>BADEM-15<

92 7 3
                                    

Inna- Tu Manera

>BADEM-15<

Seher gelene kadar odadaki mini buzdolabından içecekleri ve zula yaptığım cipsi, çekirdeği çıkardım.
Odam biraz tuhaftı.

Babamla arada sohbet ettiğimizden ve annem ne zaman elimizde abur cuburları görse kızdığından dolayı babam odama mini bir buzdolabı getirmişti. Abur cuburlarımı da kendisi alır, saklardı annemden.

Annem temizlik için geldiğinde odada eğer abur cuburları görürse alır diye saklıyordu. Sakladığı yerde benim küçükken oynadığım oyuncaklarla dolu sepetimdi.

O sepette bir de sofra bezi, plastik çatal, plastik kaşık, plastik bıçak, birkaç tane de küçük çerez kasesi vardı.

Annemin boyu giysi dolabımın üzerine yetmediğinden uzanıp da alamıyordu. Her zaman boy genlerimi babamdan aldığım için şükrederdim.

Odamın kapısına aniden vurulduğunda yerimden kalkıp kapıyı açtım. Seher kafasını tutmuş, yere düşmüştü. Haline kıkırdayıp, elimi uzattım. Uzattığım elime neşeyle bakıp tuttu.

Ardından beni yere çekince yanına uzanır halde bulmuştum kendimi.

“Ya!” diyerek çığlık attığımda kahkahalarla gülmeye başladı.

Kenardan bize bakan Balınla göz göze geldiğimde “Buraya gel” diyerek seslendim. Bana göz ucuyla bakarak, kafasını eğdi. Ardından yanımıza geldi.

Ellerini tutup, “Özür dilerim senden. Ne olduğunu anlatmamı istersen anlatırım Balın. Zaten şimdi Seher ablan da öğrenecek” dediğimde kafasını kaldırıp yanaklarımı öptü.

“Abla çok mu hastasın?” dediğinde merdivenden aşağı tarafa baktım birileri var mı diye.

“Bunu odada konuşalım. Hadi gelin,” diyerek ikisini de içeri sokup, kapıyı kilitledim.

Odamın bir ucundaki çorap çekmecemi açıp, içindeki kağıtları, reçeteleri topladım. Hepsini kurduğum atıştırmalıkların yanına koydum.

“Yaklaşık bir yıldır bu durumdayım. Kulaklarımdaki çınlamalarla başladı ilk. Gittim annemin çalıştığı hastaneye. Oradaki doktor söyledi hastalığımı. Bir vakit sonra çınlamalar yerini, sessizliğe ya da yüksek sesli çınlamalara bıraktı. Arada duyamayacak kadar kötü de olabiliyorum. Bir ay, üç hafta sonra ameliyat olacağım. Ne annemlere ne de size söyleme taraftarı değildim. Ama bari öğrenmek istiyorsunuz bunu Tan’dan ya da bir başkasından değil de benden öğrenin istedim. Tan da bunu yaklaşık iki haftadır biliyor, kendisi öğrendi ve şöyle ki ona gizli numara olduğumun da farkında. Onu da biliyor yani” diyerek yere oturup çekirdek çitlemeye başladığımda Balın dolu gözleriyle yanıma gelip sarıldı.

“Abla özür dilerim,”

“Ne için Balım?”

“Senin hasta olduğunu anlamadığım için, abla ölme tamam mı?” dediğinde boğazımda çekirdek kabuğu kaldığından ötürü öksürmeye başladım.

Seher hemen su katıp bana uzattığında içiverdim. Sanırım kabuğu yuttum. Boğazım ağrıyor.

“Sana söz ablam. Ölmeyeceğim” diyerek yanağını öptüm sulu sulu.

Kucağımda güzelce mayışıp, boğazıma sarıldığında Seherle konuşmaya başlamıştım.

“Bir daha öyle manyaklık yapıp da kalbimi kırarsan döverim seni” dediğimde “Salak mısın kız? Kendimi kırarım seni kırmam” diyerek yanağımı öptü.

“Bu arada ameliyat gününde annenlere ne söyleyeceksin?” dediğinde omzumda uyumasına az kalmış Balın’ı yatağa kaldırmak için ayaklandım.

Seher yorganı kenara çekince yatağın içine koydum Balın’ı. Yorganı üzerine örtüp, yanağından öptüm.

Yerime oturduğumda Seher bana merakla bakıyordu. “Dedemin yanına gideceğimi söyleyip, hastaneye girişim yapılacak. Onlar beni yurtdışında sanarken ben orda ölümle savaşacağım”

Gözlerim Balın’a gittikten sonra Seher’e döndü. “Şöyle ki masada kalma oranım feci yüksek, bir nevi tehlikeye gireceğim. Ama bir de şu var ki eğer bu ameliyatı olmazsam sonsuza kadar duyma yetimi kaybedeceğim.”

“Badem bu çok tehlikeli ama?”

“Tehlikeli şeyleri sevdiğimi unuttun mu kız?”

“Ama Badem”

“Bu sizleri duymam için bana sunulan güzel bir umut. O yüzden daha fazla bu konuyu tartışmayalım tamam mı? Kimsenin de haberi olmasın.”

“Peki Tan nasıl öğrenmiş?”

Gözlerimi devirerek anlatmaya başladım. “Sanırım beni takip etti. Tam bilmiyorum. Bugün karşılaştık ben sadece hasta olduğumu bildiğini söyledim. O da gizli numara iken konuştuğumuz bir mesajı söyledi. Sonra ben beni kandırdığından dolayı bir süre konuşmama kararı aldım onunla. Resmen kandırmış beni ya!”

“Anladım. Tan bu işte, dedektifçilik oynamayı ve gizemli ayaklarına yatmayı sever salak çocuk.”

Biz konuşmaya devam ederken aniden bastıran uykumuz ile yerdeki sofra bezini ve diğer her şeyi kaldırdım. Yere yer yatağı yaptığımızda yastığa kafamızı koymuştuk.

Işığı kapatmak için zorla onu gönderdiğimde üfleyerek kapatmak için ayağa kalktı. Yatağımın yanındaki gece lambasını yaktım. Balın korkabilirdi çünkü. Seher annesine mesaj attı burada kalacağına dair. Zaten koşarak geldiğinden ötürü üzerinde pijamaları vardı. Eve gidip de değiştirmesine falan gerek yoktu yani.

Gözlerimizi kapattığımızda güzelce uykuya daldık.

-
Karar verdim bundan sonra ya iki günde bir ya da her gün bölüm atacağım. Karar verdim dedim ama kararım kesin değil. Dosldlf

Siz karar verin iki günde bir mi? Her gün mü? Elimde çok bölüm var. Ondan rahatım ben. Beni düşünmeyin haa. Kdkdlclf

BADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin