Uyanış 2

1.8K 39 0
                                    

Gecenin zifiri karanliginda hizla kosuyordum..Buraya nasil ve ne zaman geldigimi dusunuyordum.Ve bu yer neresiydi...Arada arkami donup baksamda karanlik olmasindan oturu hic bisey gorulmuyordu.Fakat arkamda korkunc birseylerin oldugunu hissediyordum.Tek bildigim o ne oldugunu bilmedigim seye yakalanmamakti. Artik yorulmaya baslamistim ve bu yorgunluk bedenimi yavaslatiyordu.Ben yavasladikca arkamdaki seyin solugunu hissediyordum. Yavas yavas pes etmeyi dusunuyordum. En sonunda ayaklarimi surumeye baslamistim ki tam o anda ayagimin carptigi tas yuzunden kendimi yerde bulmam bir oldu.
Oldugum yerde hemen sirt ustu dondum ve pesimden gelen seye dogru bakmaya basladim. O kadar karanliktiki fakat gittikce bana yaklastigini hissediyordum.

Gecenin zifiri karanliginda siyah bir golgenin bana dogru geldigini gormeye baslamistim. Yaklastikca kalbim yerinden cikacakmiscasina atiyordu. Kalkip tekrar kosabilecegimi sanmiyordum. Tum bedenimin uyustugunu hissetmeye baslamistim. Deli gibi korkuyordum.

Etrafta neden kimse yok?
Golge gittikce yaklasiyordu. Bir seyler yapmaliydim.. 

Aman tanrim kipirdayamiyorum. Ama neden?? Oldugum yere yapismis gibiydim. Golge ile aramda nerdeyse bir metre vardi.
Uzerimde buyuk bir agirlik hissediyordum. Nefesim daraliyordu ve titriyordum. Ve o anda kulagima dogru fisildayan bir ses;

-Benden kacamazsin! dedi.

Boguluyordum ve birden kulaklarimi sagir edercesine bir ses duymaya basladim..

Aman tanrim okula gec kaliyordum. Uyandigimda o korkunc kabusun hala etkisindeydim.
Bir kabus oldugunu anlamam bana gore nerdeyse 5 dakikami almisti.
Uzun zamandan beri ilk defa  boylesi bir kabus gormustum.

Yatagimda bir saga bir sola dondukten sonra yavastan kabusun etkisinden cikmaya basladikca tekrar aklima okula gec kalisim geldi.

Her ne kadar gec kalmis olsamda vucudumdaki tum kaslarin kasilmis oldugunu hissetmemden dolayi yavas hareket ediyordum.
Bir taraftan hazirlanmaya devam ederken diger taraftanda gordugum kabusu dusunuyordum. Bu arada evde de kimsenin olmadigini farketmemde gec olmadi.
Acaba nerdeydiler..

Ebeveynlerimin iş anlayışları biraz farklıdır. Yani normal insanlar gibi sabah işe gidip akşam eve dönmek gibi bir zorunlulukları hiç olmadı.  Annem teklif gelen yerlerden seçmeler yaparak o kurumdaki kişilere dans eğitimi verirken babamsa bir yazar olduğundan kendi kütüphanesinde yazılarını yazmaktaydı. Fakat bugün nedense nerede olduklarına dair hiç bir fikrim yoktu. Bu kadar merak etmemin nedeni ise daha önce gidecekleri yerleri bana söylemeden ya da bir not bırakmadan  gitmezlerdi. 

Ayrıca sabah gördüğüm kabusun etkisiyle olsa gerek bugün gerçekten tuhaf şeyler hissediyordum. 

-----------o-------------

Neden kimse havanın yağmurlu olacağını söylemedi? Aaaahhh off nefret ediyorum bu yağmurlu havalardan...Tamam yağması güzel ama evdeyken yağsa ne iyi olacak...Islanmaktan nefret ediyorum işte.

Okulun bahçesinde biriken su çukurlarına basmadan yürüyüp bir an önce sınıfıma girmek istiyordum. 

Lanet olsun..Bastım işte. Sırılsıklam olmuştum ama ayaklarım ıslanmadı diye motive ederken kendimi evet ayağımın biri çukurdaydı.

Sınıfın kapısının önüne geldiğimde sırıklıklam bir vaziyetteydim. Fakat sınıfa girmem gerekiyordu. Bayan Loures'ın dersini kaçırmak istemem. 

Vee tak tak...!!

Dersinin bölünmüş olmasından pek hoşlanmayan Bayan Loures'in içeriden gelen soğuk ve sinirli bir şekilde "Girin" kelimesini duyunca anında kendimi sınıfa attım. 

Bayan Loures - OOooo..Hoşgeldiniz Bayan Angarita Mell Foster!

Nedense birilerine sinirlendiğinde o kişinin hep tam adını söylerdi. Sadece mahçup bir özürle hemen yerime geçtim. 

Bayan Loures'in dersini çok seviyor olsamda içimden dersi dinlemeye dair hiç bir istek yoktu. Sürekli göğsümün sıkıştığını ve kalp atışlarımın arada hızlanıp tekrar normale döndüğünü hissediyordum. Ve soğuk terler dökmeye başlamıştım. Neden böyle oluyordu. Acaba hasta mı olacaktım. Daha yeni gelmişken izin alıp eve gitmeyi bile aklımdan geçiriyordum. Fakat bunu yapacak cesaretim yoktu. Sınıfta hiç arkadaşım olmadığından kimseden de yardım isteyemezdim. Yanlız takılmak hoşuma gidiyordu. Zaten herkes bana tuhaf baktığından ilk günden beri kimse yanıma yanaşmamıştı. Sanırım itici bir dış görünüşe sahiptim. 

Kötüydüm ve dayanamayıp başımı sıranın üstüne koydum.

Simsiyah saçlarım yüzümü kapatmıştı. Arada bir saçlarımın arasından göz kapaklarımı açıp mavi gözlerimle etrafa bakınsamda kimsenin umrunda olmadığımı görmek biraz burukluk yaratmıyor değildi. Fakat belkide ben böyle olsun istiyordum. Yaşıtlarım erkeklerden,süsten ve çeşitli eğlence klüplerinden bahsedip böyle yerlerde eğlenirlerken ben ise zamanımın büyük bölümünü dersler ve kitaplarla geçirmekteydim. Evet biraz inektim ama bunu severek yapıyordum. Bir şeyler okumak ve öğrenmek her zaman ilgimi çekiyordu.

Bütün bunları düşünürken aniden bir ürperti geldi. Vücudumun her noktası birden gerilmişti. Ne oluyordu bana? Ve beynimin içindeki ses tekrardan 

- Benden kaçamazsın! diyordu. Nerden aklıma gelmişti o korkunç kabustan sadece bir kesitti bu. O ses kimindi? Kime aitti? ve neden kaçıyormuşum ya da gerçekten kaçıyormuyum? Off kafamın içinde deli sorular, göğsümde hızlanmaya doğru giden sıkışma, kalp çarpıntım ve soğuk ter dökmelerimle beraber bir de bu anlamsız düşünceler beni daha da kötü yapıyordu. 

Birden sınıfın kapısı çalınmıştı. Fakat bunu duyamayacak kadar kötüydüm. Ta ki Bayan Loures'in Angarita! demesiyle son gücümle kafamı kaldırıp bakmıştım. Gelen nöbetçi öğrenci beni müdürün odasından çağırıldığımın bilgisini vermek için gelmişti. Ayrıca kağıda yazılmış bir notuda Bayan Loures'e verdi. 

Tüm gücümle ayağa kalkıp kapıya doğru ilerliyordum. Ve Bayan Loures'in "Mell iyi misin?" sözüne karşılık sadece başımı öne arkaya eğerek cevap verebildim. 

Müdürün odasına girdiğimde kötü bir şeylerin olduğunu sezebiliyordum. Merakla gözlerimi okul müdürümüz olan Bay Scott'a dikmiştim. Bir şeyler demesini bekliyordum. Sanırım söyleyeceği şey pek iç açıcı olmadığından cümlelerini toparlamaya çalışıyordu.

- Bayan Foster, öncelikle bu haberi size bu şekilde vermem benim içinde zor olacak...

Hadi be adam söyle işte ne oldu diye kafamın içinden cümleler dökülüyordu ki...

Bay Scott :Aileniz büyük bir tarfik kazası geçirmiş ve üzülerek belirtiyorum kaza yaptıkları araçtan sağ hiç kimsede çıkmamış. Üzüntünüzü anlıyorum ve bu nedenle okula kendinizi hazır hissettiğinizde devam edebileceğinizi bildirmek isterim. 

Tüm vücudum buz kesmişti. Bütün her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Aklımda bir sürü soru işaretleri vardı. Nasıl? Nerede? Ne zaman? kaza olmuştu. Ve ailem nereye gidiyordu? Ve araçta başka birileride varmıydı? Bay Scott, araçtan sağ hiç kimse çıkmamış derken ailem dışında birilerinin olduğunuda mı belirtmeye çalışmıştı.

Halim o kadar kötüydü ki sanırım bu yüzden  müdür beni nöbetçi öğrenci vasıtasıyla eve yollamak istedi.

Sınıfta hissettiğim tüm o çarpıntılar, titremeler ve soğuk terler kesilmişti. Fakat içim çok acıyordu.

Eve vardığımda daha bir boş gelmişti her şey..Sadece uyumak istiyordum..Doğruca odama çıktım ve derin bir uykuya dalmak için gözlerimi hüzünle kapadım.

Arkadaşlar ilk denemem olduğundan dolayı hatalarım varsa da mazur görün. Uyanış için kaldı son bölüm..Burada Angarita'nın kafasındaki soru işaretleri ve kim olduğuyla ilgili öğrenecekleri yer alacaktır. Bir nevi Angarita'nın uyanışı...

DOĞAÜSTÜ YAŞAMLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin