Değişim

661 31 1
                                    

-"İşte buradasın!! Uzun zamandır seni görmeyi umud ediyordum." diyerek bana doğru yaklaşıyordu. Korkuyordum fakat bunu ona belli etmemekte kararlıydım. Kim olduğunu merak ediyordum ama şimdilik konuşmamak en iyisiydi. Bana doğru yaklaşmaya devam ederken arkasından yavaşça ilerleyen Rimka'yı da görmeye başlamıştım. 

Rimka'yı gördüğümde aklıma Trod gelmişti. Halbuki oluşturduğu çekirdek grubun içinde Rimka'ya da yer vermiş ve ona güvenmişti. Gerçeği öğrendiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyordum. Tüm bunları düşünürken, duyduğum sesle tüm düşüncelerimden sıyrılmak zorunda kalmıştım. 

- Sonunda karşılaştık Angarita! Seninle konuşarak anlaşabileceğimizi sanıyorum. Eğer sen de konuşarak anlaşabileceğimizi düşünürsen zor kullanmadan tüm bu olanlara son verebiliriz. Beni Fred diye çağırmanı isterim. 

Sesi kalın ve otoriter çıkıyordu. Ve kendine güveni her halinden de belli oluyordu. Uzunca bir boyu ve göz altındaki kırışıklıklardan dolayıda yaşının biraz fazla olduğu  anlaşılsada bunu pek belli etmiyordu. Aslında tuhaf kıyafetleri olmasaydı belkide daha da genç gösterebilirdi. Trod gibi beyaz bir sakalı yoktu ama gösterişli bir pelerine sahipti. Ve parmaklarında tuhaf yüzükler vardı. Tabii bir de dikkat çekici o ilginç kolyesi...Kolyesi bir elden oluşmaktaydı ve içinde kırmızı renkte parlak yuvarlak bir taş vardı. Ne işe yaradığını bilmiyordum ama çok merak etmiştim. 

- "Seninle konuşabileceğimi sanmıyorum. Genelde konuşmak için insanlar kaçırılmazlar." 

Derin bir kahkaha atmıştı. Sanki eğleniyor gibiydi ama bu kahkahasının altındaki siniri ve gerginliği hissedemeyecek kadar kör değildim. 

- Seni buraya kendi isteğinlede getirebilirdim. Fakat bu daha da uzun bir sürede olacağından dolayı bu yolu denemeye karar verdim. Ve Angarita gerçektende büyümüşsün. Ve bugün de senin doğum günün..Bu çok çok özel bir gün...Hepimiz için.

- Benden ne istiyorsun?

-Ah Angarita çok acelecisin, hem de çok... Senden aslında çok bir şey istemiyorum. Sadece bizim tarafımıza geçmeni ve bizimle savaşmanı istiyorum. 

Bu Fred ağzından çıkanları kulakları duyuyormuydu yoksa ben mi yanlış anlıyordum. Bana onların safına geçmemi teklif ediyordu. Ailemi onlar öldürmüştü. Ah tanrım bunu bilmediğimimi düşünüyordu. Yoksa ben çok mu saf gözüküyordum. Ama ona direk hayır dememem gerektiğinide biliyordum. Buradan çıkacaksam eğer onun istediği gibi davranmam gerekiyordu. Sakin olmalıydım. Ayrıca bugün doğum günüm olmasından dolayıda kimseye güvenmemem gerektiğinide biliyordum. Şu lanet olası güçlerim ne zaman bana gelecekti. Off Alex'i aklımdan atamıyorum. Kafam karman çorman oldu ve sağlıklı kararlar verebilmek için resmen savaşıyorum.

- Fred neden benden böyle bir şey istiyorsun? Ayrıca bunu düşünmem için bana zaman tanımalısın. 

- Güzellll...Demek zaman istiyorsun. Pekala sana zaman tanıyacağım. Fakat çokça uzun bir zaman tanıyacağımı düşünme. Yarın güneş batımından önce kararını duymak için seni ziyarete geleceğim. Ayrıca senden böyle bir şey istememin nedenine gelince, efsaneyi biliyorsun ve ben bu efsaneden artık sıkıldım. Ve bu efsane yüzünden oğlumuda kaybettim. O artık sizin tarafınızda ve ben onu geri kazanmak istiyorum. 

- Oğlun mu?

- Ah sakın bilmediğini söyleme..Yoksa sana söylemediler mi?

- Neyden bahsettiğini anlamıyorum. Kim neyi söyleyecekti bana?

Demek seni kendi taraflarında tutabilmek için sana doğruları anlatmamışlar. Angarita, benim oğlum Alex!! Ve ben onu kaybettim. Bizim ırkımızdan vazgeçti ve kendi ırkı olmayan bir ırka yardım ediyor. Bize karşı savaşıyor. Herşeyden önce bir baba olarak bu beni derinden yaralıyor. 

DOĞAÜSTÜ YAŞAMLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin