& 12 &

648 72 48
                                    

Oylamayı unutmayın. İyi okumalar!

Felix'in Ağzından,

Ne zamandır burada oturmuş ağlıyordum, bilmiyorum.

Gördüklerim yenilir tutulur şeyler değildi. Bu.. Bu gerçekten iğrençti. Bunu bizim, ikimizin odasında nasıl yapabiliyordu aklım almıyordu. Bir kez daha o görüntüler aklıma gelince, midemin bulandığını hissettim. Kusmak istiyordum.

Ellerimle neden aktıklarını anlamadığım gözyaşlarımı silerken derin bir nefes aldım. Uykum geliyordu. Uyumalıydım ama odama da giremezdim. O kız hala çıkmamıştı ve sesler kesilmişti. Sanırım uyumuşlardı.

Gidebileceğim tek yer Seungmin ve Hyunjin ikilisinin odasıydı. Jisung'un yanına da gidebilirdim ama kimle kaldığını bilmiyordum ve o kişi rahatsız olabilirdi. O yüzden bu seçeneği eledim.

Yavaşça ayağa kalkarak nefeslerimi düzenledim. Üzerimdeki cekete sarınarak adımımı atacaktım ki, bu cekete ihtiyacım olmadığı aklıma geldi. Hiç düşünmeden kapının önüne fırlattığım ceket, açıkçası umrumda değildi.

Adımlarımı atarken görüntüler aklımdan çıkmıyordu. Merak ettiğim şey ise, neden canımın yandığıydı. İstemsiz bir şekilde kendimi kötü hissediyordum. Bu normal miydi?

Oda kapısının önünde durakladığımda ilk önce içeriden ses geliyor mu diye dinledim. Uyumamış olmaları benim için daha iyiydi. Onları rahatsız etmek istemezdim. Ama sessizliğe bakılırsa, ikili çoktan yatmıştı.

İstemeye istemeye kapıyı tıklattım. Biraz bekledikten sonra kapıyı, uykulu gözlerle Seungmin açtı. Hyunjin açsa şaşırırdım zaten. O uyku düşkünü, bomba patlatsalar uyanmazdı.

Seungmin şaşkınca bana bakarken, yanındaki aralıktan içeri girdim. Arkamdan hala bakadururken gözlerimi devirmeden edemedim.

-Kapat kapıyı da yanıma gel.

Transtan çıkmış gibi kapıyı kapattı ve oturduğum yatağına geldi. Başındaki uyku bandıyla çok tatlı görünüyordu.

-Ne işin var burada Felix?

Nasıl söyleyecektim, ne diyebilirdim ki?

Seungmin gözlerimin içine merakla bakarken, doğruyu söylemeye karar verdim.

-Seungmin.. Changbin hyung.. Şey..

Gözlerimin dolmasına bir kez daha şaşırırken konuşmaya devam ettim.

-Bizim odamızda, bir kızla birlikte oluyordu. Gördüm onları.

Seungmin gözlerini kocaman açarak bana bakarken gözlerimi ovaladım. Neydi bu aldatılmış kız gözyaşları?

-Nasıl yani?

Burnumu çekerek konuşmaya başladım.

-Siz, Hyunjin ile gitmiştiniz. Ben dans etmek için sahneye çıktım. Ben sahnedeyken Changbin hyung bana kızgın kızgın bakarak kalkıp gitti. Daha sonra yurda döndüğümde kapıyı açtım ve gördüğüm manzara..

Yanaklarımda hissettiğim sıcaklık yine ağladığımın kanıtıydı. Gözlerimi söküp atmak istedim o an. Niye ağlıyordum cidden?

Seungmin'in ne yapacağını bilemeyen bir hali vardı. Bir şey yapmasına gerek yoktu ki. Beni teselli etsin diye gelmemiştim buraya.

Derince nefes aldıktan sonra konuştum.

-Her neyse, neden bu kadar kafama taktım bilmiyorum. Sonuçta kendi isteği. Onu bunu bırak da size ne oluyor?

Just Serenity | ChangLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin