Bölüm 27

2.9K 422 27
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELECEKTİR... BOL KEYİFLER... BU ARADA FİNALE ÇOK YAKIN OLDUĞUMUZU BİLDİRMEK İSTERİM...

Güzel ve genç kadın hasta yatağında yatıyordu. Bedeni ateşlerle yanıyordu. Henüz bir yaşına yeni basmış olan kızı odaya kesinlikle alınmıyordu. Doktorlar ne yaparlarsa yapsınlar kadının ateşini düşürememişlerdi. Bütün ev halkı umutsuzluğun pençesindeydi. Artık hanımlarının öleceğine kesin gözüyle bakılıyordu.

Ünlü gladyatör okulunun ilk hanımı, Jaegar Jaegan'ın ilk eşi ve Fabian Jaegan'ın annesi ölüm döşeğinde yatıyordu.

Nevia Jaegan, her zaman altın gibi parlak saçları, koyu kahverengi gözleri ve en önemlisi nazik mizacıyla insanları büyüleyen bir kadın olmuştu. Yumuşacık altından bir kalbi vardı. Ne yazık ki demir gibi bir yürek isteyen bu okul için fazlasıyla yumuşak bir kalpti.

Bu duvarlar pek çok efendi ve hanımefendi görmüştü. Bu duvarlar pek çok sırra vakıf olmuştu. Ancak hiçbiri daha önce William'ın vakıf olduğu kadar büyük bir mucize olmamıştır.

Jaegar Jaegan'dan önce babasının devrini görmüştü. O zamanlar basit bir gladyatördü ve insanların dönemi son bulmak üzereydi. O da tıpkı Cassius Jaegan gibi yaratıkların bu soylu unvanı almasına karşıydı. Ancak artık başta Jaegar Jaegan vardı ve o, babasının aksine bu yaratıklardan muhteşem şeyler çıkarabileceğini düşünüyordu.

Elbette ki o bile en büyük mucizeyi karısının yarattığını bilemezdi. Gecenin karanlığında William kucağında henüz daha küçük bir bebek olan hanımını gizlice annesinin odasına götürüyordu.

Hanımının son isteğini yerine getirmek için...

Hanımının odası tamamen boşaltılmıştı. Günlerdir başında duran doktorlar ve hemşireler yoktu artık. Sadece ölümünü bekliyorlardı. William, içeri girip yatağa doğru gitti. Hala yaşıyordu ancak ölümün hemen ucunda duruyor gibi görünüyordu.

William, uyumakta olan ve her şeyden bihaber bebeği dev yatağın ucuna koydu dikkatle. Ardından hanımının başucuna gitti. Hafifçe dürttü. "Hanımım" dedi dikkatli bir şekilde. "Uyanın, hanımım."

Zorlukla gözlerini açtı genç kadın. Ancak uyanık olmak bile çok zor gibiydi. Onu gördüğü anda zayıf bir şekilde gülümsedi kadın. "Wi-lli-am" diye fısıldadı. "Get-irdin mi?"

Sözcükleri zar zor ağzından çıkıyor gibiydi. William hafifçe başını salladı ve ayakucunda duran bebeği kucağına alıp ona doğru götürdü. Bebeği sardığı battaniyeyi yavaşça açtı. Kahverengi saçları ile küçük kızı açığa çıkardı. Son derece derin bir uykudaydı.

Nevia, titreyen elini bebeğe doğru uzattı. Zar zor yanağına dokunabildi ancak sonra hemen yorgunlukla yığıldı tekrar. Son demlerini yaşıyordu artık. "William" dedi nefes nefese. "İstemediğini biliyorum. Onaylamadığını da biliyorum. Ancak buna rağmen sessiz kaldın. Sen de Fabian'ın nasıl bir mucize olduğunu biliyorsun"

Bir şey söylemek istemedi. Gerçekten de onaylamıyordu. Gerçekten de bu çocuktan haz etmiyordu. Ancak merak ediyordu. Onun nasıl bir canavar olacağını merak ediyordu. Görmek istiyordu.

Nevia'nın kahverengi gözleri yaşlanmıştı. "Umarım" dedi. "Babasının gözlerini alır" diye fısıldadı. Ardından gözlerini tekrar kapadı. "Krasus" diye mırıldandı.

Nevia Jaegar'ın son sözleri bu oldu. En son anında bile âşık olduğu tilki adamın adını anmaktan geri durmamıştı. William bir süre artık acıları dinmiş olan kadına baktı. Ardından bebeği de alıp odadan çıktı.

DÖNÜŞÜM SERİSİ 1. KİTAP- GLADYATÖR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin