"İnsanlara acı acı gülümsediğimi fark ettim, başkomiserim!"

304 28 81
                                    

Rüzgâr acı acı uğulduyor, dışarıda. Kulaklarımızda aynı ses buğulanıyor. Fakat hepimiz ayrı kulaklıklardan dinliyoruz. Hislerimiz farklı, düşüncelerimiz,  geçmişimiz. Hepimizin dindirdiği bir çıtkırıldım noktası. Hepimizin kulağında acı bir fısıltı, acı bir haykırış. Farkı kişiliklere pozlanmış  birer kişilik. İntikama meyilli birer çehre. Yüreği közlere bürünmüş koskocaman kötülükler. Gözlerde kin ve nefret. İçleri katrana bulanmış, karartılar. Hepsi birer imtihan, hepsi göz boyaması. Kim dinliyor ki bunu? Bir anlık öfkeye kapılıp, gözleri  her şeyi kör ediyor,  kişiliği oturmamış bir takım mecmualar. İşte o zaman başlıyor, dur durak bilinmeyen salıncaklar. Salıncağın en  tepesine sallanmayı istedikçe tehlikeye bir adım kucak açılıyor. Kimin umurunda? Çocuk zevk  aldıkça en yükseğe uçmayı istiyor. Kolu kırık bir çocuk uğulduyor,  fısıltıyla. Boş sokakta yankılanıyor, sesi. İşte o zaman duruyor o salıncak. "Dön bir bak ardına, öyle yaşa!" Diyor bilinç altındaki ses. Acı tenine ilmek ilmek kazınıyor. Kan damlaları sakin bir sükûtla süzülüyor dünyaya. "Etraf kötülük dolu." Diyor çocuk, son nefesini veren kuşun soğuk kanlı sesiyle. Zaman duruyor o an. "Sus!" Diyor bilinç altı.

"Dur ve dön bak acı bir gülümseme dahi haketmeyecek insanlığa."

Başını iki elinin arasından çekip çatık kaşlarıyla bize bakıyor, Zümra. Yüzünde korku yok, endişe hiç yok. Gözleri yorgun bakıyor fazlaca ağlamaktan diyerek geçiştiriyorum fütursuz düşüncelerimi. Aral durgun gözüküyor. Gözlerini Zümra'ya dikmiş bir şeyler söyleyecek, ruhunun karabasanları buna müsaade etmiyor. Daha fazla dayanamıyor Aral, kemikli elleriyle gözlerini bir müddet ovalayıp ağzını aralıyor.

"Bir şeyler var." Diyor hakikati öğrenmeye çalışır sesi.

Bir müddet sessiz kalıyor Zümra, tekrar. Ellerini birbiririne geçirmiş,  çaresizce bekliyor. İçindeki  belirsiz düşüncelerini anlamaya çalıştıkça, birbirine dolanıyor sanki. Nereden başlayacağına  karar veremiyor. Bunu anlamakta fazla gecikmiyorum.

"H..haklısınız." Diyor yüzünü kaldırıp bize bakarken.

"Buraya geldiğimde, soruşturmaya başladığımda en baştan anlatmam gerekirdi."  Kirpiklerini kıpırdatmadan yüzümüze bakıyor.

"Ama anlatmadın."Diyor Aral sorar gibi.

Yüzünü kaldırıp bize bakıyor Zümra.
"Arkadaşımdı, "diyor, yüzüne bir hüzün gelip otururkan.

"Anladık onu,  arkadaşındı madem neden gelip söylemedin? "

Aral'ın kontrol etmekte zorlandığı sesini duyuyorum, aslında kızgın değil, olacaklara soğukkanlı bir şekilde cevabını bekliyor. 

"Anlatamadım," diyor ellerini tekrar şakaklarına götürürken. Bir hışımla ellerini indirip derin bir nefes alıyor.

"Çünkü eskiden arkadaştık. Soruşturmaya ilk katıldığımda olay mahaline gitmiştik orada öğrendim onun olduğunu. O an ağzımı açıp tek kelime edememiştim." Sertçe yutkunuyor Zümra. Kendini bu durumdan sorumlu hisseder gibi bir hali var. Boğazını temizleyip konuşacak oluyor.

"O kadar basitmiş gibi anlatıyorsun, neredeyse bir soruşturma yürüttüğümüzü unutturacaksın."Diye kesiyor Zümra'nın sesini Aral kinayeli sesiyle.

Aslında haklı Aral, o kadar karışık bir soruşturmanın içindeyiz ki en ufacık bir bilgi bile işimize yarayacak.
İşin içinde bilinen şeylerin saklanması girince soruşturma aksayacak. Zümra da bunun bilincinde   'arkadaşımdı' diyor. Tanıdığı sonuçta. Katili bulmayı, olayı aydınlatmayı bizden daha çok ister. Bu yüzden yüklenmek istemiyorum Zümra'ya.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

REYNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin