Herkese merhaba arkadaşlar. Beraber bir yolculuğa çıktık. Umarım yazdığım romanı beğenirsiniz. O zaman başlıyoruz.
Gecenin bir vakti herkes yatağında mışıl mışıl uyurken ben ödev yapmakla meşgulüm. Göz kapaklarım adeta bana ihanet ediyormuş gibi kapanmak için beni zorlarken kitabı sinirli bir şekilde kapattım. Öfkem gittikçe artıyordu çünkü bunalmıştım. Hayatım çok sıkıcıydı. Macera istiyordum fakat yapabildiğim en büyük aksiyon annem eve saat 5'ten önce dön dediğinde saat 5 buçukta gelmekti. Derin düşüncelerle ayağa kalktım ve usulca pencereye doğru yürüdüm. İstanbul geceleri bambaşka bir manzaraya sahip oluyordu. Gecenin karanlığı adeta bir örtü gibi tüm nefretleri, öfkeleri örtüyordu. Şehrin ışıkları ise bu elbisenin süsleriydi. Gecenin kokusu burnumu sarınca gülümsedim. Masamda duran küçük çalar saate baktım. Bu saati anneannem 16. Yaş günümde hediye etmişti. Çok güzeldi o gün bembeyaz üzerinde yeşil çiçekler olan bir başörtü takmıştı uzun yeşil elbise giymişti. Masmavi gözlerinin arkasına duran kederle bakıyordu bana. Özlemiştim onu bir gün ziyaret edeceğimi aklıma not ettim. Saat 03.07 idi. Gözlerimi bana huzur veren gökyüzüne çevirdim. Ve o an gökyüzünden şimdiye dek gördüğüm en parlak yıldız kaydı. Parlaklığı gözlerimi kamaştırmıştı. İçimden diledim Ne olur Allah'ım hayatımda daha fazla heyecan olsun yeni şeyler yaşamak istiyorum. Sonra masama geri dönüp ödevime devam ettim. Fakat bir süre sonra başımı masama koydum ve uykunun huzurlu kollarına kendimi teslim ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
03.07
FantasyBu macera kafanızı karıştıracak. Adalet için her şeyden vazgeçebilir misin ? Peki ya hayatından ? Bir dilek yüzünden başka bir dünyaya gitseydin ne olurdu ? Hiçbir şey göründüğü gibi değil sırlarla dolu bir krallık ne dersin sır perdesini beraber ar...