Kurtarma

858 28 5
                                    

Değerli okuyucu arkadaşlarım,

Biliyorum çok ama çok geciktim. Fakat bunu isteyerek ya da bilerek yapmadım. İnanın yazmaya devam edeceğim. Ve bir daha bu kadar uzun bir ara olmayacak. Sadece yeni yılla birlikte bir çok sağlık problemleri atlattık ailecek. Ocak ayı ve öncesi benim için tam bir kabustu. Fakat Şubat'ı mutlu karşıladım :) Anlayışınız ve sabrınız için gerçektende teşekkür ederim. Yorumlarını an be an okudum kimilerinize cevap yazamadım ama lütfen farklı bir şey gelmesin aklınıza...Hepinizi çok seviyorum. Görmediğim, sesinizi bile duymamdığım sizleri amatörcede yazmış olsam bu hikayemi okuyup, değerli zamanlarını ayırdığınız için tekrardan teşekkür ederim. Bu yüzden benim için önemlisiniz ve bu yüzden sizleri seviyorum..

Neyse daha fazla engel olmadan aradan çekileyim de okumaya başlayın artık :)

-----------------0------------------

İçimdeki intikam ateşiyle hareket etmemem gerekiyordu. Bu nefret,sinir ve intikam duygusu güçlerimi daha da bir ön plana çıkarmıştı. Bunu da odada bulunan zayıfça yanan ampülün titreşimli halde sönüp yanmasına borçluydum. Aynaya arkamı dönüp odanın içinde bulunan ufak eskitme tahtadan yapılmış masanın üzerinde duran bardaktaki suyu içmek için yaklaştım bardağı elime almak için uzandığımda daha bardağa değmeden elimde olduğunu gördüm. Şaşkınlığımla birlikte tekrardan denemeye çalıştım ve bingo!!

Nesnelere dokunmadan onları hareket ettirebiliyordum. Bu gerçektende benim için olağanüstü bir güçtü. Ben cadıların bunları yapabildiğine inanamıyordum. Bomboş oda da artık ne bulduysam onları uçurmaya ve bir yerden bir yere hareket ettirmeye çalışarak deneyim elde ediyordum. Fakat kapının arkasından gittikçe yaklaşmakta olan ayak seslerini duyana kadar tüm çalışmaya bir son vermiştim. 

Saatin kaç olabileceğini düşünüyordum. Sonra aklıma güçlerimi doğum günümde kazanacağım bilgisi geldiğinde ve ben güçlerime sahip olalı yaklaşık 1 saat olduğuna göre tabii tahminimce öyledir, demek ki daha doğum günüm bitmemişti. 

Kilitli olan demir kapının kilit sesini duyunca kapıdan biraz daha uzaklaştım. Kapıdan içeri giren tuhaf yaratığı görmemle gözlerimin yerinden çıkacağı hissine kapılmıştım.

Çünkü normal insan boyundan fazlaca uzun olan ve kapıdan eğilerek içeri giren altı kollu bir yaratıktı şuan da karşımda duran...

Ortadaki iki eliyle bana getirdiği yemek dolu tepsiyi tutuyor ve diğer alt kollarında da bir su şişesi ve farklı renkte olan başka bir içecek şişesi taşıyordu. En üst kollarında ise kıyafetler vardı.

- Benden korkma! Bak sana neler getirdim. 

- Senden korkmuyorum. Teşekkür ederim. Bu arada saatin kaç olduğunu bana söyleyebilir misin?

- Gece yarısı olmasına yarım saat kaldı. 

- Peki Fred nerde?

- Efendimiz uyumaya çekildi. Yarın çok önemli bir günmüş.

- Sence beni neden burada tuttuklarına dair bir fikrin var mı?

- Zala bu sorulara cevap veremez.

- Zala?!

- Benim adım efendim.

- Lütfen bana efendim deme Zala. Benim adımda Angarita.

- Biliyorum efen...Angarita.

- Sence Fred nasıl biri? Efendini seviyor musun?

- Ben bu konu hakkında bir şey diyemem. Şimdi gitmeliyim. Lütfen sana getirdiklerimi ye ve yarın için kullan. Efendimiz yarın yanınıza geldiğinde üstünüzde bu kıyafetlerle görmek ister sizi. İyi geceler Angarita.

DOĞAÜSTÜ YAŞAMLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin