YALIN

35 3 5
                                    

Sabah uyandığımda saat 12.00 idi ve biz Meteyle saat 13.00'da buluşacaktık. Her yerim ağrıyordu. Zaten ben de gitmek istemiyordum. Televizyonu açıp direkt müzik kanallarına yöneldim.

Mutfağa gidip bir şeyler hazırladım. Zaten bayağı bi acıkmıştım. Bi hışımla hepsini yedim. Mete'yi bekliyordum artık işte. Onun gelmesini bekliyordum.

Bir şeyi hala çok merak ediyorum. Var mı ki? Onun bir sevgilisi var mı? Tüm yaşanılanları unutttu mu ? Ondan geriye ne kalmıştı ki zaten. Bir tane boğazlık ve bir kaç tane anı. Ya da bir sürü anı. Aşk bu muydu? Bırakıp gitmek mi?. Yine aklıma o söz geldi. "Oysaki sen farklıydın. Sen gitmeyecektin. Gittin de ne oldu sanıyorsun? Sen orada ağladıkça gözyaşların benim kalbime düşer. Şimdi söyle aşk bu muydu sevgili. Oysaki ben aşkı senin o mavi gözlerine benzeyen deniz gibi sonsuz sanıyordum. Yanılttın yine beni. Yine sana, senin o mavi gözlerine kandım"

Mete'nin korna sesini duyunca aşağı indim. Yeni arabasıyla gelmişti. "Mete yarım saattir seni bekliyorum bir an hiç gelmeyeceğini zannettim." Mete gülümser gibi yapıp bir kaşını kaldırarak alaycı bir şekilde konuşmaya başladı. "Hayır saat daha 13.05 ben sana zaten 13.00' de geleceğim dedim." Sonra güldü." Hayır ne bu acele anlamadım" Mete'nin omzuna bir yumruk attım. "Dalga geçme lan saatim bozulmuş demekki_ cümlemi tamamlayamadan atıldı. "Tek bozulan saat olsa keşke..."En iyisi aldırmamaktı. Yol boyunca Mete'nin saçma salak şarkılarını dinledik. Tabi ben bir süre sonra kulağıma pamuk tıkadım.

Sonunda gele bildiğimiz de içeri oturduk. Ama dörtlü masaya oturmuştuk. Neden hâlâ oraya oturduğumuzu anlamamıştım. Sorma gereği de duymadım. Gelmemize on dakika olmasına rağmen biz hala siparişleri vermemiştik. " Mete artık sipariş versek mi hani? Mal mal oturmaya gelmediğimize göre birşeyler yiyeceğiz herhalde." Mete telefonunu alıp birşeyler yapmaya başladı. "Acele etme kanka ya kırk yılın başı seninle yemeğe gelmişiz zaten..."
"Hayır sipariş verelim bari." Mete bana baktıktan sonra "O iş bende sen bi sal kendini . " dedi.
Bende aynı ses tonunla cevap verdim.
"Sen rahat ol ben saldım zaten." İçimden bir yıldır dedim. Çünkü bir yıldır yaşadığımın farkında bile değildim.

Mete telefondan bir anda başını kaldırdı. Önce bana sonra benim  arkama doğru baktı. Sonra bana doğru yaklaştı. "Üzgünüm dostum. Sadece senin için..."
Telaşla  arkama baktım. O .... O evet o Azra...
Ağzımdan birkaç kelime istemsizce çıkıverdi.
"Azra...sen.."



"Belki de aşk bile bile kendini atmaktır. Aşk herşeyin kötü olacağını bilmene rağmen belki, belki bir umut diye yola çıkmaktır. Ama benim yok. Benim bir umudum dahi yok. Şu hayatta tek gerçeğim var benim sevigili. HER AŞK BİRGÜN BİTER. Tıpkı seninki gibi..."



Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum.❤
Yorum ve beğeni🌼

SEVİLİYORSUNUZ💜

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin