Kazazede mi?
Ne alaka neden öyle demişti bana ? Kolumdan tutmayı bıraktı dengemi bulmaya çalışırken
'' Teşekkür ederim '' dedim. '' Bir dahakine daha dikkatli ol '' diyerek yanımdan uzaklaştı. Neden kazazede dediği aklıma takılmıştı. O sırada İrem soluk soluğa yanıma geldi olanları görmüş olmalıydı. '' Alin iyi misin bir şeyin yok ya ah bu Bora neden bu kadar hızlı kullanıyor ki arabayı ya sana çarpsaydı Allah'tan Ozan oradaydı yoksa Allah korusun '' diye söylendi İrem.Arabayı sürene hiç dikkat etmemiştim. Boraymış demek bu çocuğun canıma kastı vardı. İrem ile sınıfa girdik. Bora ve Ozan en arkada oturuyorlardı. Hiç bir şey demeden sırama oturdum. Hoca derse girmek üzereydi. Borayla teneffüste konuşacaktım.
Zil çalınca Bora sınıftan çıkarken seslenip beklemesini söyledim '' Ne oldu '' der gibi suratıma bakıyordu. ''Canıma kastın mı var senin neden arabayı üzerime sürüyorsun kasıtlı yaptın demi ya çarpsaydın bana'' diye bağırdım. Sınıfta herkes bize bakıyordu. '' Bir şey olmadı işte neden abartıyorsun Ozan kurtardı bu seferde seni ölmedin işte abartma bu kadar'' dedi umursamaz bir tavırla.
'' Abartıyor muyum resmen öldürecektin beni gerizekalı ne istiyorsun benden'' diyerek yakasına yapıştım. Bileklerimden tutup beni itti. Yaklaşarak '' Alin abartma '' dedi. Tam elimi kaldırdım Bora'ya tokat atacaktım bileğimden Ozan kavrayıp beni dışarı çıkardı.
Çok sinirliydim ağzıma ne geldiyse o an Ozan'a söyledim. Ama Ozan bu söylediklerimden hiç etkilenmemişti. Ozan'ın söylediklerimi takmaması beni dahada çok sinirlendirmişti.
Kendime engel olamıyordum ağlamaya başladım. Ağlamaktan nefret ediyordum ama sinirimi bir şekilde atmam lazımdı yoksa kriz geçirebilirdim. Ozan ağladığımı fark edince yüzümü avuçları arasına alıp sakinleşmemi fısıldadı. Onun sakin sesi benimde sakinleşmemi sağladı.
Tam Ozan'ın ellerinden yüzümü kurtaracakken Bora sınıftan çıktı ve kapı önünde olduğumuz için direk bizi gördü.
Bana sert bir bakış atıp sert adımlarla merdivenlere yöneldi. Ozan'a sakinleşmemi sağladığı için teşekkür edip yanından ayrıldım. Okul binasında yeterince yakınlaşmıştık zaten. İrem de uzaktan bizi izliyormuş. Sınıfa girip İrem'inde gelmesini bekledim. Yanıma oturup ''Ozan ne kadar karizmatik havalı değil mi ama'' dedi. Bu söylediğine bir şey demedim.
Zil çalıp öğrenciler sınıfa geldi ve ders başladı. Ders dinleyecek durumda değildim. Ağladığım için uykum gelmişti. Rahat bir pozisyona geçip kendimi uykunun güvenli kollarına bıraktım.
Uyandığımda sınıfta tek kalmıştım herkes neredeydi? Saate baktığımda çıkış zilinin çoktan çalmış olduğunu fark ettim. İrem neden uyandırmamıştı acaba beni. Homurdanarak eşyalarımı toplamaya başladım hala çok uykum vardı.
Çantamı alıp sınıftan çıktım çıkışa doğru yürüyordum kütüphanenin önünden geçerken içeriden bir şarkı sesi duydum. Bu saatte hangi yarım akıllı okulda oturmuş müzik dinlerdi ki. Kim olduğunu merak ettiğim için içeri girmeye karar verdim. Masanın üstüne oturmuş telefonuyla uğraşan Bora'yı gördüm. İçeri benim girdiğimi görünce tebessüm edip ''Bende senin uyanmanı bekliyordum sonunda uyandın '' dedi.
''Neden beni bekliyorsun ki sabah öldüremedin şimdimi öldürme kararı aldın'' dedim. ''Sabah ki olayı hiç yaşamamış kabul edelim bence'' dedi. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu dediği mantıklı geldi ve onayladım onu. Bir sinir krizi geçirmeye daha hazır değildim.
'' Neden beni beklediğini hala söylemedin '' dedim.
'' Unuttun mu beraber ders çalışacaktık'' dedi.
Ders çalışmak mı hiç havamda değildim '' Gerçekten ders çalışmak için beni bu saate kadar bekledin mi '' dedim şaşırarak. Gerçekten Bora'dan beklenmeyecek hareketler.
'' Evet çünkü gerçekten seneye üniversiteye gitmek istiyorum'' dedi.
'' Yarın seçmelerim var salona gidip antrenman yapmam gerek '' diye açıkladım.
'' Ne yani bu saate kadar boşuna mı bekledim seni''
'' Önceden sorsaydın söylerdim ''
'' Çok sinirliydin korktum açıkçası'' dedi. Konuyu uzatma niyetinde değildim '' Neyse ben gidiyorum geç kaldım zaten '' diyerek çıkışa yöneldim. Bora arkamdan seslenip '' Bende geliyorum seninle'' dedi. Resmen emrivaki yapıyordu bana. '' Sen ne yapacaksın orada '' diye sordum. '' Ben de sporcuyum unuttun galiba '' dedi.
Kolumdan tutup peşinden sürükledi arabasına bindirdi bana dönüp '' Hangi salonda antrenman yapıyorsun '' diye sordu. '' Bu sefer ne işler açacaksın acaba başıma merak ediyorum '' dedim.
'' O kadar güvensiz biri miyim gözünde ''
'' Bana yapmadığın şey kalmadı canıma kastın var gibi nasıl güvenmemi bekliyorsun? ''
'' Bu sefer güven o zaman çünkü gerçekten kötü bir niyetim yok. '' diyerek arabayı spor salonuna doğru sürmeye başladı. Salona gittiğimizde baya kalabalıktı hemen üzerimi giyinip spor hocamın( Mustafa Hoca) yanına gittim Bora'da peşimden geldi. Mustafa Hoca '' Alincim bugün benim işlerim var yerime oğlum derslere giriyor. Sen ısınmaya başla birazdan gelir zaten '' dedi.
Bora ile ringin etrafında koşmaya başladık o sıra da bir ses '' Derse başlayalım artık '' diye bağırdı.
Karşımızda Ozan'ı görmeyi beklemiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HODBİN
RomansaAlin ve Bora. Bu iki ismin kaderleri daha ne kadar ortak olabilirdi ki. Bora okulun sorunlu tembel bir o kadar da yakışlı ve zengin çocuğudur. Alin ise hayatta hep zorlanmış kendi çabalarıyla bir yerlere gelmeye çalışan orta halli bir ailenin kızıd...