Bölüm10: Her Şey Güllerden Geliyor (PART2)

898 110 270
                                    

"...Söylemeye çalıştığım şey, giderken Bay Aizawa ve Todoroki'ye güle güle dememen biraz ayıp oldu."

Katsuki sadece homurdandı, oturduğu sandalyede kaykıldı. Ayrılalı bir-iki saat olmuştu ama başı öylesine dönüyordu ki cümleler bir kulağından girip diğerinden çıkıyordu. O akşamki haberler ihtiyaç duyulan beyaz bir gürültü gibiydi.

Haklı çıkmıştı. Lanet girsin, haklı çıkmıştı ama cevaplanması gereken çok fazla soru vardı ve kafasındaki kakofoni (ÇN// Kakofoni aşırı düzensiz ve rahatsız edici gürültüdür.) o kadar büyüyordu ki Katsuki hiçbir şey bilmemiş olmayı diledi çünkü durmuyordu ve bunaltıcıydı.

Ama şimdi, önünde yeni bir hedef vardı. Odaklanacağı bir şey. Düşünmeden duramıyordu.

Babası belki de sessizliğinden rahatsız oldu ve konuştu. "Nasıl hissediyorsun?"

"İyi. Biraz uyuşuk."

"Normal... Derecede bir uyuşukluk mu?"

Omuz silkti. O kadar kötü değildi, en azından şimdilik ama başka şeylere odaklanmakta zorlanıyordu ve yapacağı şey için beynine ihtiyacı vardı çünkü Tanrı bilir nasıl tepki vereceklerdi.

Televizyona bakmaya başladı, dirsekleri sandalyenin kolçaklarındaydı, küçük parmağının tepesini dişledi. "Ameliyat olmak istiyorum." Öylece konuşuverdi.

Katsuki ailesinin birbirlerine olan bakışlarını görebiliyordu. Bu konuşmanın istediği gibi gitmeyeceğini anladı.

İlk babası konuştu, yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Neden ameliyat olmak istiyorsun?"

"Sonucu kalıcı, değil mi?"

"Bu tartışılan bir konu," annesi araya girdi. "Ameliyat olan çok az insan var, ne kadar geçici ve yan etkileri neler tam olarak bilinmiyor."

"Çiçekleri ortadan kaldırıyor ama, değil mi?" Katsuki hüsran duygusunu içinde hissedebiliyordu. "Çalışmalara geri dönmek zorundayım."

"Vücudunun ameliyata nasıl cevap vereceğini bilmiyoruz-"

"-Ama işe yarayabilir," dişleri arasından tısladı, "değil mi? Bana bu riske değer gibi geliyor."

Kararını değiştirmeyeceğini göstermeliydi ki ailesi ne kadar ciddi olduğunu anlasın. Çünkü gerçekten ciddiydi. Bu çiçekli saçmalığın durması gerek.

Ama birkaç dakikalığına ailesi hiçbir şey demedi ve top onlarda olduğu için Katsuki de konuşmadı.

Babasının sesi sessizliği böldü. "Biz seni risk altına sokmak istemi-"

"-Neyse ki bu benim sikik kararım," Katsuki gürledi.

Annesi hafifçe güldü. "Evet ama işler böyle yürümüyor, çocuk. Biz senin ebeveynleriniz, ve senden farklı olarak biz doktor önemli haltlar söylediğinde onu dinliyoruz."

Öfke içinde kabarmaya başladı, kontrol edemiyordu, yumruklarını öylesine sıkıyordu ki canı acıyordu. Önceki ilacından farklı olarak daha fazla şey hissediyordu ama yeterli değildi. Ailesi onun düşüncesini önemsemiyordu ve bu çok sinir bozucuydu çünkü annesi haklıydı. Dinlememişti ve Hanahaki o yüzden geri dönmüştü. Sanki karşı çıktıkça daha az umursanacakmış gibi hissediyordu.

O yüzden çenesini sıkıp sessizce oturdu ve başka bir karşı çıkış yüzüne çarpmadan önce kafasını toparlamaya çalıştı.

Tam da beklediği gibi annesi sessizliğini devam et olarak algıladı. "Üzgünüm ama buna izin veremem. Ameliyatın neye benzediğini biliyor musun ki?"

Roses Are RedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin