Bölüm 17

433 15 0
                                    

Enesle birbirimize bakıp gülerken çalan telefona küfür ettim.  

"Efendim irem?"

"Korzay ve Başak çıkıyorlar. Beste onlar çıkıyor!..."

"Irem. Pekala ağlamadan konuş."

"Onlar... el ele... önümdeler. Çıkıyorlar işte!"

"Tamam tamam şimdi nerede olduğunu söyle geliyorum."

Binlerce özür karşısında Enesten ayrıldım. Belki şuan ona hiçbir yanıt vermediğim için benden nefret ediyor olabilir. Ama iremin bağırarak ağlaması nadir görülen bir şeydir....

Ilk gelen taksinin önüne atlayarak arabayı durdurdum.

Taksinin camında iremin ağlayan bedenini gördüğûmde. Adama durmasını söyledim. Araba durduğunda ücretini ödemeden iremin yanına oturup sırtını sıvazlamaya başladım. Irem saçlarını önünden çekerek bana kızaran gözlerini gösterdi.

"Bisiklete binelim mi?"

"Irem beni bu yüzden çağırmadın değil mi?

Sözlerimden sonra ayağa fırlayıp arkama doğru gitmeye başladı. Gitti yerde bisikletlerin olduğuna emindim çünkü "bana yetişemezsin!" Diyerek koşuyordu.

30 saniye kadar karşı kaldırımda park etmiş taksicinin el hareketlerini anlamaya çalıştım. Ücreti hatırladığımda son paramı yaşlı adama uzattım.

Geri dönerken iremi takip etmek için bana ayırdığı mor bisiklete bindim. 

Iremle mesafeyi kapatmak için hız yaptığımda, iremin ani dönüşü sayesinde  önümdeki tuğlayı fark ettiğimde çoktan yumuşak kumlara fırlamıştım.

"Irem!" Lanet kumlardan kurtulmaya çalışırken  bacaklarımdan, biri beni tuttu. Irem olduğu belliydi çünkü kahkaha atmaktan beni çekememişti.

Irem bacaklarımı bırakıp önüme geçti. Karnını tutup gülmeye devam ediyordu. Saf mutluluğumun ardından böyle bir şey hiç hoşnut değil. 

Arkamdan gelen  motor sesi git gide yaklaşıyordu. Altımdan çekilen kumlar karnımı gıdıklıyordu, aynı anda iremin karınca kadar olması eş zamanlıydı. Benim olanları anlamam da pek uzun sürmemişti. Kepçenin biri kumlar kamyona atacak. Benim ićinde olduğum kumları!

Ses tellerimin her teli hareket edene dek bağırıyorum. Irem hâlâ bana bakıp sırıtıyor, hain.

Aşağı bakmayı kesip ellerimle gözlerimi kapattım. Bu mutlu günümde bir kamyonun arkasına düşmekte varmış.

"Beste?(!)"

Can bu can!

"Can!"

Alçalmaya başladığımda tam tepemde Can vardı arkasında bisikletleri toplamaya çalışan Irem. Can beni kaldırdığında saçlarımı açıp silkmeye başladım.

"Can, senin burada ne işin var?"

"Babam inşaatın başında durmamı söyledi." Kumları gösterip konuşmaya devam etti "Asıl senin burada ne işin var?"

"Aptal tuğla sayesinde şuan mağdurum!" 

"Tamam sakin ol. Yorgun görünüyorsunuz. Bize gidelim mi? Yanlış anlamazsanız?"

Nazik teklif karşısında irem benden önce davrandı

"Olur. Gelebiliriz."

Çömez -Devamı yok-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin