Hermione'nin sorularla dolu bakışlarıyla beraber,büyük salonun devasa kapılarından olabildiğince hızlı bir şekilde fırladılar.Ron Hermione'nin tam olarak ne sorucağını biliyordu.Sadece aklına gelen planın tüm sorunlarına bir çözüm olabileceğini bildiği için zaman kaybetmek istemiyordu.Ancak o sırada Hermione'nin meraklı sesi merdivenlerde hızla ileri geri giden öğrencilerin içinden çok zorlukla da olsa duyuldu.
"Ronald,bana planını açıklama zahmetine girişecek misin?"
"Sabret birazcık.Merak etme mantıklı bir plan-"(Ron bunu daha önceki fikirlerinin onları daha büyük bir çukura sokmaktan başka bir işe yaramadığı hatırladığında ekledi.)"Ayrıca gelmek üzereyiz zaten."
Ama Ron,Hermione'nin artık yürümediğini ve olduğu yerde şüpheli gözlerle kendisini süzdüğünü fark etti.
"Hadi ama Mione!Kaybedeceğimiz zaman yok."
"Sen nereye gittiğimizi ve bu önemli planın ne işe yaradığını açıklamadan hiçbir yere gitmiyorum.Ayrıca senin çok özlü iksir içmiş bir ölüm yiyen olmadığını nereden bilebilirim?"Hermione'nin bu saçma görüşünden sonra Ron ona "Sen ciddi olamazsın."dercesine bakmaya başladı.Bill ile Fleur'un yanından ayrıldıklarından beri hiçbir zaman birbirlerinden farklı bir yere gitmemişlerdi.Yani bu görüş aşırı anlamsızdı.Ayrıca Ron ölüm yiyen muhabbeti açıldığı için kendine engel olamayıp acaba Viktor'ın bir ölüm yiyen olup olmadığını tekrar düşündü.
Hermione bile kendisinin ne dediğini fark ettikten sonra Ron'un bakışlarına çok benzer bir şekilde duvara doğru baktı.Ancak o an,ikiside birbirlerinin gözlerinin içine baktıklarında gülmelerine engel olamadılar.
"Tamam biraz saçmalamış olabilirim-"Ron içinden "Biraz mı?"diye geçirdi."Ama lütfen anlat ne yapacağımızı?"
"Çok açık değil mi?"dedi Ron sabırsızca.Hermione başını usulca iki yana salladı.Şimdi de Ron saçmalamıştı.
"Tamam kazandın,anlatıyorum.Harry, Tom Riddle'ın günlüğünü Basilisk'in dişlerinin üstündeki zehir ile yok etti.Yani Sırlar Odası'ndaki Basilisk iskeletinden dişleri alabilirsek hortkulukları kolayca yok edebiliriz.Anladığın kadarıyla şu anda Sırlar Odası'na gidiyoruz."
Hermione bu plandan etkilenmiş görünüyordu.
"Ron bu...bu dahice.Gerçekten çok dahice."
"Eh bazen ilham geliyor böyle-"Ron bunu Hermione'yi daha da fazla etkilemeye çalışarak söylemişti."Hadi ne duruyoruz,çabuk olalım."
Ron, Hermione'nin yine olduğu yerde kaldığını fark etti.
"Şimdi ne var?"dedi sabırsızca.
"Hortkuluk Harry'nin yanındayken Sırlar Odası'na ne yapmak için gitmeyi düşünüyorsun?"
"Hortkuluk Harry'de mi?Ben sende olduğunu sanıyordum."
"Çantamda bir şey ararken Harry'ye vermiştim.Bilirsin çantamda fazlaca eşya olduğundan gerekli şeyleri bulmak zor oluyor."Ron onların aylarca yaşamasına yardımda bulunan çantanın ne kadar dolu olduğunu yolculuk sırasında defalarca anlamıştı.
"Tamam hemen Harry'yi bulalım o zaman."Ron bu sefer Hermione'nin elini,kendi muhteşem planını mahveden başka bir pürüz bulamadan önce kavrayıp ters yönde yürümeye başlamıştı.
Telaşlı öğrencilerle kaynayan merdivenleri koşarak inip çıkarken pek bir olay yaşamamışlardı.Tabi merdivenlerin aniden yön değiştirip neredeyse Hermione'nin düşmesine yol açmalarından başka.Ron onu son anda tutup göğüsünün yakınlarına çekmiş ve kısa bir süre boyunca- üzerlerinden yaşanan olayın paniğini atamadan-birbirlerinin kalp atışlarını dinlemişlerdi.
Ron,Hermione ile olan ilişkilerinin hangi aşamada olduğunu bir türlü anlayamıyordu.Yani arkadaştan ötedeydiler.Ama tam olarak bir ilişkinin içinde de değil gibiydiler...
O sırada Hermione'nin ümitsizlik dolu sesini duydu ve bu aslında bir çaresizlik belirtisiydi.Hermione genelde her şeye iyimser bakmaya çalıştığı için Ron onun sesini bu tonda çok nadir anlarda duymuştu."Harry hiçbir yerde yok ve onu bu kargaşada bulmak imkansız."
Ron hem onun moralini yükseltmek hem de Hermione'nin o tatlı gülümsemesini görebilmek için "Accio Harry!"dedi ve kendince espri yaptığını sandı.Ama Hermione'nin ona attığı "Cidden mi?"diyen bakışları görünce bunu yapmanın hata olduğunu anladı.
Ancak o sırada tamamen şans eseri Harry merdivenlerde görüldü."İşte Harry orada.Hadi acele et."
Ron neredeyse şaşkınlıktan bir altıncı sınıf öğrencisinin ayaklarına takılıp yere düşecekti çünkü büyüsünün işe yaradığını sanmıştı.Hatta yapma amacı işe yaramasını sağlamak olmasa bile.
"Ne...nasıl yani?Merlin'in bıyığı aşkına.İşe yaradı, inanamıyorum.Nasıl bu kadar yetenekli olabiliyorum?"
"Ron büyün işe yaramadı.Sadece ben gözlerimi kullandım."
"Bence hala büyü sayesinde bulduk onu."dedi Ron ,Hermione'nin tehditkar bakışlarından korktuğu için onun duyamayacağı bir tonda fısıldayarak.
"HARRY!"diye bağırdı ikisi de beraber.Harry onları az önce görmüştü ve hızla yanlarına iniyordu.Ron, Harry'nin onların seslerini bu karmaşıklıkta kolayca duymasına şaşırmıştı doğrusu.
O, yanlarında durunca Hermione konuşmaya başladı."Harry, Ron'un dahice bir fikri var.Kupayı bize vermen gerek."
Harry kupayı cebinden çıkarırken-Ron o cebin kupayı nasıl içine aldığını merak etti-Ron'da konuşmaya başladı."Evet,Basilisk'in iskeletindeki zehirle kaplı dişlerle kupayı senin günlüğü yok ettiğin gibi yok edebiliriz."bunları söylerken Harry'nin ona verdiği kupayı çantasına koyması için Hermione'ye uzattı.
"Bu gayet mükemmel bir plan-"O da Hermione kadar etkilenmiş görünüyordu."Peki oraya nasıl GİRİCEKSİNİZ."Son kelimeyi bağırarak söylemesinin nedeni Ron ile Hermione'nin çoktan el ele tutuşarak merdivenlerin altında yavaşça gözden kaybolup ondan uzaklaşmalarıydı.
"BEN ONU DA HALLETTİM ABİ!"dedi Ron kendini merdivenlerden koşan öğrenci topluluğu arasında son sesini kullanarak duyurmaya çalışırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romione-Love Tears-Viktor Krum
FanfictionAma Viktor Krum'ın aklında tek bir kişi vardı:"Hermione Granger"