-4-

251 27 2
                                    

Chris, korku ve hüzünle karışık bakışlarıyla telefonunu izledi. Onu kurtarmaya bile çalışmamıştı. Sky, üzerine yattığı kayadan, kendini kaydırdı. Oldukça pahalı gözüken botlarını denize soktu ve elleriyle telefonu aradı. Chris ise tepki vermiyordu. Sadece gözlerini 5-6 saniyede bir kırpıyordu. Chris, denizin gündüz olduğu kadar mavi ve masum olmadığını düşünüyordu. Geceleri korkutucu görünüyordu.

Sky, zafer kazanmış gibi telefonu havaya kaldırdı. Telefon su yüzünden zarar görmüş olmalıydı. Telefonu Chris'e uzattı. Chris bu sırada düşünüyordu. Ya Sky'da tehlikeli biriyse? Onun tehlikeli biri olduğunu biliyordu ama kendisine zarar vereceğini düşunmemişti hiç. Chris, yeterince zarar görmüştü.

"Hey, telefonu alacak mısın?"

Chris, başını usulca salladı ve ıslak telefonu aldı. Telefonun tuşuna bastı ama siyah ekrandan başka birşey görmedi.

"Merak etme. Bu telefon son model olmalı. Saç kurutma makinesi ile kurutsan yeterli olabilir. Eğer yine açılmazsa yeni bir batarya alırsın." dedi Sky.

Chris, bataryayı çıkartıp, telefonu ön, bataryayı arka cebine koydu. Sessizliğini de hiç bozmadı.

"Keçeli kalemin yanında mı?"

Elbette yanındaydı. Chris sağ cebinden keçeli kalemi çıkardı.

"Güzel." dedi Sky. "Numaramı yaz öyleyse."

Chris tüm gece uyumadı. Telefonu çalışıyordu. Yeni bir batarya almasına gerek yoktu. Ama eskisi kadar hevesle kurcalamıyordu. Yatağında dönüp durdu. Düşünecek çok şey vardı. Düşünmek istemedi Chris, tekrar. Konuşmak istedi. Birilerine birşeyler anlatmak istedi. Saate baktı. 03:42... Chris üzerindeki ince yorganı bir kenara attı. Eliyle ritim tutarak sessiz odada masasına oturdu. Masa lambasını yaktı. Boş bir kağıt çıkardı. Chris iki eliyle de yazabilirdi. Şimdi ise sol elini tercih etti.

20 EYLÜL

Merhaba Evan.

Seni gerçekten özledim. Bir yerlerde saklandığını biliyorum. Saklanmana gerek yok. Kimse sana zarar vermeyecek. Herneyse. Söylemek istediğim bazı şeyler var. Hayatım boyunca -seninle geçen kısımda- bu kadar uzun bir konuşma yapmadım. Devam da edeceğim. Şimdilik, vücudumda birkaç çürük, ve mor bir göz ile iyi durumdayım. Evet, ilk günden oldu. Ama ilk günden bir arkadaş edindim. Sanırım arkadaşız... Onun saçları mavi, Evan. Maviyi ne kadar sevdiğini hatırlıyorum. Seni hiç anlayamamıştım.

Chris, kalemi parmaklarının arasında çevirdi.

Karanlıkta oturduğum zamanlar benim bir deli olduğumu söylerdin. Bense aptal olduğunu düşünürdüm. Şimdi ise ikimizinde haklı olabileceğini düşünüyorum. Karanlıkta oturmak normal değil, değil mi Evan? Bu yanlış birşey. Karanlıkta oturulmamalı.

WAITING FOR DEATH Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin