AZRA

61 3 4
                                    

Kaç saattir uyuyorum bilmiyorum. Ama hala  uykum var. Gözüm duvardaki saate takıldı saat 14.34 idi. Bu nasıl bir yorgunluktu. Bir haftadır hiç evden çıkmamış olmama rağmen her yerim ağrıyordu. Canım acıyordu daha doğrusu kalbim. Yeter artık dedim. Yeter!!!!!! Çık aklımdan Yalın Hayatımdan çıkıp gittiğin gibi git. Yapamayacağımı bile bile unutmak istiyordum. Hem de sonsuza dek.

Telefonumun sesiyle irkildim birden. Baktım  bir an "Yalın olsun ne olur..." diye yalvardım kendi kendime ama tabi ki de o değildi. Telefonu açtım. "Efendim Ebrar?" Sesim sandığımdan öfkeli çıkmıştı. " Aa deliye bak ne bağırıyon lan halini hatrını sormak da suç oldu artık." Bi rahat bırakmadınız kardeşim ya." Şey Ebrar biliyorsun son zamanlarda moralim-
Cümlemi bile tamamlamama izin varmedi.
"Biliyorum işte o yüzden yarın yemeğe gidiyoruz hayır falan demek yok. Hem bu böyle olmaz canım sen bi kendine gel. Sen koskoca Azra YURT'sun hiç yakışıyor mu bu hareketler sana bak hiç ağzını yorma ben rezervasyonu yaptırdım yarın gidiyoruz. Biraz gözün gönlün açılsın canım ne bu böyle_
Sözünü kesmesem yarım saat nasihat verecekti kesin. " Tamam Ebrar tamam. Amma konuştun ya kafamı ütüledin. İki gram akıl kalmıştı sayende onu da seni dinlemeye harcadım." Ebrar gülen bir sesle kahkahalarla boğuşurken iki dakika sonra anca cevap verebildi. "Tamam ben seni yarın  saat 13.00'te alacağım hadi canım görüşürüz bak yarın kendine bakım falan yap kuaföre git biliyorum ben seni. Sen şimdi zombi gibi olmuşsundur. Hadi öptüm ben bays.

Telefonu yüzüme kapattı. Alışık olmasam kızardım bu yaptığına ama alışıktım işte aynı Yalınsızlığa alıştığım gibi. Hoş ona daha alışamamıştım ama en azından çalışıyordum .

Uyandığımda saat 11.10'du. Hemen yataktan kalkıp duşa girdim. İyice bir temizlendim. Sonra kahvaltı bile yapmadan kuaföre gittim. Saçlarımı kestirdim. Ama çok az hemen ucundan böyle .Rengi de atmıştı biraz daha kızılımsı bir hava kattım. Sarışındım ama kızıl  yâni hafif kzıl saç bana yakışıyordu. Yalın en çok benim saçlarımı beğendiğini söylerdi. Acaba hala aynı fikirde miydi?

Tekrar eve döndüğümde saat 12.30'du. Ve ben giyinmemiştim. Dolabımı açtım içinden bedenimi saran kırmızı bir elbise çıkarttım. Biraz kısaydı ama bana çok yakışıyordu. Yalın olsa kızardı." Benim sevgilim böyle giyinemez çünkü o bana  özel ." derdi. Ama yoktu. Belki de hiç olmayacaktı.

Araba kornasının sesini duyunca hemen ayakkabılarımı ayağıma geçirip dışarı fırladım. Ebrar gelmişti. "Ee nasılsın Azracığım ?" Yüzüne bakıp gülümsedim."Daha iyiyim." Ebrar yanağımdan öptük ten sonra "Aman benim ki de soru zaten. Ben varken kötü olman mümkün mü zaten ?" Bu sefer İkimizde kocaman bir kahkaha patlattık."Hadi neyse gidelim artık Mete bizi bekler." Birden yüzümü gerdim. "Yalnız olacağımızı sanıyordum?"
Ebrar yoldan gözünü ayırmadan bana cevap verdi. "Mete... İşte biliyorsun ondan hoşlanıyorum. O da gelmek isteyince kıramadım.." Sesi hüzünlü çıkınca ona kıyamadım. Sonuçta beş yıldır ona deli gibi aşıktı. Mete hariç herkes bunun farkındaydı. Mete saftı. Ebrarın hala onda ne bulduğunu anlamamıştım. Neyse konumuz bu değildi zaten.

Araba durunca geldiğimizi anlamıştım. İndik. "Ebrar dışarı oturalım." Ebrar bana döndü. "Azra ya rezervasyonu içerdeki masaya yaptırdım. " Tamam. " demekle yetindim sadece.

Masaya doğru yaklaştığımızda masada iki kişi oturuyordu. "Sadece Mete gelecekti. Sen bana sürekli yalan mı söy_
Sözümü tamamlayadım. Boğazıma takıldı kelimeler. Konuşamadım.

Tek hissettiğim gözümden akan yaşların verdiği ıslaklıktı.

Hayal mi görüyordum yoksa.
" Azra... Sen..." Sesini duymamla hayal olmadığını anladım.





İşte bu kadar.❤

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum.

Bol bol yorum ve beğeni bırakın💜
Sizi seviyorum❤🌼

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin