Bölüm 25

3.4K 408 50
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Gideon, buna inanamıyordu ama Nevius Austus'un ölümünden sonra her şey daha da zor bir hal almıştı. Öyle ki neredeyse adamı öldürdüğüne pişman olacak haldeydi.

Bütün ülke bunu onun ve Fabian'ın yaptığını biliyordu. Herkes katil gelini ve tabi ki yavru köpeğini arıyordu. Muhtemelen arenadan kaçtıkları zaman herkes Fabian'ın kaçırıldığını düşünmüştü. Ancak ne yazık ki geçen gece kaçmayı başaran askerler olduğu açıktı ki kilisede de Fabian oldukça iyi bir gösteri sunmuştu.

Sonuç olarak gizlenerek ilerlemeli ve gece karanlığını kullanmaları gerekiyordu sürekli. Asıl sorun onları Makedonya'ya götürecek bir gemi bulmaktı. Korsanlara da sıradan halka da güven olmazdı. Her ikisinin de kellesindeki fiyatlar o kadar yüksekti ki en asi korsan bile o para için anında askerlerle anlaşma yapabilirdi.

Artık ormandan ilerlemeyecek kadar şehrin içine girmişlerdi. Daha fazla kaçınamazlardı. Gideon, derin bir nefes aldı. Gündüzleri buldukları kuytu yerlerde ve yer altında dolaşıyorlardı daha çok.

Fabian, ormandaki savaştan sonra kendisine gelmişti. Eskisinden çok daha iyi görünüyordu. Dinlendikten sonra kendisini bir süre meditasyona veriyordu. Belli ki Gideon'un kurduyla artık iletişim kurduğu her zaman kendisini daha da geliştiriyordu.

Genç kadın, güneş görebileceği bir yer buluyordu ve yüzünü oraya doğru dönüyordu. Gözlerini kapatıp uzun bir süre öyle duruyordu. Söylediğine göre kurt, Fabian'a kendisini kabul etmesini söylemişti.

Kendi içindeki yaratıkla onun kurduğu gibi bir iletişim kuramıyor olması kesinlikle başka bir saçmalıktı. Ancak Fabian'ın özelliği olduğu çok açık ve netti. Özellikle kurdun güçleri ödünç aldığında.

Bir şekilde hayvanlarla iletişim kurabiliyordu. En başından insan haliyle canavarların içlerindeki yaratıkları görebiliyordu. Gideon ile birleşmek onu uyandırmış olmalıydı. Her nasıl oluyorsa da kesinlikle çok işe yarayan bir yetenek olduğu su götürmez bir gerçekti.

Türünün ne olduğunu bilmiyordu. Ancak gerçek anlamda bir insan olmadığı kesindi. Fabian, bunu tanrıların vergisi olduğunu söylemişti ama Gideon'a kalırsa bu biraz da baba vergisi bir şeydi ve o babanın Jaegan Jaegar olduğunu düşünmüyordu.

Bu düşüncesi eğer doğruysa Jaegan'a acıyabilirdi. Lavinia'yı da düşününce seçtiği kadınların yaratıklara düşkünlüğü olduğu anlaşılıyordu. Hoş Fabian'ın da kendisine olan düşkünlüğünü de annesinden gelen bir huy olduğunu düşünebilirdi.

"Seni seviyorum"

Elinde olmadan kendinden hoşnut bir şekilde gülümsedi. Bu iki kelimenin üstünde bu kadar güçlü bir etkisi olduğunu hiç düşünmemişti. Eski karısıyla yaşadıklarının üzerinden o kadar zaman geçmişti ve üstüne o kadar olay olmuştu ki güzel günlerini hatırlayamıyordu bile artık.

Oğlunun sesini, yüzünü...

Daha küçücük bir çocuktu. Hayatında sadece oğlunun kendisiyle aynı kaderi paylaşmadığı için mutlu olabilirdi. Sadece beş yıl bu dünyada yaşamıştı ama en azından babasının bu hallerini hiç görmemişti. Onun insanların eline düşmemesinden ya da o sürüde kalmamasından memnundu. Yine de keşke yaşama şansı olsaydı.

Belki bir gün tekrar baba olurdu. Ancak bütün bunlar bitmeden bir çocuk işine daha girişmeye niyeti yoktu. Her şeyden önce güvenli yaşayabilecekleri bir yer yaratacaktı.

DÖNÜŞÜM SERİSİ 1. KİTAP- GLADYATÖR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin