Yeni Mahalle

163 6 0
                                    

Hava çok sıcaktı. Alnım çok terliydi. Bu yeni mahalle bana pek güzel gelmemişti. Sanki herkes bana bakıyordu. Ya da bana öyle geliyordu.Herkesin ya tatilde ya da işlerinin olduğunu düşünerek biraz olsun rahatladım.Birden bir ses duydum bir metalin yere düşüş sesi gibiydi. Arkamı bir hızla döndüm.Esmer bir genç elinde metal şişelerle merdivenden çıkmaya çalışıyordu. Söylene söylene çıkarken beni farketti. Bana farklı bir bakış yolladıktan sonra metal şişeleri bir kenara koydu. Yanınma farklı bir yüz ifadesiyle yaklaştı ve "şuradaki satılık eve gelen yeni komşularımız sizsiniz demek" dedi. Onaylamış anlamda kafamı salladım."benim adım Yağız bu mahalleye taşınmakla iyi mi ettiniz bilmiyorum ama başın belaya girebilir küçük kız " dedi soğuk bir ifadeyle. Bana küçük kız demişti yaşını tahmin edemiyordum ama o kadar büyük değildi emindim benden 2 yaş büyük gibiydi. Siteye hızlı adımlarla girerken arkasından " ne demek istiyorsun sen" diye bağırdım. Bana soluk bir şekilde baktı ve "şu binayı görüyor musun? Bu binada benim arkadaşlarım var. Onları çok iyi tanırım. Belalı tiplerdir " dedi ve koşarak o binaya girdi. Belalı tipler kelimesi bir anda bana çok korkunç gelmişti. Bela nasıl bir şey olabilir ki. Korkmuştum bir an ama bir şey olmayacaktı kendime güveniyordum. Eve tam olarak taşınamamıştık. Gelen eşyalarla kendimize yer yatağı yaptık. Bugünü o şekilde atlattık. Sabahın 7 sinde alarmla uyandım. Alarmın sesi beynimi tırmalıyordu. Hızla kalkıp üzerimi giyindim. Bir şeyler atıştırdım ve yola çıktım. Evimiz okula çok uzak değildi. Bu yüzden yürüyerek gidiyordum. Okul sıkıcı geçmişti. Dersler ağır geliyordu. 10.Sınıftım. Sınıfımdan memnun değilim. Okula mı yoksa işkenceye mi gidiyorum belli değildi. Eve geldim. Yaptığım yer yatağı hâla duruyordu. Oraya uzandım. Biraz kestirdim. O uyku bana çok iyi gelmişti. Hava çok sıcaktı. Çok az pencereyi açtım. Pencereden baktığımda tekrar o çocuğu gördüm. Ne yaptığını anlamadım ama yüz ifadesi korkunçtu. Yüzü bembeyaz gözleri ise kıpkırmızıydı.Ne olduğunu anlamamıştım ama suratından ben bile korkmuştum. Pencereyi kapatıp içeri girdiğim anda kuvvetli bir ıslık sesi duydum. Bakmak istemedim. Ama çok merak ediyordum. O cesaretle pencereden baktım. Yağız bana bakıyordu. İçim ürperdi. Bana aşağı inmem anlamında işaret yaptı. İçimdeki ses inmemem gerektiğini söylüyordu. Ama merakım buna izin vermiyordu. Aşağı indim. İner inmez beni soruyla karşıladı."Sen Dolunay mısın yoksa"dedi . Adımı nerden biliyordu? Yoksa beni tanıyor muydu? Kafamda binlerce soru vardı. Soğuk bir ifadeyle" beni nerden tanıyorsun " diyebildim sadece. "Geçen yıl neler yaptığını unuttun sanırım" dedi. Unutmamıştım ama hatırlamak istemiyordum sadece. Öksürdüm. " ne yapmışım ben " dedim. "Bilmiyormuş gibi yapma Dolunay "dedi duvara yaslanarak. " O çocuğun bir anda okuldan ayrılmasının daha mantıklı bir açıklaması olamaz sendin onu yapan " dedi suçlayıcı tavırla. Evet bendim. Bir sinirle çocuğu okuldan attırmıştım. Pişman değildim ama bu çocuk böyle dediği sürece pişman gibi olacaktım sanırım. " Beni asla bunla suçlayamazsın hem sen nerden biliyorsun bunu bizim okulda da değilsin" dedim bir hızla. "Sen beni yavaş yavaş tanıyacaksın. Bunu tek bilen ben değilim arkadaşlar da biliyor" dedi alaycı tavırla. "Ben senin bu saçma konuşmanı dinlemek istemiyorum " diye binanın girişine yönelmiştim ki kolumdan bi hızla tuttu. "Arkadaşlarımı hiç mi merak etmiyorsun" dedi sinsi bir gülüşle. Net ve kesin bir şekilde "HAYIR" dedim. "Merak et bence çünkü geldiler" dedi ve eliyle arka tarafı gösterdi. " Ayh ayağım oğlum düşüreceksin beni " diye bağırış sesi duydum. O tarafa doğru baktığımda iki genç çocuk daha gördüm. Kıvırcık hafif sarımsı saçlı ve ela gözlü çocuk yanıma yaklaştı." Selam ben Ege sen de Dolunay olmalısın " dedi gülen yüzüyle. "Tanıştığıma memnun olduğum söylenemez aslında" dedim duyulmayacak kısık bir sesle. "Bir şey mi dedin Dolunay" dedi . " Yok hayır" dedim. Diğer çocuk da uzaktan selam verdi. Ruhsuz bir şekilde adının Atakan olduğunu söyledi. Ve sitenin yan tarafındaki merdivenlere oturdum. Yanıma Yağız oturarak derslerden konuyu açtı. Sıkılmış gözlerle ona bakıyordum. Hani izlendiğini hissedersin ya. Şu an tam olarak o duyguyu yaşıyordum. Biri sanki beni dikkatli dikkatli izliyordu. Ve ben rahatsız oluyordum. Kafamı aniden çevirdim. Atakan bana bakıyordu. Masmavi gözlerine güneş çarpıyordu. Gözleri deniz rengiydi. Resmen duvara yaslanmış beni izliyordu. Sinirlenince benim gözlerim büyür. Ve şu an gözlerim büyüyordu. Çünkü sinirleniyordum. Birinin beni izlemesinden hiç hoşlanmıyorum. Uyarmak amacıyla yumuşak ses tonu kullandım. " Atakan bana bakmaktan vazgeçer misin rahatsız oluyorum" dedim." Hmm hayır vazgeçmem" dedi. Bu çocuk iyi değildi. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Tekrar Yağız'a döndüm. Dişlerim birbirine kenetlenmişti. Hâla bana bakıyordu. Bir sinirle ayağa kalktım. Yakasından tuttum."Uyardığım halde bana baktın. Sen laftan anlamaz mısın lan" diye bağırdım sanırım. Ege kolumdan tutuyordu. Yağız da arkadan "şimdi belaya bulaştı hayırlı olsun"kelimelerini söyleyip duruyordu. Ege elini kolumdan çekti. Kalbim hızla atıyordu. Sanki yapmamam gereken şeyi yapmıştım gibi hissediyordum. "Ben kötü bir şey mi yaptım" dedim korkuyla. Ege arkadan" evet" dedi ve elini kafasına koydu. Atakan donuk bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ve " gel sen bi benimle " dedi. Kolumdan tutup götürüyordu. Kolum acıyordu. Sıkmaya başlamıştı. Ellerim titriyordu. Sitenin arka tarafına getirmişti beni. "Bak kızım bana bulaşma benim seninle bir işim yok sadece söylediklerini dinliyordum başka bir olaya dalmışım bir daha böyle bir hareket yapma . Aksi takdirde çok kötü olur" diyip gitmişti. Ben hâla olayın şokunu atlatamamıştım. Artık onların yanına gitmek istemiyordum. Eve çıkmak istiyordum. Ben böyle sözlerden çok etkilenirdim. Hızlı adımlarla onların önünden geçtim."Nereye Dolunay " dediğini duydum sadece Yağız'ın. Binanın içine girmiştim. Eve girdim ve yer yatağıma uzandım. Atakan ' ın dedikleri kulağımda yankılanıyordu. Bir daha asla çağırdıkların da gitmeyecektim. Tabi bedenim buna izin verirse. Atakan'ın mavi gözleri Ege'nin ela gözleri gerçekten çok güzeldi. Sevgilileri var mı?diye düşündüm bir an. Varsa da vardı onlar umrumda değildi. Yaz tatiline sayılı zaman kalmıştı. Yaklaşık 2 gün. Yarından sonraki gün karne alıyorduk. Tatil planlarım vardı. Ailemle Antalya'ya gitmek istiyordum. Antalya'yı çok merak ediyordum. Gözlerimi kapatıp hayal kurmayı denedim bir an. Kafamın arkasından fon müziği olarak deniz sesi çalıyordu. Kıyıya o çarpışı kuşların ötüşü. Gerçekten rahatlatıcı bir sesti. İstediğim şeylerin hayalini kurmak beni biraz olsun rahatlatıyordu. Antalya'yı düşündüm. Güneş kreminin kokusunu anımsadım. Güneşin kavurucu güneş ışınlarının derimi yaktığını hissettim bir an için. Bu gibi bir sitede yaşamaya başladıysanız bir kere hayal kurmayı aklınızdan çıkarıcaksınız. Hayal kurdurmayacakları belliydi. " O çocuğu o okuldan attırmıştı" diye bağırmıştı Atakan. Benden bahsediyordu. Perdeyi aralayıp baktım. Çok sinirli, ruhsuz, ama cesur bakışları vardı. Kendinden emindi. Tek bir sözüyle insanları oturtabilecek ses kalınlığına sahipti. Benim arkamdan konuşulması hoşuma gitmemişti. Aşağı inip tekrar kavga çıkarmak istemiyordum. Burdan duyabildiğim kadar dinlemeye çalıştım. O sıra da annem odaya girmişti. Antalya'ya gidemeyeceğimizi söyledi. Yaz kampı açılacakmış. "Katılmak ister misin tatlım" diye sormuştu. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Büyük bir ihtimalle katılacaktım. Ve Ege' nin o sesini duydum. "Yaz kampı açılmış millet liseler için katılalım mı?" İşte o zaman katılmak isteme fikrimden vazgeçtim. Hepsi katılmak istediğini söyledi. Annem tekrar odaya girdi. "Karar senin tatlım ama bütün yaz boyunca iş için bir yere gidicem. Babanın da o taraflarda işi varmış. Senin oralarda yıpranacağını düşündüm. İstersen sen kampa git." dedi. Yüzüme soğuk su gibi çarpmıştı. Ne yani gitmem zorunlu mu kılındı? Tam olarak öyle oldu. Bu aşağıdaki kafası çalışmayan kişilerle aynı kampa gidicektim. Bütün hayallerim bir anda suya düştü. Ve acayip gürültülü bir ses duydum. Ardından Atakan'ın "İYİ HALT ETTİN " bağırışını duydum. Aşağıda neler oluyordu? Yine bu çocuklar ne karıştırıyordu?

Zorunlu Yaz Kampı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin