Yazar ağzından olaylar;
Biraz hızlı anlatıcam. (Boşverin sadece üşeniyorum....)Herkez "Evet"der. (Erkekler Chan yeol'a gıcık kapmıştır o yüzden sessizce "off... kızlar istemese gitmicez..."der. Herkez yarına hazırlanır. Jungkook gitmemek için bahaneler uydurmaya başlar sonuç olarak Lisa'yı Chan yeol'dan uzaklaştırmak için gider. Diğerleri zorunludur zaten.
Suga
Offf! Şimdi kim sabah kalkıcakta kampa gidecek....
Jennie'ye hasta olduğumu söyliyeceğim ve gitmeyeceğim.BİR SAAT SONRA
Karavandayız... SIRF JENNİE IÇIN!
Çünkü Chan yeol var!
Neyse arabayı süren kişi bendim...
Herkez arkada konuşuyordu. Ve İrene kızlarla iyi anlaşıyordu.
Şaka gibi İrene neden böyle bir şey yapsın ki!...Neyse Suga çok kafanı yorma. Yoksa az sonra araba kazası yapacaksın! (Allah korusun.)
Ve kamp yerine gelmiştik.
Herkez aşağı indi. Ve ben karavanı güzel şekilde park ettim. Aslında orman harikaydı ancak gelmesi zahmetliydi...Gelir gelmez hemen bir ağaca yaslandım.. (Tembellikte sınır tanımıyor asjsjsjjsjs)
Ve gözümü kapattım...
Birden üzerimde bir ağırlık hissettim. Hemen gözümü açtım.
Jennie kafasını dizime koymuş yatıyordu. ÇOK TATLI!!!!Saçını okşadım. Ormanın güzel sesini sessizce dinlemeye başladık.
Lisa
Jungkook Chan yeol'a her dakka başı laf sokuyordu.
En sonunda onu bir kenera çektim...
"Kook... tavşanım sakin ol ondan ne istiyorsun... o zaten İrene ile sevgili..."
"Bilmiyorum... içimde kötü bir enerji var ve bunun kaynağı Chan yeol..."Onun yanağına bir öpücük kondurup sakin olmasını söyledim. O da derin bir nefes aldı Chan yeol'u süzdü biran. İçine sinmediğini biliyordum. Bana; "Tamam o zaman"dedi soğuk bir sesle...
Ve şimdi odun toplama zamanı!
"Yah! Ne gerek var o kadar gitmeye zaten burda odun var..."dedi Rose.
"Ne odunu?"dedim.
"Bizim erkekler ne güne duruyo? Atalım içine gitsin... ( ಠ ͜ʖಠ)"Ondan sonra bizi bir gülme tuttu.
Erkekler trip atmaya başladı...
Hepsinden teker teker özür diledik ama hâlâ sırıtıyorduk.Ondan sonra ben odun toplamaya gitmeye karar verdim. Jungkook gelmedi çünkü o mangalda Tae'ye yardım ediyordu.
"Ben de gelicem."
"Ama Chan yeol..."
"Sus... hadi hem daha kolay olur"İkimiz ormana girdik. Bir ara onu İrene aradı. Ama yanımdan uzaklaşıp konuştu. Bende biraz merak ettim ama sonra ya özelse dedim ve onun konuşmasını bekledim. Yanıma geldi hemen harekete geçtik. Bir kaç dakika sonra Chan yeol beni durdurdu.
"Lisa..."
"Efendim."
"Ben çok yoruldum."
"Ne!? Ama daha yeni yeni toplamaya başladık."
"Biliyorum ama zaten bu sabahtan beri yorgundum..."
"Hasta felan mısın?"
"Yok öyle birşey..."
"Tamam o zaman sen burda dinlen ben biraz toplayayım..."Ben tam arkama döndüm gidicem. Chan yeol elimden tuttup beni kendine çevirdi. Ve bir anda BENİ ÖPTÜ!?!?!??!?!?
O an ne yapacağımı şaşırdım... ve bir ses benim tüylerimi diken diken etti...
"CHAN YEOL LİSA!!!!"Jungkook
Ben, Tae'ye yardım ediyordum. Birden İrene geldi.
"Jungkook benimle gel!"
"İrene ne var!?"
"Ya! Lütfen gel! Çok önemli!"
"Aman..."
"AMA LİSA İLE İLGİLİ!"
"LİSA!?"
Hiç kimse bu konuşmayı duymamıştı. Hemen koşmuştuk zaten..."Jungkook beni takip et!"
Ve sonunda gelmiştik...
Ve o an kalbimde bir çatlama sesi duydum...
O an o kadar kötü olmuştum ki!"CHAN YEOL LİSA!!!!"
Hemen ayrıldılar.
Ben o an ölmüştüm...Hemen Lisa'yı aldım ve ordan uzaklaştım.
"Jung-Jungkook! L-lütfen beni din-le!"
"NE DİNLEMESİ YA! SEN NE YAPTIĞININ FARKINDA MISIN!? BUNU BANA NASIL YAPTIN HA NASIL!!??!?!"
(Bir ağaca sertçe yumruk atar)Susmuştu nedeni ben sinir krizi geçiriyordum ve sürekli ona bağırıyordum...
Hemen kamp yerine geldik. Herkeze kamp'ın bittiğini söyledim...
Ve herkez anlam verememiş şekilde karavana bindi...Jimin
Jungkook kimseye ne olduğunu söylemiyordu. Ama çok sinirliydi...
Biz eve geldiğimizde Rose mızmızlanmaya başladı...
"Of! Ne güzel eğleniyorduk! Ne oldu şimdi!?"
"Rose başka birgün gideriz"
"Lisa'yı ağlarken gördüm..."
"Ben de ama bana neden ağladığını söylemedi...."Lisa
Eve gelmiştik Jungkook bana hiçbirşey dememişti.
Eve gelir gelmez odama koştum.
Kapıyı kapattım ve yatağıma atladım. Ağlamaya başladım....
Çok kötü hissediyorum! Chan yeol bunu nasıl yapar!? O benim çocukluk arkadaşımdı!Jungkook sürekli ses çıkartarak iş yapıyordu. (Hani annemiz kızınca mutfakta tencere felan alırken sinirle sert bir ses çıkarır o türden...)
Odadan çıktım ve Jungkook'un yanına gittim. Bana hiçbirşey demedi...
"Jungkook...."
Cevap yok.
"Jungkook..."
Yine cevap yok...
"Beni dinle ben..."
"Lisa şuan moralimi bozmak istemiyorum..."Sustum... odama tekrardan çıktım...
Ama bh sefer valizlere eşyalarımı topluyordum... sanırım bir süre eski evimize gidicem...
Valizimi aldım ve merdivenden ağır adımlarla yürümeye başladım...Tam kapıya gelmişken kapıyı Jungkook açmıştı... o an dona kalmıştım.
Bana "Git!"dedi...
Gözlerim doldu. Gerçekten gitmemi bu kadar mı istiyordu...
Aşkımızı hemen mi bitiriyordu?
Halbuki beni dinlese...Valizlerle dışarı çıktım... hemen kapı kapandı. Eve son bir kez baktım çünkü bir daha geri dönmeyecektim...
Yolda yürümeye başladım...
Kısa kolluydum, hava da çok soğuktu. Ama benim umrumda bile değildi.Chan yeol birden karşıma çıktı.
"Lisa..."
"Chan yeol kaybol!"
"Asla!"
"...."
"Jungkook seni mi kavdu... (sırıtır)"
"HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!"
Chan yeol'a tokat attım.
"Sen..." bana yumruk attı ve yere çakıldım. Elmacık kemiğim çok acıyordu. Yerde sürtündüğüm için ayağımda kanamıştı.Chan yeol birden beni hırpalamaya başladı...
"Madem tatlı tatlı istemiyorsun... bende zorla alırım..."
"Chan yeol ben sana güvenmiştim..."Birden kafamda hissettiğim acı ile hertaraf siyaha büründü...
Jungkook beni korumadı...
Jungkook canım acıyor kurtar beni! . Eğer bir zarara uğrarsan 'panzehir' seni kurtarırdı!(Selam evet fragmanda verdiğim kısımların yarısı yok... çünkü yazarcık hasta oldu🤒🤒🤒
Ama diğer fragman gelir. Bu arda
"Kill this love" nasıldı sizce?)