Bölüm 17

3.4K 411 45
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Gideon, gözlerini açtığında arenada değildi. Etrafında kuş sesleri vardı ve rüzgârı teninde hissediyordu. Başı yumuşak bir şeyin altındaydı ancak geri kalan bedeni sert ve soğuk toprağı hissedebiliyordu. Neler olduğunu anlamaya çalışarak doğruldu.

Fabian, üzerinde yırtılmış bir elbiseyle sırtını bir ağacın gövdesine yaslamıştı. Başı omzuna doğru eğilmiş derin bir uykudaydı. Dizlerini ona yastık yapmıştı.

Gelinliği beyazdı ve incilerle bezenmişti. Ancak o elbise artık paramparçaydı. Eteği ve göğüs kısmı yırtılmıştı. Yırtıldığı yerden düğüm atılıp toplanmaya çalışılmıştı. Bunun dışında bedeninde herhangi bir yara görünmüyordu.

Neler olup bittiğini anlamaya çalışarak etrafına bakındı. Tamamen çıplaktı. Üstü başı kan içindeydi ancak kendisinin de yarası yok görünüyordu. Bir ormanın içindeydiler. Ağaçlar ve kuşlar etraflarını çevirmişlerdi. Temiz havayı soluyorlardı.

Başarmışlardı. Gideon gözlerine inanamayarak etrafına bakındı. Ayaklarına baktı. Sert ve soğuk toprağı hissetmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki nasıl bir şey olduğunu bile hatırlamakta zorlanıyordu artık. Yıllar boyunca sıcak kumların üzerinde o kadar zaman geçirmişti ki artık özgürlüğü bile unutacak hale gelmişti.

Gülmekten kendini elini alamadı. Başını kaldırdı ve kahkahalar attı. Kollarını iki yana açtı. Başarmıştı. Nasıl olduğunu bilmiyordu. Nasıl başardığını da bilmiyordu ancak başarmıştı. Tıpkı planladıkları gibi Nasir'i öldürmüş olmalıydı aksi halde burada olamazlardı.

Ellerini kaldırdı ve gözlerinin önünde tuttu. Gerçekten de hiç olmadığı kadar güçlü hissediyordu kendini. Alfa olmak böyle mi hissettiriyordu? İradesinin altında kendisinden zayıf olan hiçbir yaratığın yaşayamayacağını hissedebiliyordu.

Nerede oldukları umurunda bile değildi. Sadece o lanet okuldan çıkmışlardı. Artık çok daha güçlüydü. Artık bir alfaydı. Bütün ihtiyacı olana sahipti. Artık özgürdü.

"Neşelenmek için çok erken değil mi?"

Erkek başını çevirip kadına baktı. Uykusundan uyanmıştı. Gözleri onun gözlerine dikildi. Ardından erkeğin üzerinde gezindi. Onun tamamen çıplak olduğunu fark ettiğinde yanaklarına tatlı bir kızarıklık yayıldı ve başını eğip toprağa baktı.

Gideon, tek kaşını kaldırıp gülümsedi. Sonuçta bir rahibeydi. "Zor olanı başardık" dedi en sonunda. Kadına doğru gitti ve hemen önünde oturdu. "Her ne kadar neler olup bittiğini bilmesem de."

Fabian, menekşe rengi gözlerini onun kehribar rengi gözlerine dikti. "Nasir'i öldürdün" dedi basitçe bir omuz silkmeyle. "Ardından beni gördün. Çıldırmış gibiydin. Üzerime atlayıp beni yakaladın ve arenadan kaçtın. Gerçekten çok tuhaftı. Beni omzuna attın ve arenaya doğru atıldın. Başta insanlara saldıracağını sandım ama sen onların üzerinden atlayarak geçtin ve sonrada şehir boyunca koştun." Etrafına bakındı. "Bu ormana gelene kadar da hiç durmadın." Utanmış bir şekilde başını eğdi. "Yolda istifra ettiğimi itiraf etmem gerek" dedi. "Hiç de rahat bir yolculuk değildi"

Bunu yapacağını biliyordu. Kadını kaçıracağına emindi. Ona olan sahiplenme hissi her şeyin üzerindeydi. Onu orada bırakmasına imkân yoktu. Asıl ilginç olanı ise kimseyi öldürmemiş olmasıydı. Belli ki kadını oradan götürüp ona sahip olma ihtiyacı daha ağır basmıştı.

DÖNÜŞÜM SERİSİ 1. KİTAP- GLADYATÖR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin