Bölüm 3

23 1 0
                                    

Okulda olanlar Bora'nın canını fazlasıyla sıkmıştı. Alin yetmiyormuş gibi bir de Cenk çıktı.  

Alin yorgun argın eve geldiğinde annesi telaşla yanına koştu ''Ne oldu kızım bu halin ne? '' Ahh annem yine hemen telaşlanmıştı. Bu kadın gerçekten bir melek beni kayıtsız şartsız her şeyden korumaya ve sevmeye kararlı. Çok seviyorum onu ama böyle basit şeyler için canını sıkmak istemiyordum. ''Önemli bir şey değil annecim beden eğitimi dersinde ufak bir aksilik yaşandı '' deyip geçiştirdim. Olanları anlatsaydım beni okuldan bile alabilirdi son yılımda böyle şeylere gerek yoktu. 

Sonunda yatağıma uzanabildim. Bugün olanları düşünürken Cenk aklıma takıldı neden yardım etmişti ki bana her kıza karşı mı böyleydi belli ki iyi niyetli daha beni tanımadan Bora'ya karşı korudu. Ama Bora bu sefer gerçekten abarttı tam bir zengin züppesi. Onunla uğraşacak vaktim yok. Lise hayatım boyunca hiç bir dersi ne tam dinledim ne de not tuttum büyük konu eksikliğim vardı. Aslında niyetim besyoya gitmek o yüzden okulda gördüğüm dersler çokta önemli değil ama yine de barajı geçmem lazım. Her gün bir konu çalışsam kalan zamanlarımda da antrenman yaparım seneye de güzel bir üniversiteye giderim.

Bu sabah kalkmam baya zor oldu. Dün gece ders çalıştım uzun zamandan sonra bir program oturtmaya çalıştım umarım uyarım. Hazırlanıp evden ayrılacağım sırada annem seslendi '' Alin bugün akşam misafirliğe gideceğiz geç kalma '' daha yeni taşındık Antalya'ya ne çabuk komşuluk kurdular Antalya'nın insanları gerçekten çok samimi ve misafirperverler. '' Tamam anne'' diyerek evden ayrıldım. Bugün sorunsuz bir gün geçirmeyi diliyorum. 

Okula geldiğimde ders zili henüz çalmamıştı. Sırama geçip beklemeye başladım o sırada okulun ilk günü tanıştığım kız geldi adının İrem olduğunu söyledi. Kahvaltı yapmadıysam istersem birlikte kahvaltı yapabileceğimizi söyledi. Beraber kantine çıktık. Kantinimiz okulun üst katındaydı ve yüksekte olduğu için de denizin bir kısmı gözüküyordu. İrem'le sohbet ederken Cenk'te kantin kapısından göründü bizim masaya doğru gelmeye başladı.

''Size katılabilir miyim '' diye sordu. 

İrem hemen atladı. '' Tabi ki otur lütfen '' diye cevap verdi. Neden bu kadar istekli davrandı ki ? Aman banane. İrem ve Cenk konuşmaya başlamışlardı bile. O sıra da Cenk bana dönüp '' Sen ne düşünüyosun yarışmalar hakkında katılacak mısın ?'' 

'' Ne yarışması?'' diye sordum.

'' Okullar arası spor müsabakaları var '' diye açıkladı. '' Hangi spor dalları var '' diye sordum.  ''Taekwondo, voleybol, futbol, basketbol ve kick boks var '' deyince neden olmasın diye geçirdim içimden bu benim için büyük bir fırsat olabilir. Detayları öğrenmek için hemen beden öğretmenimizin yanına gittim ilk olarak kendi okulumuz içinde bir seçme yapılacakmış aramızdan seçilen en iyiler önce yakın çevredeki okullarla sonra da kazanırsak farklı illerde ki okullarla yarışacakmış. Hemen kaydımı yaptırdım belli mi olur belki kazanırdım. 

Kendimi pek iyi hissetmediğim için öğleden sonra ki derslere girmedim eve erken gittim annem tabi ki hemen telaşlanmıştı '' Ne oldu Alin istersen hastahaneye gidelim'' dedi 

'' Anne abartılacak bir şey yok sadece başım ağrıyor biraz dinlenirsem geçer'' diyerek yukarı odama çıktım. Hemen kendimi yatağa attım. Kaç saat uyudum bilmiyorum.

Annem bu durur mu hiç hemen nane limon kaynatmış meyve tabağı hazırlamış Allah'ım nasıl çok seviyorum onu. Annem '' Bu akşam misafirliğe gidecektik istersen sen evde kal dinlen biraz''

Saat o kadar geç olmuş muydu ? Anneme '' Ben de geleyim sıkıldım yatmaktan'' dedim ve hazırlanmak için yataktan kalktım. Altıma siyah kumaş pantolonumu üzerime de beyaz gömleğimi geçirip odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde annemle babam hazırlanmış beni bekliyorlardı. '' Neden bu kadar şıksınız yoksa özel bir yere mi gidiyoruz ? '' diye takıldım onlara. Babam '' Tabi ki özel kızım korumalığını yaptığım adamların evine gidiyoruz günlük kıyafetlerimizle mi gidelim '' diye açıkladı. Bu kadar önemli insanlar mıydı ?  Neyse gidince görürüz. Babam arabayı park ettiğinde geldiğimizi fark edip arabadan indim. Allah'ım bu nasıl ev saray gibi resmen kocaman 2 katlı. Dışı sanki altın kaplama gibi gold işlemelerle döşenmiş  Osmanlı'yı çağrıştıran bir görüntü vermiş bahçeye girdiğimizde kocaman havuzu olduğunu da fark ettim.

 Geldiğimizi görmüş olmalılar ki biz daha zile basmadan hizmetli kapıyı açtı hemen arkasında duranlar da ev sahipleriydi galiba. Bizi güler yüzle karşılayıp içeri davet ettiler. Allah'ım evin içi de en az dışı kadar muhteşem belli ki bu ailenin Osmanlı'ya bir merakı var odaya girdiğimizde ilk gözüme çarpan vazolar oldu her bir duvarın köşesinde değişik motiflerle işlenmiş vazolar duruyordu. Tanışma faslından sonra evin hanımı bana '' Okuyor musun '' diye sordu. '' Evet efendim 12.sınıfım'' diye cevap verdim.  '' Benim de bir oğlum var 12. sınıf seneye üniversiteye gidecek ama ne yazık ki derslerle pek arası yok.''

''Benimde böyle saray gibi bir evim olsa bende okumam'' diye geçirdim içimden. Evin hizmetlisi yemeğin hazır olduğunu söyledi. Herkes sofraya oturduktan sonra  kapı tekrar çaldı. Tam hizmetli açmaya gidiyordu evin hanımı durdurup '' Ben açarım '' dedi. ''Oğlum gelmiştir onunla da tanışırsınız''  diyerek kapıya yöneldi. Kapıyı açar açmaz '' Nerede kaldın oğlum misafirlerimiz var bugün demiştim sana '' diyerek çıkıştı. '' Anne maçımız vardı bugün söylemiştim sana '' dedi.

Bu ses bir yerden tanıdık geliyordu bana ama..

Evin hanımı oğluyla beraber yanımıza geldi. Kafamı kaldırıp onlara doğru döndüğümde Bora ile göz göze geldik..

HODBİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin