uzaklaştım. Bu duruma üzülür gibi yüzüme baktı.

"Kızım..."

Hasretlerle doldurduğu sesine hiç kanasım yoktu ama ani bir haraketle ona birkaç adım yaklaşarak işaret parmağımı ona doğru savurdum.

"Sakın! Sakın bana kızım deme, Cengiz Kunter. Ağzına hiç yakışmıyor" bağırmam boğazlarımı acıtsada pes etmedim. Abim yanıma gelip elini omzuma koyunca ani bir haraketle omzumu kendime çektim ve ona ölümcül bakışlarımı attım.

"Asıl sen...onun bu eve girmesine nasıl izin verirsin! Hadi onu geçtim odama girmesine nasıl göz yumarsın!" adeta burnumdan soluyordum. Sinirden iliklerime kadar titrediğimi hissettim. Bu duygu bana yabancı değildi.

İz BırakanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin