Sıkıcı bir gün daha başlıyordu. Oflayarak yataktan çıktım hızlıca hazırlanıp annemi öperek evden ayrıldım. Geç kalmıştım kahvaltıyı okulda yaparım düşüncesiyle okula geldim. Hoca çoktan sınıfa girmişti sırama geçerken Bora'nın pis bakışını ve sinsi gülüşü beni huzursuz etmişti aklından neler geçiriyordu yine ?
Çokta önemli değildi ders matematikti ve ona odaklanmam lazımdı. Soru çözmeye o kadar kaptırmışım ki karnımın gurultusuyla aç olduğumu hissettim.
Sınıfta Bora ben ve bir kaç kişi daha vardı diğerleri teneffüse çıkmıştı. Kahvaltılık bir şeyler almak için kantine gitmeye karar verdim tam sıradan kalktım ki eteğimin yırtıldığını fark ettim. Sırama tutkal sürülmüştü.
Allah'ım ne rezillikti!
Bütün sınıf bana bakıyordu Bora'nın güldüğünü duydum. Pislik yapmıştı yapacağını. Rezil oldum bütün sınıfa gözlerim doldu ağlamamak için zor tuttum kendimi. Bora tepeme dikilip alay etmeye başlamıştı bile '' Ne oldu prenses teneffüse çıkmıyor musun '' dedi. Tam o sıra da omzumda bir el hissettim. Tam kafamı kaldırıp bağıracaktım ki elini omzuma koyan Cenk'miş. Elimden tutup beni kaldırdı elindeki ceketini belime doladı beraber sınıftan çıktık.
Sınıfta tuttuğum göz yaşları dışarı çıkınca birer birer yanaklarımdan dökülmeye başladı.Cenkle kantinde boş bir yere oturduk ve Cenk neler olduğunu sordu. Şuan Cenk'e cevap veremeyecek kadar kötü hissediyordum. Cenk bunu fark edip bir su aldı ve sakinleşmemi bekledi. Cenk'e olan biteni anlattıktan sonra Bora da kantine geldi. Tam kalktım kantinden çıkmaya kalkıştım ki Cenk elimden tutup beni yerime oturttu. Kulağıma yaklaşıp '' Kaçması gereken kişi sen değilsin o '' dedi. Haklıydı ben bir yanlış yapmamıştım tamamen Bora'nın saçmalıklarıydı.
Bora, Cenk'in Alin'i korumasına iyice sinir olmuştu.
Ders zilinin çalmasıyla sıkıla sıkıla sınıfa girdim Bora'nın önünde oturmak istemiyordum Cenk'in önündeki sıranın boş olduğunu gördüm ve hemen eşyalarımı oraya koydum. Ders bitmek bilmiyordu bir an önce eve gitmek istiyordum bugün beni fazlasıyla yordu. Zil çalar çalmaz koşar adımlarla sınıftan ayrıldım. Tam okul kapısının girişinde Bora motorunun yanında duruyordu. Görmezlikten gelip yoluma devam ederken Bora bileğimden sertçe tutup konuşmak istediğini söyledi. Alla Alla ne konuşacakmışım onunla bir de utanmadan konuşmak istediğini söylüyor. İyice sinirlendim bileğimi elinden kurtarıp ''Seninle konuşacak hiçbir şeyim yokk'' dedim '' Ama benim var'' dedi ve bileğimden yine sertçe tuttu. Tam o sırada Cenk okuldan çıkıp yanımıza geldi.
''Ne oluyor Alin'' diye sordu.
''Bir şey yok bende eve gidiyordum'' diyerek konuyu kapatmaya çalıştım ama Bora aniden ''Alin'le konuşuyoruz sana ne oluyor'' diye çıkıştı. Cenk Bora'ya yaklaşarak ''Alin'i bırak gitsin gel biz senle erkek erkeğe konuşalım'' dedi. Bora sert bir bakış atarak '' Buradan gitmesi gereken Alin değil sensin hadi ikile'' Cenk ani bir hareketle Bora'nın yakasına yapıştı '' Benimle düzgün konuş '' diye bağırdı. Bora Cenk'in bu hareketine yumrukla karşılık verdi etraftaki öğrenciler kavga çıktığını fark edip toplanmaya başladılar. Cenk'in arkadaşları Bora'yı sertçe iterek Cenk'ten uzaklaştırdı ve kavgayı sona erdirdiler.
Alin Cenk'e baktığında sağ kaşının açılmış azda olsa kan aktığını görmüştü. Çantasından bir yara bandı çıkartıp Cenk'e yardımcı oldu ve eve geç kalmamak için yanlarından ayrılması gerektiğini söyledi. Alin okuldan çıkmak için adımlamaya başladığında Bora'dan tarafa bakmadı bile.
Bora Alin'in kendini umursamamasına çok öfkelenir ve motoruna atlayıp son hız okuldan uzaklaşır ve içinden söyler '' Eğlence daha yeni başlıyor ''
n
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HODBİN
RomanceAlin ve Bora. Bu iki ismin kaderleri daha ne kadar ortak olabilirdi ki. Bora okulun sorunlu tembel bir o kadar da yakışlı ve zengin çocuğudur. Alin ise hayatta hep zorlanmış kendi çabalarıyla bir yerlere gelmeye çalışan orta halli bir ailenin kızıd...