Bölüm 26

3.1K 421 36
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... GECİKME İÇİN ÇOK ÖZÜR DİLERİM... YENİ BÖLÜM SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Dışarı çıktıklarında hava tamamen kararmıştı. İnsanlar yoktu artık sokakta. Nevius Austus'un katili yakalanana kadar sokağa çıkma yasağı vardı. Sadece askerler geziniyorlardı. Ara sokaklarda saklanarak gezinmek zorunda kalıyorlardı.

Üzerlerindeki pelerinler yüzlerini saklayacak şekilde örtünmüşlerdi. Fabian'ın düzelmesiyle hızları artmıştı en azından. Kurdu gücünü onunla paylaştığı sürece Fabian çevik davranabiliyordu. Bu da gayet işlerine gelen bir durumdu.

Gideon, hareket etme şekillerini belirliyordu. Ne zaman adım atacakları ya da ne zaman saklanacakları Gideon'un kararıydı. Ancak herhangi bir cümle kurmasına gerek yoktu. Tuhaf bir şekilde Fabian onunla senkron hareket edebiliyordu.

Hava oldukça sıcak ve basıktı. Böyle bir havada hızlı hareket etmekte bir hayli zordu. Ancak limana en kısa sürede ulaşmalı ve bir gemi bulmaları gerekiyordu. Gideon daha fazla oyalanmak istemiyordu. Bu gece artık bir gemi bulup bu lanet ülkeden çıkıp gitmek istiyordu.

Genç kadının kolunu tutup ilerlemeye devam etti. Limana ulaşmalarına sadece birkaç sokak kalmıştı. Limana ulaştıktan sonra bir gemi bulmak kolay olurdu. Bir yük gemisi bile işlerini görürdü. Sonuçta Azalin, Makedonya ile ticaret halindeydi.

Gideon, derin bir nefes alıp hızla ileri atıldı. Kızı da peşinde sürükleyerek koşmaya başladılar. Bu akşam yağmur yağacaktı. Havadaki basıklık bunu gösteriyordu. Basık ve son derece gergin...

Hayır, Fabian istemsizce başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Bir tek yıldız bile yoktu. Ay ise kendisini bulutların ardına gizlemiş gibiydi. Bir terslik varmış gibi hissediyordu. Limana gitmek için çok acele ediyorlardı. Tüyleri diken diken oldu. İnsan askerlerin onları yakalayamayacağını herkes biliyordu.

Limana ulaştıklarında iskele boyunca hızlı hareket etmeye çalıştılar. Bir korsan gemisi, bir ticaret gemisi hatta en kötü ihtimalle bir köle gemisi arıyorlardı. Ancak bu kolay değildi.

İskele fazla açıklıkla doluydu ve asker kaynıyordu. İki adımda bir saklanmaları gerekiyordu. Her ne kadar kurdun gücünü paylaşıyor olsa da Fabian bir insandı ve yorulmaya başlamıştı. Nefes nefese kalmıştı.

İçleri balık dolu büyük tahta kutuların arkasına saklandılar. Fabian, sırtını tahtalara yaslayıp durdu. "Bu iyi bir fikir değil" diye fısıldadı. "Burada bir gemi bulmak için önce bir kaptanla anlaşma yapmamız gerekiyor"

"Buna gerek yok" dedi Gideon sakince. Dikkatle etrafı gözlüyordu. "Kaçak binebiliriz. Daha sonra anlaşma yaparız. Aksi halde tuzağa düşme olasılığımız çok yüksek"

Evet, bu sanki daha mantıklı olurdu ama o zaman da denizde zayıf olacaklardı. Yine de Gideon bunu önemsemiyor gibi görünüyordu. Genç adam, karısının elini tuttu. "Bir köle gemisi bulacağım" dedi sakince. "O zaman ne kaptanın ne de tayfanın hiçbir şansı kalmayacak." Kadını sakinleştirmek istercesine alnından öptü ve elini yakalayıp hızla ileri atıldı.

Onun peşinden koşmaya başladı. Giderek daha da geriliyordu. Bir yanlışlık olduğunu hissedebiliyordu. Bedeni tehlikeyi hissedebiliyordu. Tuhaf bir şekilde hareketleri son derece tutuktu. Bedenini hareket ettirmekte zorlanıyor gibiydi.

Hareket etmek istemiyordu...

Ayakları olduğu gibi yere sabitlendi. Daha fazla kıpırdamak istemiyordu. Bedenini hareket ettiremiyordu. Kıpırdayamıyordu artık tamamen. Beyni bedenine hükmetmiyordu.

DÖNÜŞÜM SERİSİ 1. KİTAP- GLADYATÖR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin