1. Bölüm: "BAŞLANGIÇ"

377 67 9
                                    

Tarih ve saat bırakabilirsiniz 🍁

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tarih ve saat bırakabilirsiniz 🍁

İyi okumalar 🎈

Penceremden içeri vuran rüzgârla birlikte masamın üstünde duran evrakların bazıları yere döküldü. Ben ise onları yerden kaldırmak yerine karşımda duran müvekkilimin suratını seyretmeye devam ediyordum. Muhtemelen neden onları yerden kaldırmak yerine ona dik dik baktığımı sorguluyor olmalıydı.

Üzerinde takım elbisesi ve dik duran omuzlarıyla tamamen bir salon beyefendisi gibi duruyordu ama keşke her şey dışarıdan göründüğü gibi olsaydı.

"Üç gün önce eşiniz karakola sizi şikayet etmeye gitmiş." Dudaklarımdan çıkan sözler karşımdaki adamın kaşlarının çatılmasına yol açarken konuşmaya devam ettim. "Şiddet gördüğünü söylemiş," derken dudaklarımı alaycıl bir şekilde kıvırdım. Benim ciddi halimden sıyrılmamla çatık kaşları eski halini geri almıştı. Herhalde inanmadığımı düşünmüştü.

"Karım biraz fazla kıskançtır ve bir de çoğu günümü şirkette geçirdiğim için dikkat çekmeye çalışıyor," dediğinde gülümsememi silip devam etmesini sakince bekledim. "O gün de biraz tartıştık ama şu an her şey yolunda aramızdaki sorunları çözdük," deyip hafifçe sandalyedeki duruşunu düzeltti.

Dediklerine bir tepkide bulunmak yerine bilgisayarımın açık ekranında gözlerimi dolaştırdım. Aklınca yalanlarına kanacağımı ümit ediyor olmalıydı ama Can beye çok fazla hassasiyet gösterdiğimi düşünüyordum. Hem olanlardan sonra hâlâ davasına bakabileceğimi düşünmesi onun aptallığıydı.

Ben de önümde duran dava dosyasını hafifçe ona doğru itip gülümsedim. "Can bey bu saatten sonra avukatlığınızı başka birinin yapması gerekiyor, eğer haftaya olan davanıza ben girersem orada sizin tutuklanmanız için elimden ne gerekiyorsa yaparım ve bu sizin açınızdan iyi olmayacağı için ofisimden gitmenizi rica ediyorum."

Adam kurduğum cümleye hafifçe gülüp ayağa kalktı ve yavaşça masanın üstüne iki elini koyup bana doğru eğildi. "Sonuçta bu ülkedeki en iyi avukat siz değilsiniz, ben bir şekilde işinde iyi avukat bulur ve paçamı kurtarırım ama siz bu akılla ne kadar başarılı bir avukat olursunuz bilemiyorum," derken eline dosyayı aldı ve dudaklarını tekrar araladı. "Hedefiniz başarılı bir avukat olmak değil mi Anka hanım?"

Beni aşağıladığını düşünmemi sağlayan sorusuna sinirimi gram belli etmeden cevabımı vermek için dudaklarımı yavaşça araladım. "Bence siz benim başarılı bir avukat olup olamayacağımı sorgulamak yerine bir kadına ve özellikle sizinle yaşayan bir kadına nasıl davranmanız gerektiğini öğrenmeniz gerekiyor."

Kurduğum cümle bile karşımda duran adama etki etmezken gülümsemeye devam edip yavaş adımlarla kapıyı açıp dışarıya çıktı. Bilerek çıktığı kapıyı açık bıraktığı yetmezmiş gibi bir de pişkin pişkin el sallamıştı. Suratımda herhangi bir duygu kırıntısı barındırmadan geri koltuğuma oturmuştum ve derin bir nefes alıp üzerimde dolaşan sinirin geçmesini beklemiştim.

EFTALYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin