Sabah saat 7 ye alarm kuruyorsak hayat bizim için gerçekten zor. Sürüne sürüne yataktan kalktım rutin işlerimi halledip dolaptan elime geçen beyaz spor ayakkabılarımı ve çiçekli sarı elbisemi üzerime geçirdim. Annem kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı.
Anneniz hala hayattaysa kanatsız bir melek tarafından korunuyorsunuz demektir. Aceleyle bir kaç lokma birşeyler atıştırıp hızlıca okula doğru koştum geç kalmamalıydım çünkü okulda ilk günümdü. Babam düşük gelirli bir polis memuruydu. İşi dolayısıyla her yıl il değiştirmek zorunda kalıyorduk. Bu yıl ki rotamızda Antalya. Lİse de son yılımdı. Seneye üniversiteye gidip her yıl başka bir ile taşınmaktan kurtulacaktım. Okulun önüne geldiğimde derin düşüncelerden uyandım.
Ne kadar da büyük bir okuldu.
Öğrenciler çoktan sıraya girmiş müdür klasik dönem konuşmasını yapıyordu. Sıranın en sonunda durdum. 12 ler için bu yıl daha sıkı tempoda geçecekmiş kafamızı kaşımaya vakit bulamayacakmışız. Ammada abarttı. Şu hayatta her şey ders çalışmak mı ?
EVET!
Müdürümüz klasik dönem konuşmasını bitirdikten sonra sınıflara dağılmaya başladık hangi sınıfta olduğuma nereden bakacaktım ? Müdürün odasını aramaya başladım koridorda tek başına oturan nöbetçi kızın yanına yaklaşarak müdürün odasını sordum şu anda meşgul olduğunu ve onun yardımcı olacağını söyledi. Sınıfımı sordum beni yönlendirdi ve aynı sınıfta olduğumuzu söyleyince tanışmak zorunda kaldık aslında bu yıl pek arkadaşlık kurma niyetinde değilim hem üniversite sınavına odaklanmak istiyorum hem de nede olsa seneye başka bir il de olacaktık ne gerek vardı ki ?
Sınıfa kadar nöbetçi öğretmen eşlik etti herkes ders çalışıyordu nöbetçi öğretmen beni sınıfa ''Alin bu yılı artık sizinle beraber okuyacak''diyerek tanıttı ve en arkanın bir önü boş olan sıraya oturmamı söyledi . Sınıfta herkes ders çalışırken sadece arkamda oturan çocuk uyuyordu bu neyin rahatlığıydı ? Gerçi benim de pek bir farkım yoktu. Neyse sınıfa uymak adına bende test kitabımı çıkarıp çözmeye başladım. Aniden hocanın sınıfa girmesiyle ayağa kalkıp hocamızı selamladık hoca bana bakarak Bora'yı uyandırmamı söyledi. Bora da kimdi ? Sınıfta tek uyuyan çocuk arkamda ki veletti. Sertçe dürttüm sanki tekme atmışım gibi bağırdı yumruğunu kaldırdı refleksle bileğinden tutup kolunu burktum neye uğradığını şaşırdı.
Sınıftakiler de şaşkınlıkla bizi izliyordu. Hocanın yanımıza gelmesiyle hala Bora'nın bileğini tuttuğumu farkettim. Bana çok öfkeli bakıyordu. Bora'ya kusura bakma diyerek yerime oturdum. 1 ders sanki 1 yıl gibi gelmişti. Ders bitmek bilmiyordu. Sonunda zil çaldı tam sınıftan çıkmak üzereydim ki Bora bileğimden kavradı beni geri sınıfa doğru itti o anda sınıfın boşaldığını farkettim neyi amaçlıyordu bu çocuk.
''Ne yapıyorsun sen ? '' diye bağırdım.
'' Sen benim kim olduğumu biliyor musun ?'' diye kükredi. ''Hayır '' dedim ukala bir ses tonuyla. Daha da öfkeli bakmaya başladı nefesini tenimde hissetmeye başladım. Kaşlarını çatarak ''Bugün ilk günün olduğu için görmezden geliyorum bir dahakine bu kadar basit kurtulamazsın'' dedi. Aman çokta korktum. ''Bitti mi'' diyerek Borayı ittim ve sınıftan çıktım. ''Daha bitmedi yeni başlıyoruz'' dedi arkamdan.
Allah'ım ne sıkıcı bir gündü bitsin artık!!
Sonunda gün bitmişti Bora o ürkütücü bakışlarını bütün gün boyunca üzerimden ayırmadı. Okuldan çıktım eve gitmek için baya erkendi. Biraz yaşadığım bölgeyi dolaşsam iyi olurdu diye düşündüm. Antalya Türkiye'nin önemli turizm bölgelerine sahip bir il. Özellikle kaleiçi. Tam bir turizim bölgesi.
Kaleiçinden yokuş aşağı inerken ara sokakta bir grup gencin kavga ettiğini gördüm aralarında tanıdık bir yüz gördüm gibi oldu. Daha da yaklaşınca kavga edenin Bora olduğunu gördüm. Hemen koştum Bora 4 kişiyle mücadele ediyordu. İçlerinden biri bıçak doğrultunca iş baya ciddiye bindi çocuğun arkasından gelerek boynundan tuttum bıçağı yere attım o anda hemen diğerleri bize doğru koşmaya başladı Bora'ya ''Kaaaç'' diye bağırdım boynundan tuttuğum çocuğa tekme atarak bende koşmaya başladım.
Borayla kaleiçinin sonundaki limanda buluştuk neden kavga ettiğini sordum sanki ona bıçak çeken benmişim gibi bağırdı bana onu neden kurtarmışım bananeymiş Allah'ım ne salak çocuktu. ''O kadar yardım ettim teşekkür edeceğin yere birde bağırıyorsun'' diye çıkıştım. '' Kız halinle ne diye erkeğin kavgasına karışıyorsun bıçak sana gelseydi bir de seninle mi uğraşacaktım '' dedi. Yetti artık bu çocuğun şımarıklığına katlanamıyorum. Yakasından tuttum ve '' bana bak ben küçüklüğümden beri dövüşüyorum 4 tane mahalle züppesine mi karşı koyamıcam '' dedim ve arkama bakmadan çektim gittim Bora neye uğradığını şaşırmıştı ilk defa bir kız ona cesaret gösterip diklenmişti."<AS
Alin sonunda yatağa atabilmişti kendini ne yorucu bir gündü. Bugün yaşadıklarını düşünürken Bora takıldı aklına ne garip çocuktu ''benim kim olduğumu biliyor musun '' derken baya ciddiydi Alin internetten araştırmaya başladı 'Write Grup'un' varisiydi. Bu kadar ego bundanmış demek bir kızın onu kurtarmasını yediremedi kendine. Aman Bora'dan daha önemli sorunlarım vardı şimdi.
Üniversite sınavını nasıl kazanacaktım ?
Ertesi gün Alin okula gittiğinde onu çok güzel bir sürpriz bekliyordu. Bora dünün intikamını almalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HODBİN
RomanceAlin ve Bora. Bu iki ismin kaderleri daha ne kadar ortak olabilirdi ki. Bora okulun sorunlu tembel bir o kadar da yakışlı ve zengin çocuğudur. Alin ise hayatta hep zorlanmış kendi çabalarıyla bir yerlere gelmeye çalışan orta halli bir ailenin kızıd...