Ne yaptım ben böyle? Niye yaptım? Ben böyle biri miydim? Hayır tabi ki de değil ama ben şuan kendimde olmadığımdan çöl emindim . Aşk insana herşeyi yaptırır derlerdi de inanmazdım. Yaptırırmış demek ki. Gördüğümüz gibi yaptırdı da belki de acı çektirmeye devam edecek. Gözümü sadece öfke bürümüştü. Gururum o kadar incikti ki o an onun da gururu incinsin istedim. Ben ne çektiysem o da çeksin yaram nasıl hergün biraz daha derinleşiyorsa nasıl derinleştikçe daha da çok acıyorsa onun da acısın istedim.
"Sen benim ilk ateşimsin" demişti. O an anlamamıştım. "O da ne demek Azra ?" diye yadırgamıştım bende. "Benim gönlüm ilk defa yandı. İlk defa içimde bir ateş o soğuk buzu eritti. Ne bileyim aşka inanmazdım işte ben toprağın içindeki bir tohumdum senden önce_ sözünü kestim yağmurlu havanın altında iyice sarıldım ona. " Benimle birlikte yeşerdin. Ben de seninle beraber büyüyeceğim işte beraber başladık. Beraber devam edeceğiz." Azra elini toprağa götürdü. " O zaman şuraya yazıyorum. Yalın ve Azra hiç ayrılmayacak diye. Şu kara toprak bile anlasın bizim aşkımızın sonsuz olduğunu...".......................
Mete eline kahve ile bana doğru yaklaşıyordu. Yüzünden bana olumsuz şeyler söyleyeceği çok belli oluyordu."Abi vur dedik öldürdün sende ya. O ne öyle yeminle kıza acıdım o an. " Çok canım acıyor demek geldi o an içimden Azra yok ya hani yanımda aldığım şu nefes bile bana haram dermişçesine. "Bilmiyorum... Belki de böyle olması gerekiyordu. Benim canım çok yandı Mete. Onun da aynı öyle yansın... Kötü mü yaptım? Bilmiyorum ama... Abi canım çok acıyor işte ya." Daha fazla konuşamadım. Dilim zaten kalbime doğru çekiliyordu. Ruhum ise Azra'nın hatıralarına ve bana yaşattıklarına doğru... "Biz seninle hep sonsuz olacağız." Demiştik birbirimize oysaki. Şimdi ilk kim bozdu bu aşk yeminimizi? Çok büyük hayallerimizde yoktu. Sen ve ben o kadar. Birlikte olalım istedim. Birlikte yaşlanıp birlikte ölelim istemiştim. Bunlar benim için büyük hayallerdi. Demek ki Azra için çok küçük şeylermiş..
................................
Mete'nin yarın toplantısı olduğu için saatin geç olmasına rağmen ayaktaydık. İkimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Ben öyle mal mal televizyona bakıyordum. Hiç birşey anlamadığım halde. Çünkü aklım başka yerde daha doğrusu başka birindeydi. Unutmak mı? Asla. Onu unutabileceğimi hiç zannetmiyorum. Balkona doğru çıktım. Cebimden bir dal çıkarıp yaktım. Her nefeste biraz daha yanıyordu içim. İçimden çıkan her duman yavaşça gecenin amansız kollarına bırakıyordu kendini.
Sonra gökyüzüne bakıp dedim ki "Ben sonsuz olalım istemiştim oysaki. Unutma Azra birgün pişman bakacaksın senin hayatını mahvedecek olan bu adama."Git şimdi. Kalbimden... Ruhumdan... Benliğimiden..... Çok geç olmadan git ve bir daha arkana bakma! Git şimdi güneş geceyi aydınlatmadan, yıldızlar kaybolmadan gözümdeki yaşlar kurumadan git. Git sevgilim intiharıma şahit olmadan çek git bu şehirden...!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarmaşık
RomanceAşkta sarmaşık gibi birbirine dolanmak değil mi? O zaman başlayalım.... ................ "Bunca çektiğim acıdan sonra yine mi?" Ağzımdan kelimeleri o kadar zor çıkarıyordum ki... " Yalın sen aşkı onun kitabını yazmış...