& 14 &

47 4 9
                                    

Oylamayı unutmayın. İyi okumalar!

Sarışın, iki gündür Hyunjin ve Seungmin'in odasında kalıyordu. Onlara yük olduğunun farkındaydı ama kendi odasına gitmek istemiyordu.

En kısa zamanda yeni bir odaya taşınması gerektiğinin de bilincindeydi.

Hyunjin de iki gündür onunla beraber yatıyordu. Her ne kadar onu Seungmin ile yatması için zorlasa da, Hyunjin kabul etmiyor; Felix'i kollarının arasına alarak uyumayı tercih ediyordu.

Felix birkaç kez Seungmin'in yaşlı gözlerle kendilerine baktığını görmüş ama bir şey diyememişti.

Hwang Hyunjin, fazla aptal bir arkadaştı.

Okulların açılmasına sadece bir gün kalmıştı. Bugün hep birlikte toplanıp Kore'nin ünlü mekanlarından birine gideceklerdi.

Zaten yarın okul açıldıktan sonra pek toplanabileceklerini düşünmüyordu sarışın olan.

Uyandığında, Hyunjin'in kollarını kendi üstünden çekmiş ve tamamıyla yatakla birleşmiş bir şekilde yatan Seungmin'in yanına gidip ona ufak bir öpücük bahşetmişti. Bu güzel çocuk, Hyunjin gibi aptal birini nasıl sevebilmişti?

Onları uyandırmamaya çalışarak elini ve yüzünü yıkadı. Birkaç gündür Changbin'in odadan çıkışını bekliyor ve gidip işlerini öyle hallediyordu. Ama bugün zaten bir araya geleceklerinden odaya gitmekte bir sakınca görmedi.

Tekrar odada uyuyan ikiliyi kontrol ettikten sonra yavaş adımlarla kapıyı açtı ve kendini uzun koridora bıraktı.

Bir dakika kadar uzaklıkta olan odasına vardığında girip girmemek onu ikilemde bırakmıştı. Seo Changbin, tuhaf bir kişiydi ve Felix ondan korkuyordu.

Elini uzatıp kapı kolunu yavaşça indirdi. Kapıyı açarken derin de bir nefes almayı ihmal etmemişti. İlk önce kafasını uzatıp odaya bir göz attı. Görünürde kimsenin olmaması onu mutlu etmişti. İçeriye attığı ilk adımdan sonra banyodan gelen su seslerini duydu ve bir anlık korkuya kapıldı.

Nedenini bilmediği bir şekilde Changbin onu korkutuyordu. Çünkü son konuşmalarında odadan çıkarken Changbin'in dediği şeyi duymuştu.

"Birini elimden almışken, diğerini de almasına izin vermeyeceğim."

O günden sonra Rocky ile de birkaç kez görüşmüştü. Okul henüz başlamasa bile dans kulübü faaliyetteydi ve güzel gülüşlü olan orayla meşguldü. Felix de birkaç kez orayı ziyaret etmiş ve danslara katılmıştı, temelli olarak da girmeyi düşünüyordu ama derslerine ağırlık vermek onun için öncelikliydi. Bunu Rocky'e söylediğinde, güzel gülüşlü olan Felix'e istediği zaman gelip burada dans edebileceğini söylemişti.

Odadan içeriye tamamen bedenini soktuğunda tanıdık koku burnundan içeriye doldu. Bu kokuyu seviyordu. Changbin'in kendine has kokusu, Felix'in her ne kadar istemese de alıştığı bir kokuydu.

Yatakların olduğu bölüme geldiğinde gözüne takılan durum onu fazlasıyla şaşırtmıştı.

Çünkü Changbin'in yatağı el sürülmemiş gibi topluyken, Felix'in yatağı dağınıktı. Sanki biri uyumuş gibiydi.

Felix aklına gelen düşünceyle gülümsemesine engel olamazken bir anda ne yaptığının farkına varıp bir eliyle kendine yavaş bir tokat attı.

Gülümsemesi durmuştu ama şu kalp denilen lanet olası organ niye böyle çarpmaya devam ediyordu?

Kafasını iki yana sallayıp dolabına doğru yürüdü. Üstünü değiştirip daha şık giyindi ve masanın başına oturup çekmecesinden nemlendiricisini çıkardı. Aynaya doğru eğilip kırmızı nemlendiriciyi ilk önce yanaklarına sürdü ve çillerinin üstüne hafif allıklar ekledi. Daha sonra nemlendiriciyi dudaklarına doğru götürüp yavaşça sürdü. Burnuna gelen çilek kokusu gözlerini kapatıp gülümsemesine sebep olmuştu.

Just Serenity | ChangLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin