Operadaki Hayalet

Komiser, Vikont Ve Acem

Komiser, Vikont ve Acem

Yöneticilerin ofisine giren komiserin ilk işi, kayıp primadonnayı sormak oldu.

"Christine Daae burada mı?"

"Christine Daae burada mı?" diye tekrarladı Richard.

"Hayır. Neden ki?"

Moncharmin'in konuşacak hali kalmamıştı. Richard ise komiser ile onu izleyerek ofise gelen yoğun kalabalık etkileyici bir sessizliğe gömüldüğünden, soruyu tekrar etmişti.

"Christine Daae'nin burada olup olmadığını neden soruyorsunuz, Sayın Komiser?"

"Çünkü onu bulmamız gerekiyor," dedi komiser ağırbaşlılıkla.

"Neden bulmanız gerekiyor? Kayıp mı?"

"Gösterinin orta yerinde kayboluvermiş!"

"Gösterinin orta yerinde mi? Yok artık!" "Evet, öyle. Bir o kadar şaşırtıcı olan diğer şey ise sizin bu durumu benden öğrenmeniz!" "Evet." dedi Richard mırıldanarak, başını avuçlarına gömerken. "Bu da neyin nesi, yeni bir sorun daha mı? Of, bu kadarı insanın istifa etmesi için yeter de artar bile!" Ne yaptığını bilmeden bıyığından birkaç tel kopardı. "Demek... Demek gösterinin ortasında kayboluverdi, ha?" diye tekrarladı. "Evet, Tutsaklık Sahnesinde meleklere yakarırken kaçırılmış ama onu kaçıranın bir melek olduğunu hiç sanmıyorum." "Ama ben eminim!" Herkes etrafa bakındı. Heyecanla titremekte olan, solgun yüzlü delikanlı sözlerini tekrar etti.

"Ben eminim!" "Neden eminsiniz?" diye sordu Mifroid. "Christine Daae'nin bir melek tarafından kaçırıldığından, Sayın Komiser. Size onun adını bile verebilirim." "Ah, Sayın Vikont Chagny! Demek, Christine Daae'yi bir melek kaçırdı öyle mi diyorsunuz? Operadaki bir melek tabii, değil mi?"

"Evet, Mösyö operadaki bir melek kaçırdı Christine'i ve onun nerede yaşadığını söyleyeceğim size... Ama baş başa kaldığımızda." "Haklısınız, Mösyö."

Sonra komiser, Raoul'den bir sandalyeye oturmasını rica etti. Bu sırada, odada yöneticiler haricinde bulunan herkesi de dışarı çıkarmıştı.

Sonrasında Raoul konuşmaya başladı.

"Komiser Bey, meleğin adı Erik; opera binasında yaşıyor ve kendisi müzik meleği!"

"Müzik Meleği, ha? Gerçekten mi? Ne tuhaf! Müzik meleğiymiş!" Ardından, Mösyö Miffoid yöneticilere dönüp sorusunu yöneltti. "Binada bir Müzik Meleğiniz mi var, Beyler?"

Richard ile Moncharmin tek kelime etmeden kafalarını iki yana salladılar.

"Ah," dedi Vikont. "Bu baylar, opera hayaletinden haberdarlar. Opera hayaleti ile müzik meleğinin aynı kişi olduğunu söyleyebilecek bilgiye sahibim. Asıl adı Erik."

Mösyö Mifroid ayağa kalkıp dikkatle Raoul'e baktı.

"Kusura bakmayın Mösyö ama sizin niyetinizi kanunla dalga geçmek mi? Eğer niyetiniz bu değilse, tüm bu opera hayaleti lafları da ne demek oluyor?"

"Bu beyler de ondan haberdar diyorum size."

"Beyler, demek siz de opera hayaletini tanıyorsunuz, öyle mi?"

Richard bıyığından kopardığı telleri hala elinde tutarak ayağa kalktı.

"Hayır, Komiser hayır! Kendisini tanımıyoruz. Doğrusu, bilmek ve onunla tanışmak isterdik çünkü bu akşam bizim tam yirmi bin frankımızı çaldı!"

Richard bunları dedikten sonra Monchamıine'e dönüp.

Yirmi bin frankımı geri ver, yoksa her şeyi anlatırım der gibi bir bakış attı. Moncharmin onun ne demek istediğini anlamıştı çünkü dikkati dağılmış bir sesle, "Ah, her şeyi anlat da bitsin artık!" dedi.